1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

7394 sayılı Kanunla, İmar Barışı, 2/B Arazileri ve Hazine Arazileri Konusunda Neler Değişti?


15 Nisan 2022 tarihli ve 31810 sayılı Resmî Gazete yayımlanan 8/4/2022 tarihli ve 7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile milli emlak mevzuatında önemli değişiklikler yapıldı. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:

1) İmar barışı Hazine arazileri başvuru süresi uzatıldı.

Yapılan değişiklikle, 3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16 ncı maddesinin yedinci fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan ve imar barışı Hazine arazilerinin satışına başvuru süresi olan “31/12/2019” ibaresi “31/12/2022” şeklinde değiştirilmiştir. Yani imar barışı Hazine arazilerinin satışına 31.12.2022 tarihine kadar başvurulabilecektir.

2) İmar barışı Hazine arazileri satışında peşin ödeme indirimi getirildi.

Yapılan değişikliklerden bir tanesi, imar barışı Hazine arazileri satışında peşin ödeme indirimidir. Yapılan değişikliğe göre “satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi hâlinde yüzde yirmi, en az yarısının ödenmesi hâlinde yüzde on indirim uygulanır”. Buna göre imar barışı Hazine arazisi satışında satış bedelinin tamamı peşin ödenirse yüzde yirmi, en az yarısının peşin ödenmesi hâlinde ise yüzde on indirim uygulanacaktır.

3) İmar barışı Hazine arazileri satışında taksitli ödeme konusu yasal dayanağa kavuşturuldu.

Yapılan değişikliğe göre “Taksitli satışlarda satış bedelinin en az yüzde onu peşin ödenir, kalan bedel ise beş yıla kadar taksitlendirilir. Taksit tutarlarına kanunî faiz oranının yarısı uygulanır.” Bu hüküm 396 sayılı Tebliğdeki hükmün aynısıdır. Yani tebliğdeki hüküm yasal dayanağa kavuşturulmuş oldu.

4) Bazı özel satışlarda peşin ödeme indirimi getirildi.

Yapılan düzenlemeye göre 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının “(b), (c) ve (g) bentleri kapsamında rayiç bedel üzerinden yapılan satışlarda, satış bedelinin peşin ödenmesi halinde satış bedeline yüzde yirmi indirim uygulanır.”

thumbnail
Önerilen Yazı
Yapı Kayıt Belgesi Alınan Hazine Arazisi Satışı -2024

Bunlardan (b) bendi Üzerinde çeşitli amaçlarla kişiler lehine sınırlı ayni hak tesis edilmiş ise, zemini ile üzerindeki bina ve tesislerin Hazineye geçmesi gereken kısmı, talep edilmesi halinde hak lehdarlarına satışı, (c) bendi ise, hisse oranı yüzde kırkı veya hisse miktarı uygulama imar planı sınırları içinde dört yüz, dışında ise dört bin metrekareyi aşmamak kaydıyla talepte bulunan hissedarlarına satışı düzenlemektedir. (g) bendi ise tapu kayıtlarında tapu fazlalıklarının Hazineye ait olduğuna ilişkin şerh bulunan taşınmazlardaki fazlalıklar, tapu malikine veya mirasçılarına satışı hakkındadır.

Yapılan değişikliğe göre bu satışlarda satış bedelinin peşin ödenmesi halinde satış bedeline yüzde yirmi indirim uygulanacaktır.

5) Ticari amaçla kiralanan Hazine taşınmazlarının ihale ile satışında kiracıya öncelik hakkı tanındı.

4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasına eklenen fıkra ile ticari faaliyetlerde kullanılmak üzere kiraya verilen taşınmazların 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda yer alan hükümler çerçevesinde ihale yoluyla satışa konu edilebileceği hüküm altına alınmıştır.

Aynı fıkraya göre, ihalenin yapıldığı tarihte en az üç yıl süreyle taşınmazları sözleşmeye dayalı olarak kullanan kiracılar, öncelikli olarak satın alma hakkına sahiptir.

Öncelikli satın alma hakkının kullanılmasında dokuzuncu fıkra hükümleri kıyasen uygulanır. Bu fıkra lojman satışlarında öncelik hakkını düzenlemektedir. Buna göre, ihale yapıldığı tarihte görev, sıra ve hizmet tahsisli ve kat mülkiyeti veya kat irtifakı kurulan kamu konutlarında oturanlar, ikamet ettikleri kamu konutunu öncelikli olarak satın alma hakkına sahiptirler. İhale bedeli öncelikli alım hakkı sahibi tarafından peşin veya taksitli olarak ödenebilir, peşin olarak ödenmesi halinde yüzde on indirim uygulanır.

6) Genel hükümlere göre satışta peşin ödeme indirimi getirildi.

Yapılan değişiklikle, genel hükümlere göre (ihaleli satışlarda) peşin ödeme indirimi öngörüldü. Buna göre Hazineye ait taşınmazların satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilir. 4 üncü madde kapsamında yapılan satışlar hariç olmak üzere 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ve 16/5/2012 tarihli ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanuna göre yapılan satışlarda, satış bedelinin peşin olarak ödenmesi hâlinde satış bedeline yüzde yirmi indirim uygulanır.

7) Lojmanların Satışında Yüzde Yirmi Peşin Ödeme İndirimi Var mı?

7394 sayılı Kanunla, 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişikliğe göre Kanun’un 4 üncü maddesi kapsamında yapılan satışlar hariç olmak üzere 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre yapılan satışlarda, satış bedelinin peşin olarak ödenmesi hâlinde satış bedeline yüzde yirmi indirim uygulanır.

Lojmanların satışı da 4706 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi kapsamında yapılmaktadır. Bu nedenle, lojmanların satışında yüzde yirmi peşin ödeme indiriminin uygulanmayacağını düşünüyorum.  Her ne kadar 4. maddede lojman satışlarının 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’na göre yapılacağı öngörülmüş ise de 5. madde, 4. madde kapsamındaki satışlarda peşin ödeme indirimi uygulanmayacağını öngördüğü için lojmanların satışında yüzde yirmi peşin ödeme indiriminin uygulanmayacağı kanaatindeyim. 

Kanun koyucunun amacının bu yoruma daha uygun olduğunu düşünüyorum. Buradaki temel amaç, ihaleli satışlarda peşin ödeme indirimi uygulamaktır. Oysa ki 4. maddedeki lojman satışları, öncelikli alım hakkı kullanan kişi açısından bir doğrudan satış niteliğindedir. Öncelikli alım hakkı sahibi, ihaleye katılsın veya katılmasın, öncelikli alım hakkına sahiptir. Üstelik öncelikli alım hakkı sahibi kişi, bu hakkını peşin kullanmak isterse zaten yüzde % 10 indirim uygulanmaktadır. Yüzde % 10 indirim yanı sıra % 20 indirim uygulanmasının anlamlı olmadığını, kanun koyucunun idaresinin bu olmadığını düşünüyorum.

Lojman satışlarında ihalenin öncelikli alım hakkı sahibi dışında birisi üzerinde kalması ve bu kişiye % 20 indirim uygulanması, buna karşılık öncelikli alım hakkı sahibine yüzde 20 indirim uygulanmaması ise öncelikli alım hakkı sahibi aleyhine bir durum yaratacaktır. 

Bu nedenle lojman satışlarında ne öncelikli alım hakkı sahibinin ne de ihaleyi kazanan diğer kişilerin % 20 indirim hakkına sahip olmadığını düşünüyorum. Ancak uygulama, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün kararıyla netleşecektir.

8) Üzerinde yapı bulunan ve hak sahiplerine satılmak üzere belediyeye devredilen parsellerin satışında peşin ve taksitli ödeme indirimi getirildi.

