1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

2/B Arazisi Nedeniyle Kullanım Kadastrosu Tespitine İtiraz Davası


2/B Arazileri İçin Dava Açılabilir Mi?

2/B arazilerinde hak sahipliği, Kadastro Kanununun ek 4. maddesine göre yapılan kullanım kadastrosu ile belirlenmektedir. Bu anlamda hak sahipliğinin tespiti için dava açılabilir. 2/B taşınmazları ile ilgili diğer konular için şu yazımıza bakınız: 2/B Arazisi Nedir? 2/B Alanlarının Satışı Nasıl Olur?

2/B Arazisi Satışında Hak Sahipliği ve Kullanım Kadastrosu

6292 sayılı Kanun’un 6. maddesinde; 2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen veya bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre hak sahibi olanlara 2/B alanlarının doğrudan satılabileceği hüküm altına alınmıştır.

Bir diğer anlatımla 3402 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesine göre tapu kütüğünün beyanlar hanesinde söz konusu taşınmazın kullanıcısı olarak ve/veya muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilere anılan Kanun hükümleri ile taşınmazı satın alma hakkı tanınmıştır.

Bu kapsamda söz konusu taşınmazların hak sahipliğinin belirlenmesi için 3402 sayılı Kanun’un Ek 4 üncü maddesine göre kullanım kadastrosunun yapılması gerekmektedir.

2/B Arazisi Nedeniyle Kullanım Kadastrosu Nedir?

3402 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesinde, 6831 sayılı Kanun’un 2. maddesinin (B) bendine göre orman kadastro komisyonlarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin, fiilî kullanım durumları dikkate alınmak ve varsa üzerindeki muhdesatın kime veya kimlere ait olduğu ve kim veya kimler tarafından ne zamandan beri kullanıldığı kadastro tutanağının beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle, bu Kanun’un 11. maddesinde belirtilen askı ilanı hariç diğer ilanlar yapılmaksızın öncelikle kadastrosu yapılarak Hazine adına tescil edileceği hükme bağlanmıştır.

Kullanım kadastrosu sırasında taşınmazlar 2/B alanı olarak Hazine adına tescil edilirken taşınmazlar üzerinde fiili kullanımı bulunanlar ve muhdesatlar tespit edilerek tapunun beyanlar hanesinde gösterilmektedir.

Kullanım kadastrosu olarak isimlendirilen bu çalışmanın amacı, 2/B sahalarını, fiilî kullanım durumlarını dikkate alarak parsellere ayırmak ve bu taşınmazları 2/B alanı olarak Hazine adına tescil ederken, taşınmazlar üzerinde fiilî kullanımı bulunanları ve muhdesatları tespit ederek tapunun beyanlar hanesinde göstermektir. Bu maddeye göre kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı fiilen kullanan kişilerdir.

2/B Arazisi Nedeniyle Kullanım Kadastrosuna İtiraz

Kullanım kadastrosu sırasında, hakkında kullanım kadastrosu tespit tutanağı düzenlenen taşınmazların beyanlar hanesinde yer alan ya da alması gereken kullanıcı ve muhdesat şerhlerine ilişkin olarak askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde, askı ilanından sonra ise genel mahkemelerde kullanım kadastrosuna itiraz davası açılması mümkündür.

Ancak bu davalar kullanıcı şerhine ilişkin olup söz konusu taşınmazın mülkiyeti Hazineye ait olduğundan mülkiyet hakkı bakımından değerlendirme yapılması mümkün değildir. Yani bu davalarda 2/B arazisinin kullanıcısının ve dolayısıyla hak sahibinin kim olduğu dava edilebilmektedir.

2/B Arazisi Nedeniyle Kullanım Kadastrosuna İtiraz Davası Kime Açılır?

Kullanım kadastrosu sonucu oluşan tapu kayıtlarının beyanlar hanesinde gösterilen kullanıcı şerhi nedeniyle açılacak davaların, taşınmazın tespit maliki olan Hazineye ve beyanlar hanesinde ismi yazılı gerçek veya tüzel kişilere yöneltilmek suretiyle açılır. Bu davayı, gerçek hak sahibinin kendisi olduğunu iddia eden kişiler açabilir.

