İçindekiler
- a) İmar Barışı Hangi Yapılar İçin Geçerli?
- b) İmar Barışı Hangi Tarihten Önceki Yapıları Kapsar?
- c) Ruhsatsız veya Ruhsat ve Eklerine Aykırı Yapı ve İmar Barışı
- ç) Yapı Maliki Olmayan Kişilerce Alınan Yapı Kayıt Belgeleri Geçerli mi?
- d) Binalardaki Ortak Alanlarda, Elbirliği veya Paylı Mülkiyetlerde Alınan Yapı Kayıt Belgeleri Geçerli Midir?
- e) Konteyner, Kümes, Karavan vb. Yapılar İçin Alınan Yapı Kayıt Belgeleri geçerli midir?
- f) Açık Otopark, Tel Örgü, Çit, Duvar, Yürüyüş Alanı, Oyun Alanı, Çocuk Parkı, Kamelya Vb. İmalatlar İçin Alınan Yapı Kayıt Belgesi Geçerli Midir?
- g) 19.07.2003 Tarihinden Sonra Hazine Taşınmazları Üzerine Yapılan Yapılar İmar Barışından Yararlanabilir mi?
- h) İmar Barışında Gerçeğe Aykırı Beyan
a) İmar Barışı Hangi Yapılar İçin Geçerli?
3194 sayılı İmar Kanununun geçici 16. maddesine göre, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla, 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurulması, bu maddedeki şartların yerine getirilmesi ve 31/12/2018 tarihine kadar kayıt bedelinin ödenmesi halinde Yapı Kayıt Belgesi verilebilir.
Öncelikle hangi yapıların imar barışı kapsamında olduğunu açıklayalım. Bir yapının imar barışı kapsamına girmesi için; a) 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış olması, b) Ruhsatsız olması veya ruhsat ve eklerine aykırılık olması, Gerekmektedir.
b) İmar Barışı Hangi Tarihten Önceki Yapıları Kapsar?
Yapı Kayıt Belgesi 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için verilir. Bu tarihten önce yapılıp yapılmadığı uydu görüntüleri, haritalar vb. belgelerle tespit edilebilir. Yapı Kayıt Belgesi alınan bir yapıda yapının/aykırılığın yapılış tarihi ile ilgili olarak yapılacak incelemelerde; söz konusu yapının ortofoto ve uydu fotoğraflarından yararlanılması, ilgili belediyesinden yapıya ilişkin bilgi ve belgelerin temin edilmesi ve gerekiyorsa yerinde teknik inceleme yapılması suretiyle Valilikçe (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü görüşü şu şekildedir: “Yapı Kayıt Belgesi alınan bir yapıda yapının/aykırılığın yapılış tarihi ile ilgili olarak yapılacak incelemelerde; söz konusu yapının ortofoto ve uydu fotoğraflarından yararlanılması, ilgili belediyesinden yapıya ilişkin bilgi ve belgelerin temin edilmesi ve gerekiyorsa yerinde teknik inceleme yapılması suretiyle Valilikçe (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Buna göre, Valilikçe yapılacak inceleme neticesinde, Yapı Kayıt Belgesi alınan yapının/aykırılığın somut deliller çerçevesinde 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığı tespit edilir ise bu yapı/aykırılıklar için alınmış olan Yapı Kayıt Belgesi hakkında, Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esasların 8 inci maddesinin (2) nci fıkrası uyarınca işlem yapılması gerekmektedir. Ancak, yapılan incelemeler neticesinde bahse konu yapının/aykırılığın 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığına ilişkin “somut deliller” elde edilemez ise, yapının/aykırılığın bu tarihten önce yapıldığının kabul edilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, ilgili belediyesinden veya kurum ve kuruluşlarından temin edilen yapı ruhsatı, yapı kullanma izin belgesi, yapı tatil tutanağı, seviye tespit tutanağı, hakediş ve iş bitirme belgesi gibi evrakların hazırlanış tarihlerinin değil, bu belgelere esas alınan yapının fiziki durumunun dikkate alınması gerekmektedir. Yani, bu evraklara konu edilen inşai faaliyetlerin 31/12/2017 tarihinden önce tamamlanmış olması halinde, söz konusu evrakların bu tarihten sonra hazırlanmış olması, bahse konu yapı için Yapı Kayıt Belgesi alınmasına engel teşkil etmeyecek olup, ilgili kurumlardan gelen yapı tatil zaptı, seviye tespit tutanağı vb. evrakların belirtilenler çerçevesinde değerlendirilerek dikkate alınması uygun olacaktır.