Buna göre, 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesinin altıncı fıkrası kapsamında yapılacak satışlarda satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi hâlinde yüzde yirmi, en az yarısının ödenmesi hâlinde yüzde on indirim uygulanır ve satış bedeli, en az yüzde onu peşin ödenmek üzere beş yıla kadar taksitlendirilebilir. Taksit tutarlarına kanunî faiz oranının yarısı uygulanır. Taksitle satışa esas bedel ile taksit süresi ve sayısını belirlemeye belediyeler yetkilidir.

Üstelik bu kapsamda kalan ve hak sahipleri Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü tarafından 6306 sayılı Kanuna göre yapılan satışlarda da bu fıkra hükümleri uygulanacaktır.

9) İrtifak hakkı ve kullanım izinlerinde hasılat paylarıyla ilgili düzenlemeler yapıldı.

a) İrtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilen Hazine taşınmazı üzerinde bulunan tesisin tamamının veya bir kısmının hak lehtarınca üçüncü kişilere kiraya verilmesi hâlinde; hak lehtarından brüt kiranın yüzde l’i oranında, kiracıdan/kiracılardan ise, tesisin işletilmesinden elde edilecek toplam yıllık hasılattan hak lehtarına ödenen kira bedeli düşüldükten sonra, kalan tutar üzerinden yüzde 1 oranında ayrıca pay alınır. Kiracılardan alınamayan hasılat payları hak lehtarından alınır. Bu hüküm Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin aynısıdır.

b) Yürütülen faaliyetin niteliği gereği yıllık hasılatın tespit edilememesi durumunda; hak lehtarından cari yıl irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli, kiracılardan ise hak lehtarına ödenen cari yıl kira bedeli üzerinden yüzde 20 oranında pay alınır.

Bu hüküm Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 79. maddesindeki “İrtifak hakkı lehtarı veya kullanma izni sahibinin bu yerler üzerinde yürüttüğü faaliyetin niteliği gereği toplam yıllık hasılatının tespit edilememesi durumunda; hak lehtarından, cari yıl irtifak hakkı veya kullanma izni bedelinin yüzde yirmisi hasılat payı olarak alınır.” hükmünden biraz farklıdır. Yönetmelikteki hüküm sadece hak lehtarından, kanundaki düzenleme ise hak lehtarından cari yıl irtifak hakkı veya kullanma izni bedeli, kiracılardan ise hak lehtarına ödenen cari yıl kira bedeli üzerinden hasılat payı alınmasını öngörüyor.

10) Hasılat Payının ne üzerinden hesaplanacağı konusu yasal dayanağa kavuşturuldu.

Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 79. maddesindeki “Toplam yıllık hasılat; işletmenin, irtifak hakkı kurulan veya kullanma izni verilen Hazine taşınmazı üzerindeki faaliyetleri çerçevesinde satılan mal veya hizmetler karşılığında alınan ya da tahakkuk ettirilen her türlü bedellerle, vade ve kur farkları, faiz ve kira gelirleri ile diğer gelirlerden oluşur ve tek düzen muhasebe sistemindeki gelir tablosunda yer alan net satışlar, diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar ile olağandışı gelir ve karların toplamı üzerinden tespit edilir.” hükmü, Danıştay Onüçüncü Dairesinin 29/5/2018 tarihli ve E:2016/2594; K:2018/1895 sayılı kararı ile iptal edilmiş, bu hüküm Danıştay İDDK’nın 1/4/2019 tarihli E:2018/2539, K:2019/1452 sayılı Onama kararı ile kesinleşmişti.

Yapılan kanuni değişiklikle; toplam yıllık hasılatın; işletmenin, tek düzen muhasebe sistemindeki gelir tablosunda yer alan net satışlar, iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan elde edilen temettü gelirleri hariç olmak üzere diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar ile olağan dışı gelir ve kârların toplamı üzerinden tespit edileceği hüküm altına alınmıştır.

Karşılaştırma Tablosu

Yönetmelik Kanun
Satılan mal veya hizmetler karşılığında alınan ya da tahakkuk ettirilen her türlü bedellerle, vade ve kur farkları, faiz ve kira gelirleri ile diğer gelirlerden oluşur ve tek düzen muhasebe sistemindeki gelir tablosunda yer alan net satışlar, diğer faaliyetlerden olağan gelir ve karlar ile olağandışı gelir ve karların toplamı Gelir tablosunda yer alan net satışlar, iştiraklerden ve bağlı ortaklıklardan elde edilen temettü gelirleri hariç olmak üzere diğer faaliyetlerden olağan gelir ve kârlar ile olağan dışı gelir ve kârların toplamı

11) Hazine taşınmazlarının kullanıcılarına doğrudan kiraya verilme şartları yeniden düzenlendi.

Yapılan değişiklikle, 4706 sayılı Kanunun ek 6. maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“İmar planı bulunmayan veya imar planında tarımsal amaca ayrılan Hazineye ait tarım arazileri; 31/12/2019 tarihinden önce en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullanan ve kullanımlarının halen devam ettiği Bakanlıkça belirlenen kullanıcılarına, cari yıl ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden on yıla kadar doğrudan kiralanabilir.”

Bu fıkranın ilk hali şu şekilde idi: “İmar planı bulunmayan veya imar planında tarımsal amaca ayrılan Hazineye ait tarım arazilerini en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullandığı 31/12/2017 tarihinden önce Bakanlıkça tespit edilen ve başvuru tarihi itibarıyla kullanımlarının halen devam ettiği belirlenen kullanıcılardan; bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içerisinde bu arazileri doğrudan kiralamak için başvuruda bulunanlara, ecrimisil borçları bulunmaması şartıyla, cari yıl ecrimisil bedelinin yarısı üzerinden on yıla kadar doğrudan kiralanabilir.”

Göze batan değişiklikler şunlardır:

a) Kullanım süresi değiştirildi. 31/12/2017 olan süre 31/12/2019 olarak değiştirilmiştir.

b) “en az üç yıldan beri tarımsal amaçla kullandığı 31/12/2017 tarihinden önce Bakanlıkça tespit edilen” ibaresi kaldırılmıştır. Bu nedenle 31.12.2019 tarihinden sonra yapılan tespitler de kiralama için kullanılabilecektir.

c) Başvuru süresi kaldırılmış görünüyor. Yeni fıkrada başvuru süresine ilişkin ibare bulunmuyor.

d) Birikmiş ecrimisil borcu bulunmaması şartı kaldırılmıştır.

12) Genel bütçe dışındaki kurumlara ait lojmanların satışından elde edilen gelirlerin genel bütçeye gelir kaydedilmesi öngörüldü.

Düzenlemeye göre, “Geçici Madde 29- Mahalli idarelere ve sosyal güvenlik kurumlarına ait konutların satışından elde edilen gelirler hariç olmak üzere, 4 üncü madde kapsamında 2022 ve 2023 yıllarında ihalesi yapılan kamu konutları satışından elde edilen gelirler genel bütçeye gelir kaydedilir.”

13) Orman Kanunu’nun ek 16. maddesine göre orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kullanıcılarına doğrudan satışı öngörüldü.

Ek 16. madde şu şekildedir: “Orman ve Su İşleri Bakanlığınca, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında hiçbir yarar görülmeyen ve tarım alanına dönüştürülmesi de mümkün olmayan yerler ile bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte üzerinde yerleşim yeri bulunan ya da yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanlardan, sınırları Cumhurbaşkanınca belirlenen alanlar, Cumhurbaşkanınca belirlenecek usul ve esaslara göre Orman Genel Müdürlüğünce orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilir. Orman sınırları dışına çıkartılan alanın iki katından az olmamak üzere Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar Orman Genel Müdürlüğüne orman tesis etmek üzere tahsis edilir.”