2/B Arazisi Nedeniyle Kullanım Kadastrosuna İtiraz ve Zilyetliğin Tespiti

3402 sayılı Kanun’un Ek 4. maddesine göre tapu kütüğünün beyanlar hanesinde taşınmazın kullanıcısı olarak ve/veya muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişilere anılan kanun hükümleri ile taşınmazı satın alma hakkı tanınmıştır. Yani, bu madde taşınmazı öncelikli alım hakkı konusunda kişiye bir şahsi hak tanımakta olup doğrudan doğruya mülkiyet hakkı kazanımı sağlamamaktadır.

Bu nedenle beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilecek kişinin iyiniyetli olup olmadığı, malik sıfatıyla zilyetliğini sürdürüp sürdürmediği, ekonomik amaç ile kullanıp kullanmadığı araştırılması gerekmeksizin kullanım kadastrosunun yapıldığı tarihte 2/B alanında yer alan taşınmazın etrafının tel çit, ağıl, taş duvar ve benzeri yapılarla dış çevreden soyutlanması, taşınmaz zemininin kullanmaktan dolayı yapısal olarak değişmesi, doğal unsurların, çalı, ağaç ve benzerlerinin temizlenmesi, taşlarının ayıklanması, duvar ve benzerleri yapıların yapılması, meyve ağaçları ile ağaçlandırılması, tarla bitkilerinin yetiştirilmesi, düzenli işlenmekten ve imardan dolayı toprak ve zemin yapısının değişmesi, üzerine ev, ahır, kümes ve benzeri yapı yapılması eylemleri sahiplenme arzusu olduğunu göstermekte olup fiilî kullanımın ispatı için yeterlidir.

Ayrıca taşınmazların kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik yoluyla edinilmelerini düzenleyen maddelerde mülkiyet kazanımı için aranan davasız (çekişmesiz-nizasız) ve aralıksız (fasılasız) yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulundurma koşulu 3402 sayılı Kanun’un Ek 4 üncü maddesine göre yapılan kullanım kadastrosunda taşınmazı kullanan kişinin tespitinde aranmamaktadır. Zira kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinimde Kanun zilyet olunmasını ararken kullanım kadastrosunda fiilî kullanımı esas almaktadır.

2/B Arazisi Nedeniyle Kullanım Kadastrosuna İtiraz Davası Nasıl Görülür?

Bu tür davalarda mahkemece aşağıdaki şekilde ve konularda araştırmalar yapılmalıdır; dolayısıyla delil ve tanıkların da buna göre ileri sürülmesi gerekir.

  • Davacı adına emlak kaydı bulunup bulunmadığı ilgili Belediyeden sorulup varsa getirtilerek dosya içerisine alınmalı, bu kaydın dava konusu taşınmaza ilişkin olup olmadığı incelenmeli,
  • Tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan kullanıcı şerhlerinin neye istinaden konulduğu araştırılarak mahkeme kararı ile konulmuş ise dava dosyaları getirtilerek dosya içerisine alınmalı, konulan bu şerhlerin dava konusu bölüme ilişkin olup olmadığı incelenerek eğer öyleyse şerh sahiplerinin davaya dâhil edilmesi için davacı tarafa süre ve imkân tanınmalı, dâhil edildikleri takdirde kendilerinden delilleri sorulup toplanmalı,
  • Bu şerhlerin de özel parselasyon krokisi esas alınarak verilip verilmediği üzerinde durulmalı,
  • Taşınmazlar başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç mahalli bilirkişi, taraf tanıklarının tamamı, tarafların dayandığı satış senetlerindeki satıcı olarak adı geçen kişiler ile fen bilirkişisi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı,
  • Mahallinde yapılacak keşifte dinlenecek yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından dava konusu taşınmaz bölümünün tespit tarihinde kim tarafından, ne şekilde kullanıldığı sorulmalı,
  • Mahalli bilirkişi ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların kadastro tespit günü itibarıyla fiilen kim veya kimler tarafından, ne zamandan beri, ne şekilde ve ne sıfatla kullanıldığı, kimden kime ne şekilde kaldığı, satışa konu olup olmadığı, kim tarafından kime satıldığı hususlarında maddi olaylara dayalı bilgileri alınmalı,
  • Hangi taşınmazın kime ve ne zaman satıldığı hususunda satıcı olarak adı geçen kişilerin de beyanlarına başvurulmalı, beyanlar arasında aykırılık bulunması hâlinde gerektiğinde yüzleştirme yapılarak çelişki giderilmeye çalışılmalı,
  • Keşfe katılan fen bilirkişisinden keşfi takibe imkân verir, denetime elverişli rapor ve kroki alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.