Yeni düzenlemeyle 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanuna eklenen ek 1. maddeyle de 6831 sayılı Kanunun ek 16 maddesi hükümlerine göre üzerinde yerleşim yeri bulunduğu gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların kullanıcılarına satışı öngörülmüştür.

Buna göre; “EK MADDE 1- (1) 6831 sayılı Kanunun ek 16 ncı maddesi hükümlerine göre üzerinde yerleşim yeri bulunduğu gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi hükümlerine göre kadastrosu yapılır. Kadastro tutanağının beyanlar hanesindeki bilgiler tapu kütüğünün beyanlar hanesine de aynen aktarılarak hak sahipliği belirlenir. Bu taşınmazlar, bu Kanunun 2/B alanlarında kalan taşınmazların satışına ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmak suretiyle hak sahiplerine doğrudan satılır.”

14) 2/B Arazilerinde ve Hazineye ait tarım arazilerinde başvuru süresi uzatıldı.

7394 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesine göre; 2/B alanlarında bulunan taşınmazların 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun kapsamında, Hazineye ait tarım arazilerinin ise 6292 sayılı Kanun ile 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında satışına ilişkin olarak;

a) Süresi içinde başvuru yapmayanların başvuru süresi, b) Kendilerine yapılan tebligatta belirtilen bedeli süresi içerisinde ödemeyenlerin ödeme süresi, c) Taksitli satışlarda, sözleşmesinde belirtilen taksitlerden ikiden fazlasını vadesinde ödemeyenlerin ödeme süresi, 31/12/2022 tarihine kadar uzatılmıştır. 2/B alanlarının satışı konusunda şu yazımıza bakabilirsiniz: 2/B Arazisi Nedir? 2/B Alanlarının Satışı Nasıl Olur?

15) 2/B iade başvuru süresi uzatıldı.

Yapılan değişiklikle, 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi kapsamında süresi içinde iade başvurusunda bulunmayanlar ile geçici 8. maddesi (bu madde de iade ile ilgilidir) kapsamında olanların başvuru süresi 31/12/2022 tarihine kadar uzatılmıştır.

7394 sayılı Kanun Gerekçesi

GENEL GEREKÇE

Kanun Teklifimizle, vatandaşlarımızın bazı konulara ilişkin olarak yaşayabileceği hak mağduriyetlerinin önüne geçilmesi, ödeme kolaylığı sağlanması ve kamu kurum ve kuruluşlarımızın muhtelif konulara ilişkin olarak ihtiyaç duyduğu kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi hedeflenmektedir.

Bu çerçevede; 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yapılan değişikliklerle 359 uncu maddede öngörülen hapis cezalarının üst sınırı artırılmaktadır. Ayrıca, Türk Ceza Kanunu uygulamasında bulunan “etkin pişmanlık müessesesi”ne benzer bir düzenlemenin vergi kaçakçılığı suçlarına yönelik olarak da uygulanması, kaçakçılık suçlarına ilişkin hükmedilecek hapis cezaları için Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesinde yer alan “zincirleme suç” hükümlerinin uygulanması ve kaçakçılık suçlarına ilişkin yargılama sürecinin etkinleştirilmesi sağlanarak cezanın kişiselleştirilmesi, suç ve ceza dengesinin sağlanması ile adil yargılanma hakkının daha da güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Gelir Vergisi Kanununda yapılan değişiklikle, serbest meslek mükellefiyeti bulunan ve ayrı bir muayenehanesi ve organizasyonu bulunmaksızın faaliyetlerini özel sözleşmelere istinaden; özel sağlık kuruluşları ile vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yürüten diş hekimleri dahil hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişilerin gelirlerinin ücret olarak mı serbest meslek kazancı olarak mı vergilendirileceği hususunda yaşanan tereddütlerin giderilmesi bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi sağlanmaktadır.

Gelir Vergisi Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan bir diğer değişiklikle, 5651 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, reklam yasağı getirilenlere reklam vermeye devam eden gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının hesaplanmasında gider olarak kabul edilmemesi sağlanmaktadır.

Kurumlar Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerle;

– Gayrimenkul yatırım ortaklıklarına tanınan kazanç istisnasının “Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı” unvanını kullanan ancak esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan mükellefleri kapsamadığı hususu netleştirilmekte,

– Yatırım fonlarından elde edilen kar payları ile katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançlar ve bu payların dönem sonu değerlenmesinden kazanç oluşması halinde ise bu kazançlar da istisna kapsamına alınmakta,

– Finans sektörünün kurum kazançlarının vergilendirilmesinde kurumlar vergisinin %25 oranında uygulanması öngörülmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununda yapılan değişikliklerle:

– Yabancılara istisna kapsamında teslim edilen konut veya iş yerinin bir yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisnadan faydalanılamayacağına ilişkin düzenlemede değişiklik yapılarak elde tutma süresi üç yıla çıkarılmaktadır.

– İmalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisinin talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade edilmesine imkan veren düzenleme, istisna uygulamasına çevrilmekte ve süresi 31/12/2025 tarihine uzatılmakta olup, ayrıca madde kapsamına turizme yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işleri de alınmaktadır.

– Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere bu araçların geliştirilmesine yönelik verilen ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yer alan mühendislik hizmetleri 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmektedir.

Ayrıca, Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunda yapılan değişiklikle ülkemizde vergi bilincinin gelişmesine katkı sağlamak amacıyla vergi ile ilgili uyarıcı ve eğitici yayınlar yapılabilmesi imkânı getirilmektedir.

Bunun yanında Teklifimizle Hazine taşınmazlarına ilişkin olarak;

– Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların bulunduğu Hazine taşınmazlarının satışına ilişkin başvuru süresinin uzatılması, ödeme kolaylığı sağlanması ve kentsel dönüşüme pay aktarılması suretiyle vatandaşlarımıza yeniden başvuru yapma imkânı getirilmesi, vatandaşlarımızın tapularına kavuşmalarının sağlanması, hukuki ihtilafların giderilmesi ayrıca kentsel dönüşümün desteklenerek ülkemizin olası depremlere hazırlıklı olmasının sağlanması,

– Hazine taşınmazlarının; 2886 ve 6306 sayılı Kanunlar kapsamında gerçekleştirilen ihaleli satışlarında ve irtifak hakkı lehdarları ile hissedarlarına ve tapu fazlalığı hak sahiplilerine doğrudan satışında ödeme kolaylığı sağlanması,

– Ticari faaliyetlerde kullanılmak üzere kiraya verilen Hazine taşınmazlarının satışında kiracılara öncelikli alım hakkı tanınmak suretiyle kiracıların bu taşınmazları satın almalarında kolaylık sağlanması ve ticari faaliyetlerin geliştirilmesine yardımcı olunması,

– Hazine taşınmazları üzerinde tesis edilecek irtifak hakları ile verilecek kullanma izinlerinde alınacak hasılat paylarının hesaplanmasına ve tahsiline ilişkin düzenleme yapmak suretiyle uygulamada karşılaşılan tereddütlerin giderilmesi ve uygulamaya yön verilmesi,

– Hazineye ait tarım arazilerinin kullanıcılarına kiraya verilmesine ilişkin başvuru süresinin uzatılması suretiyle daha fazla vatandaşımızın madde kapsamından yararlanabilmeleri sağlanarak tarımsal üretimin desteklenmesi, vatandaşlarımızın tarım arazilerini sözleşmeye bağlı olarak kullanmaları ve tarımsal desteklemelerden yararlanabilmelerinin temini,

– Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2022 ve 2023 yıllarında ihalesi yapılacak kamu konutlarının satışlarından elde edilen gelirlerin genel bütçeye gelir kaydedilmesi,

-6831 sayılı Orman Kanununun ek 16 ncı maddesi kapsamında üzerinde yerleşim yeri bulunduğu gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkarma işlemi tamamlanan ve tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların satışına ilişkin düzenleme yapılması suretiyle mülkiyet ihtilaflarının giderilmesi,

– 2/B taşınmazları ve Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin başvuru ve ödeme süresinin uzatılması suretiyle vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi,

amaçlanmaktadır.

Ayrıca, Teklifte, – Muhtarlara net asgari ücret tutarının altında ödenek verilmemesine,

-Tasfiye edilen Tasarruf Finansman Şirketlerinin tasarruf dönemi müşterilerinin mağduriyetlerinin giderilmesine,

– Anayasa Mahkemesinin iptal karannın gerekçeleri ve zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlarda dikkate alınarak, 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa ek madde ilave edilerek bazı yükseköğretim kurumlarına yeniden kadro ihdas edilmesine,

– Cumhurbaşkanlığına bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip olarak kurulan Cumhurbaşkanlığı ofislerinin Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS), katılma payı ödemesinden muaf tutulmasına,

– Kamu personelinin geçici görevlendirmelerine ilişkin konaklama bedeli artışlarının karşılanabilmesine,

– 5661 sayılı Kanun kapsamında kredisi bulunan tarımsal üreticilerin, aciz vesikasına bağlanan borçlarına uygulanacak olan faizin esasları düzenlenmekte, böylelikle borçlarını ödeme hususunda kolaylık sağlanarak ilave borç yükünden kurtarılmasına,

– 7091 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun uygulamasında yaşanan mevcut sorunların giderilmesi, bu suretle öngörülen tasfiye sürecinin tamamlanması, alacaklar yönünden oluşan belirsiz sürecin sona erdirilmesine,

yönelik düzenleme yapılmaktadır.

MADDE GEREKÇELERİ

Madde 1- Maddeyle, Gelir Vergisi Kanununda değişiklik yapılmakta, 5651 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, reklam yasağı getirilenlere reklam vermeye devam eden gelir vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının hesaplanmasında gider olarak kabul edilmemesi sağlanmaktadır.

Madde 2- Maddeyle, Gelir Vergisi Kanununda değişiklik yapılmakta olup serbest meslek mükellefiyeti bulunan ve ayrı bir muayenehanesi ve organizasyonu bulunmaksızın faaliyetlerini özel sözleşmelere istinaden; özel sağlık kuruluşları ile vakıf üniversitelerine ait sağlık kurum ve kuruluşlarında yürüten diş hekimleri dahil hekimler ile tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olan kişilerin gelirlerinin ücret olarak mı serbest meslek kazancı olarak mı vergilendirileceği hususunda yaşanan tereddütlerin giderilmesini teminen, bir veya birden fazla özel sağlık kuruluşu ile sözleşme düzenleyerek hekimlik faaliyetini yürüten hekimlerin serbest meslek erbabı olarak kabul edilmesi ve kazançlarının serbest meslek kazancı hükümlerine göre vergilendirilmesi sağlanmaktadır. Bu kapsamda, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı olarak aynı Kanunun Ek 10 uncu maddesi kapsamında çalışan hekimler serbest meslek erbabı olarak kabul edilecektir. Ücretli olarak çalışan hekimlerin gelirleri ise önceden olduğu gibi ücret hükümlerine göre vergilendirilmeye devam edilecektir.

Madde 3- Vergi daireleri tarafından tahakkuk fişi, ihbarname, ödeme emri, muhasebe işlem fişi, haciz varakası, mahsup alındısı, takdire sevk fişi gibi çok sayıda belge düzenlenmektedir. Vergi dairesinin görev, yetki ve sorumlulukları kapsamında düzenlenen bu belgelerin bir kısmı mükelleflere tebliğ edilirken bir kısmı sadece iç işlemlerde kullanılmaktadır.

Elektronik ortamda düzenlenip 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında elektronik imza ile imzalanan belgeler dışında halen çok sayıda belge fiziki ortamda düzenlenmekte ve ıslak imza ile imzalanarak muhafaza edilmektedir.

Maddeyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 4 üncü maddesinde değişiklik yapılarak, vergi dairesince 213 sayılı Kanun ile diğer Kanunlar kapsamında yapılan işlemlerde elektronik imza, mühür veya onay kullandırma, vergi daireleri tarafından düzenlenen ve vergi dairesince imzalanması gereken belgelerin bu daireler adına Gelir İdaresi Başkanlığınca elektronik ortamda imzalanması, mühürlenmesi veya onaylanmasına izin verme, elektronik imza, mühür veya onayın kullanım usul ve esaslarını düzenleme konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığına yetki verilmektedir.

Madde 4- 213 sayılı Kanunun 371 inci maddesinde etkin pişmanlık müessesesine yer verilmiş olup, 359 uncu maddede, 371 inci maddedeki pişmanlık şartlarına uygun olarak durumu ilgili makamlara bildirenler hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı açıkça düzenlenmiştir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  İmar Planları Nasıl İptal Edilir? Nerede Dava Açılır? Dava Açma Süresi Nedir?

Bununla birlikte, etkin pişmanlığın, suç soruşturmasına başlanmadan önceki dönem için kabul edilmesi nedeniyle soruşturma ve kovuşturma evresinde fail tarafından bu yola başvurulamamaktadır. Maddede yapılan düzenlemelerle, bu maddede yer alan suçlar bakımından soruşturma ve kovuşturma aşamasında da etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesine imkân sağlanmaktadır.

Buna göre, maddede yazılı fiillerle verginin ziyaa uğratıldığının tespit edilmesine bağlı olarak tarh edilen verginin, hesaplanan gecikme faizi ve gecikme zammının tamamı ile kesilen cezaların yarısı ve buna isabet eden gecikme zammının; soruşturma evresinde ödenmesi halinde fail hakkında verilecek cezada yarı oranında, kovuşturma evresinde hüküm verilinceye kadar ödenmesi halinde ise üçte bir oranında indirim yapılacaktır. Ayrıca, tarh edilen vergi ve vergi aslına bağlı olarak kesilen cezanın bulunmadığı durumlarda cezadan yarı oranında indirim yapılması öngörülmektedir.

Diğer yandan, failin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabilmesi için vergi mahkemesinde dava açmaması, açmışsa feragat etmesi, kanun yollarına başvurmaması veya başvurmuşsa vazgeçmesi gerekmektedir. 213 sayılı Kanunda tarh edilen vergiler ile kesilen cezalara ilişkin ihtilafların dava konusu yapılmadan idari aşamada çözümlenmesine imkân veren farklı düzenlemeler bulunmaktadır.

Bunlardan en önemlisi Kanunun ek 1 ilâ ek 11 inci maddelerinde düzenlenen uzlaşma müessesesidir. Mükellefler gerek tarhiyattan önce gerekse tarhiyattan sonra vergi ve cezalar için idareden uzlaşma talep edebilmektedir. Uzlaşma gerçekleşmesi halinde mükellefler uzlaşılan vergi ve cezalar için artık dava açma yoluna gidememektedir. Benzer düzenleme etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi bakımından da getirilmektedir. Belirtmek gerekir ki, söz konusu müesseselerin uygulanması zorunlu olmayıp, mükelleflerin kendi tercihlerine istinaden uygulanabilecektir. Bu bakımından mükellefler belirtilen uygulamaları tercih edip, dava yoluna gitmeyerek veya feragat ederek, sağlanan indirim imkânından faydalanabilecektir. Bu uygulamaları tercih etmeyen mükellefler ise sağlanan indirim imkânından faydalanamayacak ancak, bu mükelleflerin tarh edilen vergi ve kesilen cezalara ilişkin vergi mahkemelerinde dava açma hakları saklı olacaktır.

Maddede yapılan diğer bir düzenlemeyle, bu maddede yer alan suçların birden fazla takvim yılı veya vergilendirme dönemi içinde aynı suç işleme kararının icrası kapsamında işlenmesi halinde, Türk Ceza Kanununun 43 üncü maddesinin uygulanacağı belirtilmektedir. Böylelikle, ceza miktarının belirlenmesinde zincirleme suça ilişkin koşulların esas alınması amaçlanmaktadır. Belirtmek gerekir ki, hukuki veya fiili kesintinin varlığının kabulü halinde zincirleme suça ilişkin hükümler değil, gerçek içtima hükümleri uygulanacaktır.

Öte yandan, vergi kaçakçılığı suçları ile yapılan mücadelenin daha da etkinleştirilmesi amacıyla maddede yer alan hapis cezalarının üst sınırı artırılmaktadır.

Madde 5- Maddeyle, 213 sayılı Kanunun 359 uncu maddesinde yazılı suçlara ilişkin yürütülmekte olan soruşturma veya kovuşturmalarda mütalaaya konu fiilin, hakkında soruşturma veya kovuşturma yürütülen kişinin dışında başka bir kişi tarafından işlendiğinin veya başka bir kişiyle birlikte gerçekleştirildiğinin ortaya çıkması durumunda, bu kişi bakımından kamu davası açılması için rapor düzenlenmesi ve mütalaa verilmesi şartının aranmaması temin edilmektedir.

Madde 6- Maddeyle, 213 sayılı Kanuna geçici madde eklenmekte ve Kanunun 359 uncu maddesinde Teklifle yapılan düzenlemelerin, yargı mercileri önünde veya infaz aşamasında olan dosyalar bakımından uygulanabilmesine yönelik geçiş hükümleri getirilmektedir.

Madde 7- Seyahat acentaları, 1618 sayılı Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanununun 35 inci maddesinin son fıkrasındaki hüküm gereğince, her yıl yeniden değerleme oranında artırılmış hali ile Türkiye Seyahat Acentaları Birliğine “yıllık aidat” ödemekle yükümlüdürler.

2021 yılı için yeniden değerleme oranı %36,20 olarak belirlenmiş olup seyahat acentalarının 2022 yılı için Birliğe ödeyecekleri yıllık aidat miktarı da 5.088,07 TL’ye çıkmıştır.

Covid-19 salgınının seyahat acentaları üzerinde yarattığı olumsuz ekonomik koşulların zorluğu karşısında yıllık aidat miktarına uygulanacak yeniden değerleme oranının azaltılabilmesi için yıllık aidat miktarına uygulanacak yeniden değerleme oranının %50’sine kadar indirilebilmesi hususunda Cumhurbaşkanına yetki verilmesi amacıyla düzenleme yapılmaktadır.

Madde 8- Muhtarlara 14.750 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak miktarda aylık ödenek verilmekte olup bu ödenek net asgari ücret tutarının altında kalmıştır. Maddeyle, muhtar ödeneklerinin net asgari ücret tutarına tamamlanması amaçlanmaktadır.

Madde 9- Bazı yükseköğretim kurumlarına kadro ihdas edilmesini düzenleyen 65 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1 inci maddesiyle ekli (1) sayılı listede yer alan kadroların ihdas edilmesi Anayasa Mahkemesinin 29/4/2021 tarihli ve E:2020/71, K:2021/33 sayılı Kararı ile iptal edilmiştir.

Maddeyle, söz konusu iptal kararının gerekçeleri ve zaman içerisinde ortaya çıkan ihtiyaçlar dikkate alınarak, 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanununa ek madde ilave edilerek bazı yükseköğretim kurumlarına yeniden kadro ihdas edilmesi amaçlanmaktadır. Bu şekilde ihdas edilen kadrolar 2 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine eklenecek, anılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine göre kullanılacaktır.

Madde 10- 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi uyarınca istisna kapsamında teslim alınan konut veya iş yerinin bir yıl içerisinde elden çıkarılması halinde zamanında tahsil edilmeyen verginin, 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine göre hesaplanan tecil faiziyle birlikte tapu işleminden önce elden çıkaran tarafından ödenmesi şart olup yapılan düzenleme ile mevcut Kanunda yer alan bir yıllık süre üç yıla çıkarılmaktadır.

Madde 11- Mevcut haliyle, imalat sanayine yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında; asgari 50 milyon Türk Lirası tutarında sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve altı aylık dönemleri itibarıyla indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi altı aylık dönemleri izleyen bir yıl içerisinde, 50 milyon Türk Lirası tutarına kadar sabit yatırım öngörülen yatırımlara ilişkin inşaat işleri nedeniyle yüklenilen ve yıl sonuna kadar indirim yoluyla telafi edilemeyen katma değer vergisi izleyen yıl içerisinde talep edilmesi halinde belge sahibi mükellefe iade edilmekte olup yapılan bu düzenleme ile istisna uygulaması 31/12/2025 tarihine kadar uygulanmak üzere 3065 sayılı Kanunda yer alan diğer istisna uygulamaları ile uyumlu hale getirilmektedir.

Maddeyle turizme yönelik yatırım teşvik belgesi kapsamında yapılan inşaat işleri de bu istisna kapsamına alınmaktadır. Ayrıca, söz konusu maddede yer alan sürenin üç yıla kadar uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanına yetki verilmektedir.

Madde 12- Ülkemizde elektrik motorlu otomotiv üretilmesinin ve bu araçların yurtiçinde tercih edilirliğinin desteklenmesi amacıyla, 6745 sayılı Kanunun 80 inci maddesi kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen ve bu kapsamda sera etkisi yaratan egzoz gazı salınımını tamamen ortadan kaldıracak teknolojilerin geliştirilmesi için münhasıran Türkiye’de gerçekleştirdikleri Ar-Ge faaliyetleri sonucunda geliştirdikleri elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere bu araçların geliştirilmesine yönelik verilen ve yatırım teşvik belgesi kapsamında yer alan mühendislik hizmetleri 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden istisna edilmektedir.

Madde 13- 3194 sayılı Kanunun geçici 16 ncı maddesinde Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin düzenlemeler yer almakta olup bu kapsamda Yapı Kayıt Belgesi verilmesine ilişkin süre 31/10/2018 tarihinde, Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların bulunduğu Hazine taşınmazlarının satışına ilişkin başvuru süresi 31/12/2019 tarihinde sona ermiştir.

Madde ile; – Satın alma başvuru süresinin 31/12/2022 tarihine kadar uzatılması suretiyle vatandaşlarımıza yeniden başvuru yapma imkânı getirilmesi,

– Satış bedellerinin tamamen veya kısmen peşin olarak ödenmesi halinde satış bedeline indirim uygulanması suretiyle vatandaşlarımıza ödeme konusunda kolaylık sağlanması,

– Hazine taşınmazlarının hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması,

– Bu kapsamda yapılan satışlardan elde edilen gelirlerin yüzde yirmibeşinin Bakanlığın dönüşüm projeleri özel hesabına aktarılması suretiyle kentsel dönüşümün desteklenmesi,

amaçlanmaktadır.

Madde 14- Maddeyle, üzerinde sınırlı ayni hak tesis edilen Hazine taşınmazlarının yatırımcılara satışında, kadastro ve imar uygulamaları sonucunda vatandaşların mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile hisseli hale gelmiş olan Hazine taşınmazlarının hissedarlarına satışında ve vatandaşların mülkiyetlerinde bulunan bazı taşınmazların tapu kayıtlarında yer alan tapu fazlalıklarının tapu maliklerine satışında satış bedelinin peşin olarak ödenmesi halinde satış bedeline indirim uygulanması, yasal düzenlemeler çerçevesinde niteliği gereği satılamayacak olanlar ile kamu kurumlarına tahsisli taşınmazlarda bulunan ticari üniteler, baz istasyonları ile ATM’lerin bulunduğu alanlar ve tarım arazileri gibi kiraya verilen alanlar hariç olmak üzere ticari faaliyetlerde kullanılmak üzere kiraya verilen Hazine taşınmazlarının satılabilmesi, en az üç yıl süreyle bu taşınmazları sözleşmeye dayalı olarak kullanan kiracılarının öncelikli alım hakkına sahip olmaları yönünde düzenleme yapılmak suretiyle Hazine taşınmazlarının peşin satışlarında tahsilatın hızlandırılması, mülkiyete ilişkin ihtilafların ortadan kaldırılması ve Hazine taşınmazlarının hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması amaçlanmaktadır.

Madde 15- Hazine taşınmazlarının satış bedelleri peşin veya taksitle ödenebilmekte olup ihale suretiyle yapılan satışlarda satış bedellerinin peşin ödenmesi halinde satış bedeline herhangi bir indirim uygulanmamaktadır. Maddeyle, 4706 sayılı Kanunun 4 üncü maddesi kapsamında yapılan satışlar hariç olmak üzere 2886 ve 6306 sayılı Kanunlara göre yapılan satışlarda satış bedelinin peşin olarak ödenmesi halinde satış bedeline yüzde yirmi indirim uygulanması, üzerinde yapılanma olan ve yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine satılmak üzere belediyelere devredilen taşınmazların satışında da satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi hâlinde yüzde yirmi, en az yarısının ödenmesi hâlinde yüzde on indirim uygulanması ayrıca bu kapsamda yapı sahipleri ile bunların kanunî veya akdi haleflerine 6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak satışların da bu hükümler uygulanmak suretiyle gerçekleştirilmesi böylelikle satış bedelinin peşin ödenmesinin cazip hale getirilerek Hazine taşınmazlarının hızlı bir şekilde ekonomiye kazandırılması, tahsilatların hızlandırılması, Hazine taşınmazlarının yönetiminde etkinliğin ve verimliğin artırılması ve aynı kapsamda farklı kanunlar uyarınca gerçekleştirilen satış işlemleri arasında uygulama birliğinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Madde 16- 4706 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesinde Hazine taşınmazları üzerinde tesis edilecek irtifak hakları ile verilecek kullanma izinlerinde, irtifak hakkı veya kullanma izni bedellerine ilave olarak alınacak hasılat paylarına ilişkin düzenlemeler yer almakta olup, hasılat payının nasıl hesaplanacağı, hesaplanmasında dikkate alınacak unsurlar, hesaplanamaması durumunda izlenecek yöntem vb. konularda ise alt mevzuatta bazı düzenlemeler yapılmıştır. Ancak bahsi geçen konularda sadece alt mevzuatta düzenleme bulunması nedeniyle uygulanma sırasında bazı tereddütler meydana gelmekte olup söz konusu hususlarda yasal düzenleme yapılması gereği hasıl olmuştur. Bu kapsamda; hak lehdarı tarafından irtifak hakkı veya kullanma iznine konu Hazine taşınmazının dışında elde edilen gelirlerin hasılatın hesabında dikkate alınmamasına, taşınmazın üzerinde bulunan tesisin üçüncü kişilere kiraya verilmesi hâlinde hak lehtarından ve kiracılardan alınması gereken hasılat payına, yürütülen faaliyetin niteliği gereği yıllık hasılatın tespit edilememesi durumunda hasılat payının ne şekilde tespit edileceğine ilişkin olarak maddede daha açık ve ayrıntılı düzenleme yapmak suretiyle söz konusu konularda oluşan tereddütlerin giderilmesi, uygulamaya yön verilmesi, yatırımcıların yatırımlarını ve planlamalarını daha öngörülebilir şekilde yapmaları ve sözleşmeye konu mali yükümlülüklerin daha açık bir şekilde düzenlenmesi amaçlanmaktadır.

Madde 17- Maddeyle, vatandaşlarımızın 4706 sayılı Kanunun ek 6 ncı maddesi kapsamında yapacakları kiralama başvurularına ilişkin sürenin kaldırılması ve 31/12/2019 tarihinden önce üç yıl süreyle Hazine taşınmazlarını kullanan vatandaşlarımızın madde kapsamından yararlanabilmelerinin sağlanması suretiyle vatandaşlarımıza yeniden başvuru yapma imkânı getirilmesi ve daha fazla vatandaşımızın madde kapsamından yararlanabilmeleri sağlanarak tarımsal üretimin desteklenmesi, vatandaşlarımızın ecrimisil ödemek suretiyle kullandığı tarım arazilerini sözleşmeye bağlı olarak kullanmaları ve tarımsal desteklemelerden yararlanabilmelerinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Madde 18- Maddeyle, mahalli idarelere ve sosyal güvenlik kurumlarına ait konutların satışlarından elde edilen gelirler hariç olmak üzere, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca 2022 ve 2023 yıllarında ihalesi yapılacak kamu konutlarının satışlarından elde edilen gelirlerin genel bütçeye gelir kaydedilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 19- Taşıma yoluyla eğitim hizmetinin aksamadan yürütülmesini temin etmek üzere, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre ihale veya doğrudan temin usulü ile karşılanan öğrenci taşıma ve öğle yemeği hizmetleri ile aynı Kanunun 3 üncü maddesinin (e) bendine göre Millî Eğitim Bakanlığına bağlı üretim yapan okullar ve merkezlerden temin edilen öğle yemeği hizmetlerinin 1 Ocak 2022 – 30 Haziran 2022 tarihleri arasındaki kısımlarına ek fiyat verilmesine imkân tanınmakta ve ek fiyat farkına ilişkin esas ve usullerin tespiti için Milli Eğitim Bakanlığına yetki verilmektedir.

Madde 20- 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun “Katılma payı” başlıklı 65 inci maddesine göre, İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde yürütülen Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS)’de yer alan bilgilerin genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri dışındaki kamu kurum ve kuruluşları ve tüzel kişilerle paylaşılması karşılığında sorgu veya dönen kayıt başına katılma payı alınmaktadır.

Cumhurbaşkanlığına bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip olarak kurulan Cumhurbaşkanlığı ofisleri, 5490 sayılı Kanunun atıfta bulunduğu genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri arasında yer almadığı için KPS ile ilgili verilerin paylaşımında katılma payı ödeyeceği öngörülmektedir. Maddeyle, Cumhurbaşkanlığı ofislerinin söz konusu katılma payı ödemesinden muaf tutulması amaçlanmaktadır.

Madde 21- Maddeyle, Cumhurbaşkanlığına bağlı, özel bütçeli, kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip olarak kurulan Cumhurbaşkanlığı ofislerinin bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki Kimlik Paylaşımı Sistemi (KPS) sorgu ve dönen kayıtlarına ilişkin olarak katılma payı ödemesinden muaf tutulması amaçlanmaktadır.

Madde 22- 19/1/2022 tarihli ve 7351 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine eklenen (4) numaralı alt bent ile kurumların sayılan yatırım fonlarından elde ettikleri kar payları istisna kapsamına alınmıştır. Düzenleme mevcut haliyle bu fon katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançları kapsamamaktadır. Ayrıca söz konusu fonların katılma paylarından Vergi Usul Kanununun 279 uncu maddesi kapsamında dönem sonu değerlemesine tabi olanlar açısından, bu değerlemeden doğan kazançlar da istisna kapsamında değildir. Maddede yapılan değişiklikle belirtilen yatırım fonlarından elde edilen kar paylarına ilave olarak katılma paylarının fona iadesi suretiyle elde edilen kazançlar da istisna kapsamına alınmakta, bu payların dönem sonu değerlenmesinden kazanç oluşması halinde ise bu kazançlar da istisna olarak değerlendirilmektedir.

Diğer taraftan, 1992 yılında Sermaye Piyasası Kanununda yapılan düzenlemeyle, gayrimenkul yatırım ortaklıklarının kurulabilmesine imkan sağlanmış, yine aynı yılda 3946 sayılı Kanunla (1993 takvim yılı gelirlerine de uygulanmak üzere) mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununa eklenen hükümle, gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Gayrimenkul yatırım fon veya ortaklıklarının kazançlarına ilişkin istisna düzenlemesi, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin (4) numaralı alt bendinde de aynen korunmuştur.

Sermaye piyasalarına ilişkin düzenlemeler çerçevesinde zamanla gayrimenkul dışındaki varlıklara yatırım yapan, münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek ortaklıklar gibi yapıların da gayrimenkul yatırım ortaklığı kapsamında değerlendirilebildiği görülmektedir.

Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı unvanını kullanan ama esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan bu mükelleflerin istisna kapsamında olup olmadıkları hususunda yargıya taşınan ihtilaflar söz konusu olmaktadır.

Yapılan değişiklikle münhasıran altyapı yatırım ve hizmetlerinden oluşan portföyü işletecek gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi esas faaliyet konusu gayrimenkullerle ilgili portföy işletmeciliği olmayan gayrimenkul yatırım ortaklıklarının istisna kapsamında olmadığı hususuna açıklık getirilmektedir.

İstisna uygulamasının mevcut halinde, sadece iki yıldan uzun süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların %75’lik kısmı kurumlar vergisinden istisna edilmiştir.

Ayrıca, Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan ve kurumlar tarafından elde edilmeleri halinde dağıttıkları kar payları ile fona iade halinde oluşan itfa gelirleri elde eden kurumlar tarafından istisna kapsamında değerlendirilen yatırım fonlarının katılma paylarının iki yıldan uzun süreyle elde tutulması halinde satışından doğan kazançların da %75 oranında istisnaya tabi olması sağlanmaktadır.

Madde 23- Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre, son yıllık bilançolarında sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılan şirketlerin kendiliğinden sona ermiş sayılmaması için, genel kurulca sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar verilmektedir. Bu amaçla ortaklar tarafından sermaye tamamlama fonu olarak aktarılan tutarlar söz konusu Kanun çerçevesinde sermaye konulması veya borç verilmesi niteliğinde kabul edilmemekte ve karşılıksız bir ödeme niteliğini haiz olduğu belirtilmektedir. Ayrıca yapılan bu ödemeler, gelecekte yapılacak sermaye artırımına mahsuben bir avans olarak da nitelendirilmemektedir.

Bu düzenleme ile sermayenin tamamlanmasına karar verilmesi halinde ortaklarca şirketlere bu kapsamda aktarılan tutarların kurum kazancının tespitinde dikkate alınmaması sağlanmaktadır.

Madde 24- 5651 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi uyarınca hakkında reklam yasağı kararı verilmiş olmasına rağmen, bunlara reklam vermeye devam eden kurumlar vergisi mükelleflerinin bu harcamalarının vergi matrahının hesaplanmasında gider olarak kabul edilmemesi sağlanmaktadır.

Madde 25- Bankalar, 6361 sayılı Kanun kapsamındaki şirketler, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden kurumlar vergisindeki genel oranın %20 yerine %25 olarak uygulanması sağlanmaktadır.

Madde 26- Teklifle Kurumlar Vergisi Kanununun 32 nci maddesinde yapılan düzenlemeye bağlı olarak kurumlar vergisi oranının bankalar, 6361 sayılı Kanun kapsamındaki şirketler, elektronik ödeme ve para kuruluşları, yetkili döviz müesseseleri, varlık yönetim şirketleri, sermaye piyasası kurumları ile sigorta ve reasürans şirketleri ve emeklilik şirketlerinin kurum kazançları üzerinden 2022 yılı kazançları için de %25 olarak uygulanması sağlanmaktadır.

Madde 27- 5661 sayılı Kanun kapsamında, takibin asıl borçlu için kesin aciz vesikasına bağlanması halinde, kesin aciz vesikasına bağlanan tutar, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketinin ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin alacakları Hazine tarafından karşılanmakta olup bu borçlar, Hazine adına Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketince/Tarım Kredi Kooperatiflerince takip edilmektedir.

Maddeyle, 5661 sayılı Kanun kapsamında kredisi bulunan tarımsal üreticilerin, aciz vesikasına bağlanan borçlarına uygulanacak olan faizin esasları düzenlenmekte, böylelikle borçlarını ödeme hususunda kolaylık sağlanarak ilave borç yükünden kurtarılması amaçlanmaktadır.

Madde 28- Maddeyle, Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası Anonim Şirketi ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından tahsilatı tamamlanan aciz vesikasına bağlı alacaklara ilişkin olarak aciz vesikasına bağlanan tutar dışında herhangi bir tahsilat yapmamış olan bu Kurumların Hazineye ilave faiz ödememesi amaçlanmaktadır.

Madde 29- Radyo ve televizyonlarda ayda en az doksan dakika süreyle yapılan uyarıcı ve eğitici mahiyetteki yayınlar arasına ekonomideki kayıt dışılığın azaltılması ve önlenmesi, mükelleflerin vergiye gönüllü uyumunun sağlanması ve vergi bilincinin oluşturulması, geliştirilmesi, yerleştirilmesi, farkındalığının artırılması ve toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi gibi konular eklenerek bu kapsamdaki mücadelenin eğitim ve bilgilendirme yoluyla güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 30- Maddeyle, Devlet üniversitelerinde görevli öğretim elemanlarının Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığında Başkan Yardımcısı olarak görevlendirilmeleri durumunda emeklilik haklarında düzenleme yapılmaktadır.

Madde 31- Madde ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığında soru hazırlamak üzere görevlendirilen yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim elemanları ile Millî Eğitim Bakanlığında görevli öğretmenlere yapılmakta olan ve süresi 31/12/2021 tarihinde sona eren ek ödeme uygulamasının 31/12/2024 tarihine kadar devam ettirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 32- Maddeyle, 6831 sayılı Orman Kanununun ek 16 ncı maddesi hükmüne göre üzerinde yerleşim yeri bulunduğu gerekçesiyle orman sınırları dışına çıkartılarak tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazların 3402 sayılı Kanunun ek 4 üncü maddesi hükümlerine göre kadastrolarının yapılarak 6292 sayılı Kanunun 2/B alanlarında kalan taşınmazların satışa ilişkin hükümleri kıyasen uygulanmak suretiyle hak sahiplerine doğrudan satılarak mülkiyet ihtilaflarının çözülmesi amaçlanmaktadır.

Madde 33- Madde ile, kapsamı ile usul ve esasları Kurulca belirlenecek şekilde, bilgi sistemleri vasıtasıyla şirketlerin gerçekleştireceği işlemlerin ya da alacağı hizmetlerin, şube açma, teşkilatlanma ve acentelik verme yasağının kapsamına girmemesi amaçlanmaktadır. Böylelikle şirketlere elektronik ortamda pazarlama faaliyeti ve operasyonel işlemlere ilişkin işlem yapma yetkisi verilmesi, şirketlerin dijital kanallar üzerinden sunacakları hizmetlerin bu fıkradaki yasak kapsamında olmadığının netleştirilmesi ve Kurul tarafından bu işlemlerin sınırlarının belirlenmesi suretiyle teknolojik gelişmeler sayesinde şirketlere rekabet ortamının sağlanması ve müşteriler açısından da maliyet unsurunun azaltılması amaçlanmaktadır. Düzenleme ile ayrıca, kapsamı ile usul ve esasları Kurulca belirlenmek üzere, şirketlerin elektronik sistemler aracılığıyla yapabilecekleri işlemleri kendi başlarına, ya da Birlik’in kuracağı sistemler veya diğer dış hizmet sağlayıcılardan hizmet almak suretiyle yapmalarının da mümkün kılınması amaçlanmaktadır.

Madde 34- Madde ile, 5411 sayılı Bankacılık Kanununda bankalar için itibarın korunmasına ilişkin tesis edilmiş hükümlerin, başta tasarruf finansman şirketleri olmak üzere 6361 sayılı Kanunda düzenlenen diğer şirketler için de düzenlenerek bankalarla benzer iş modeliyle çalışan şirketlerin güven ve itibarının korunması amaçlanmıştır. Aksi takdirde bu şirketler hakkındaki itibarı zedeleyici haberler, bu kuruluşlardan fon çekilişine veya bu kuruluşların malî durumlarının bozulmasına ve hatta kuruluşun sektördeki yerine bağlı olarak sektöre ve genel ekonomiye sirayet edebilecek zararların meydana gelmesine neden olabilecektir.

Maddeyle, bu tür mesnetsiz ve asılsız haberleri yapacakların caydırılabilmesi amacıyla 5187 sayılı Basın Kanununda belirtilen araçlarla ya da radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla, bir tasarruf finansman şirketi hakkında asılsız veya bu kuruluşların itibarını kırabilecek, güvenilirliğini sarsabilecek, şöhretine veya servetine zarar verebilecek nitelikte bir haberin yayılması yasaklanmış olacak ve bu yasağa aykırılığın suç teşkil edeceği hüküm altına alınarak, söz konusu suçun adli yaptırımı da belirlenmiş olacaktır.

Madde 35- Bu düzenlemeyle, 21/11/2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanununun 50/A ve geçici 7 nci maddesinin dördüncü fıkrası kapsamında tasfiyelerine karar verilen ve tasfiyeleri Fon tarafından atanan tasfiye komisyonlarınca yürütülen tasarruf finansman şirketlerindeki tasarruf finansman sözleşmeli müşterilerden; tasfiye başlangıç tarihi itibarıyla finansman kullandırımı yapılmamış (tahsilat almamış) tasarruf döneminde olanlara, 6361 sayılı Kanunun 39/B ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesi uyarınca düzenlenecek alacaklı sıra cetveli kapsamında iade edilmesi gereken tasarruf tutarları ile ilgili olarak;

– Tasfiye edilen şirketlerin halihazırdaki masa mal varlıklarının söz konusu tasarruf tutarlarını ödemekte yetersiz olması ve şirketlerde kaynak açığı bulunması nedeniyle, tasarruf dönemi müşterilerinin mağdur olacağı değerlendirilerek; varlıkları yükümlülüklerini karşılamayan tasarruf finansman şirketlerinin, tasarruf dönemindeki müşterilerine ait tasarruf finansman sözleşmelerinin, 6361 sayılı Kanuna intibak sürecindeki ve/veya intibak sürecini tamamlayarak faaliyet izni verilen tasarruf finansman şirketlerine devredilmesi ve devredilen sözleşmelerle birlikte müşterilere iade edilecek tasarruf tutarlarının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu aracılığıyla şirketlere nakden ödenerek, sözleşmelerin sisteme geri kazandırılması, tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması ve mağduriyetlerinin giderilmesi, bununla beraber sistemine duyulan güven ve istikrarın korunması amaçlanmaktadır.

Bakanlıkça ödenen bu tutarların, 5411 sayılı Kanun ile temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi Fona devredilen bankalar, şirketler ve bunların varlıkları ile ilgili olarak Fona verilen yetkiler kıyasen uygulanarak, tasfiye halindeki şirketlerdeki kaynak açıklarından sorumlu şirket ve/ veya kişilerden etkin şekilde Fon tarafından tahsil edilmesini teminen düzenleme getirilmektedir.

Madde 36- 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnamelerin uygulanması sırasında ortaya çıkan sorunlar nedeniyle yasal düzenleme ihtiyacı doğması nedeniyle 8/2/2018 tarihli ve 7091 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanunun 5 inci maddesinin ikinci ve beşinci fıkralarında düzenleme yapılmış olup söz konusu maddeye dokuzuncu fıkra eklenmiştir.

7091 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında tasfiyeye ilişkin genel hükümlere yer verilmiş, ödemelerin hangi kaynaktan ve hesaplardan yapılacağı düzenlenmiş olup uygulamada bu güne kadar birçok sorunla karşılaşılmıştır. Bu sorunların başında mevcut düzenlemelerde faiz ödemesine yer verilmemiş olması, dağıtımda garamet sisteminin uygulanıp uygulanmayacağı gibi sorunlar gelmektedir. Yapılmak istenen düzenleme ile mevcut sorunların giderilmesi bu suretle öngörülen tasfiye sürecinin tamamlanması, alacaklar yönünden oluşan belirsiz sürecin sona erdirilmesi amaçlanmaktadır.

Madde 37- Maddeyle, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 12 nci maddesi hükümlerinden yararlanmakta olanlardan kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle doğrudan veya talepleri üzerine kurumlarında ekli (III) sayılı Cetvel kapsamındaki kadro unvanlarına atananların bu kadro unvanı değişikliği nedeniyle herhangi bir hak kaybına uğramamaları amaçlanmaktadır.

Diğer taraftan anılan Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (III) sayılı Cetvel kapsamında olup geçici 12 nci madde hükümlerinden yararlanmakta iken kurumlarında derece yükselmesi nedeniyle haklarında 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 10 uncu maddesi hükümleri uygulanmaya başlananlardan birinci dereceye yükselenler ile bu kapsamda idari görevlere atanmış olanlardan eski kadrolarına yeniden atanıp birinci dereceye yükselenler hakkında geçici 12 nci madde kapsamında maaş kıyasının yeniden yapılması amaçlanmaktadır.

Ayrıca bu kapsamda ödeme yapılmış olanlar hakkında borç çıkarılmayacağı, çıkarılmış olan borçlar var ise bunların takibinden vazgeçileceği düzenlenmektedir.

Geçi̇ci Madde 1- Maddeyle, 2/B alanlarında bulunan taşınmazların 19/4/2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun kapsamında, Hazineye ait tarım arazilerinin ise 6292 sayılı Kanun ile 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun kapsamında başvuru ve ödeme süresini geçiren vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin giderilmesi ve uygulamada meydana gelebilecek hukuki ihtilafların önlenmesi amaçlanmaktadır.

Geçi̇ci Madde 2- Kamu personelinin geçici görevlendirmelerinde konaklama gideri personelin gündeliğine bağlı olarak merkezi yönetim bütçe kanunlarında belirlenmekte olup, bu bedelin son dönemlerde ihtiyacı karşılamak hususunda yetersiz kalması nedeniyle maddeyle, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanununa ekli (H) işaretli cetvelde yer alan konaklama giderlerine ilişkin oranların artırılması amaçlanmaktadır.

Madde 38- Yürürlük maddesidir.

Madde 39- Yürütme maddesidir.

7394 sayılı Kanunla, İmar Barışı, 2/B Arazileri ve Hazine Arazileri Konusunda Neler Değişti?
7394 sayılı Kanunla, İmar Barışı, 2/B Arazileri ve Hazine Arazileri Konusunda Neler Değişti?