Ancak, herhangi bir yapıdaki aykırılıklara ilişkin olarak söz konusu evrakların hazırlanış tarihi 31/12/2017 tarihinden önce ise bu evrakların somut delil olarak kabulü mümkündür. Bu bağlamda, muhtarlık veya bina yönetimi tarafından 31/12/2017 tarihinden sonra tutulmuş olan tutanakların tek başına somut delil olarak kabulü söz konusu olmamakla birlikte, bahse konu yapının/aykırılığın 31/12/2017 tarihinden önce veya sonra yapıldığını kanıtlayan ve bu tutanağı destekleyen bilgi, belge ve fotoğraflar olması halinde bahse konu yeni tarihli evrakların da kabulü mümkün olacaktır.
Yine bu kapsamda, Yapı Kayıt Belgesi alınmış olan bir yapının 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığına dair herhangi bir kurumca yazılan yazının tek başına yeterli bir belge olarak kabul edilmesi söz konusu olmayıp, yukarıda da belirtildiği üzere bu iddiayı destekleyici yapı fotoğrafı, uydu görüntüsü, teknik inceleme sonucu elde edilen bilgi ve belgeler veya yapının yapılış tarihine yönelik çeşitli resmi evraklar vb. bilgi ve belgelerin somut delil olarak kabul edilmesi mümkündür. Bu durumda, öncelikle Bakanlığımız intranet sitesinde yer alan Coğrafi Veri Servis Havuzu (http://intranet/cografi-veri-servis-havuzu-i-87) ile Atlas Uygulaması (http://www.atlas.gov.tr/) üzerindeki görüntülerden faydalanılması gerekmekle birlikte, belirtilen uygulamaların yetersiz kalması halinde Google Earth uygulamasının kullanılması da mümkündür.
Ancak, yapının/aykırılığın yapılış tarihine ilişkin incelemelerde özellikle iç mekanlarda ortofoto ve uydu görüntüsünden yararlanılamadığı gözetildiğinde incelemeye konu edilen yapı/bağımsız bölüm için ilgili idaresince düzenlenmiş olan tahsilat makbuzları, çevre temizlik vergisi bildirimi, online vergi levhası sorgusu, itfaiyece düzenlenen yangın raporu vb. bilgi ve belgelerden yararlanılması mümkün olup, şayet bahse konu belgelerden bir yapının/bağımsız bölümün 31/12/2017 tarihinden önceki ve sonraki kullanım amacı, yüzölçümü vb. bilgileri tespit ediliyorsa ve bu bilgilerden bahse konu yapının/aykırılığın 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığı anlaşılıyorsa söz konusu belgelere istinaden anılan Geçici 16 ncı madde uyarınca işlem tesis edilmesi mümkündür.
Ayrıca, güncelleme yapılmış olan belgelerin bir önceki versiyonları ile yapılan karşılaştırmada ilk versiyonda yapı tek katlı iken ikinci versiyonda yapının iki kata çıkarılmış olması vb. durumlarda, başvuru sahibince aksi ispatlanmadığı sürece Yapı Kayıt Belgesi sorgu sisteminde kayıt altına alınan bu bilgi ve belgelerin, ikinci güncelleme kapsamında beyan edilen aykırılığın 31/12/2017 tarihinden sonra yapıldığına dair somut bir kanıtı olarak değerlendirilmesi mümkündür.”
c) Ruhsatsız veya Ruhsat ve Eklerine Aykırı Yapı ve İmar Barışı
c.1) Ruhsatsız Yapılar
3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesine göre bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için, 26. maddede belirtilen istisna dışında, belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir; ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır.
İşte ruhsatsız yapı kavramı, 3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesine aykırı olarak, yetkili kamu idaresinden ilgili mevzuata göre inşaat ruhsatı alınmadan yapı yapılmasını veya ruhsata tabi bir tadilat için ruhsat alınmadan tadilat yapılmasını ifade eder.
c.2) Ruhsatlı Olarak Başlanan Fakat Ruhsat Yenilemesi Yapılmayan Yapılardın Durumu
3194 sayılı İmar Kanununun 29. maddesine göre, ruhsat tarihinden itibaren iki yıl içinde yapıya başlanmadığı veya yapıya başlanıp da her ne sebeple olursa olsun, başlama müddetiyle birlikte beş yıl içinde bitirilmediği takdirde verilen ruhsat hükümsüz sayılır.
Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 54. maddesinde ise ruhsat süresi içinde tamamlanması mümkün olamayacağı için beşinci yıl içinde ruhsat yenilemek üzere ilgili idareye başvurarak ruhsat yenilemesi yapılan yapılar hakkında, ruhsat alma tarihindeki yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerinin uygulanacağı, inşasına 2 yıl içinde başlanılmayan veya ruhsat süresi içinde tamamlanmayan ve süresi içinde ruhsat yenilemesi yapılmayan yapıların ruhsatsız yapı olarak değerlendirileceği, bu yapılar hakkında yeniden ruhsat alma tarihinde yürürlükte bulunan plan ve mevzuat hükümlerinin uygulanacağı kuralları yer almıştır.
Bu hükümlere göre, ruhsat alınarak başlanmasına rağmen süresi içinde tamamlanmayan ve ruhsat yenilemesi yapılamayan yapılar ruhsatsız yapı haline gelir.
c.3) Ruhsat ve Eklerine Aykırı Yapı Nedir?
Ruhsat ve eklerine aykırılıktan, yapının inşaat ruhsatına ve eki projelere (mimari, statik, elektrik vb.) aykırı olarak yapılmasının anlaşılması gerekmektedir.
Hangi Seviyedeki Yapılar İçin Yapı Kayıt Belgesi Alınabilir? Temel Halindeki İnşaatlara YKB Alabilir mi?
Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esasların 6 ncı maddesinin (6) ncı fıkrasında “İnşaat halindeki yapılarda 31/12/2017 tarihi itibari ile bitmiş olan kısımlar için ilave inşaat alanı ihdas etmemek şartı ile Yapı Kayıt Belgesi verilir ve Yapı Kayıt Belgesi verilen kısımların eksik inşaat işleri tamamlanabilir.” hükmü yer almakta olup, zikredilen hükme göre inşaat halindeki yapılarda 31/12/2017 tarihi itibari ile bitmiş olan kısımlar için Yapı Kayıt Belgesi alınabilecektir. Bu hükme göre “inşaat halindeki yapılarda 31/12/2017 tarihi itibari ile bitmiş olan kısımlar için” yapı kayıt belgesi verilebilmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğünün görüşlerine göre, bir yapının bu hükme göre “bitmiş yapı” olarak kabul edilip Yapı Kayıt Belgesi alınabilmesi için betonarme ve çelik yapılarda; taşıyıcı sistem (perde, kolon v.b.) ve üst tabliyenin bitmiş olması, yığma yapılarda ise; taşıyıcı tuğla duvar imalatı ve duvar üzerinde teşkil edilmesi gereken kiriş ve üst tabliyenin bitmiş olması gerekmektedir.
Belirtilen seviyedeki inşaatlarda ilave inşaat alanı ihdas etmemek şartı ile Yapı Kayıt Belgesi alınabilecek ve sadece Yapı Kayıt Belgesi alınan kısımların eksik inşaat işleri tamamlanabilecektir. Ayrıca, çatı imalatlarında ilave inşaat alanı (çatı arası kat) oluşturmamak şartıyla Yapı Kayıt Belgesi alınmış kısmın çatı imalatı tamamlanabilecektir.
ç) Yapı Maliki Olmayan Kişilerce Alınan Yapı Kayıt Belgeleri Geçerli mi?
3194 sayılı Kanun’un Geçici 16 ncı maddesinin (9) uncu fıkrasında; üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlar üzerinde bulunan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi alınamayacağı açıkça hükme bağlanmış olup, zikredilen hüküm ile üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazların malik olmayan kişilerce kullanılarak söz konusu Geçici 16 ncı madde hükümlerinden haksız yere faydalanılmasının önlenmesi amaçlanmıştır.
ç.1) Malikin Bilgisi Dahilinde Başkası Yapı Kayıt Belgesi Alırsa
Ancak, Yapı Kayıt Belgesi yapının mülkiyet durumuna yönelik değil, kullanım amacına yönelik bir belge olduğundan ve “malik” adına değil “yapı” için alındığından, taşınmaz malikinin bilgisi dahilinde başka bir kişinin (oğlunun, kızının, komşusunun, herhangi bir tanıdığının vb.) e-Devlet şifresi ile Yapı Kayıt Belgesi alınmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktadır.
Bu durumda, Yapı Kayıt Belgesinin malikin rızası ve bilgisi dahilinde alınıp alınmadığı hususunun taşınmaz malikine yazılı olarak sorulması, malikten vekaletname istenilmesi veya benzeri belgelerle açıklığa kavuşturulması mümkün olup, bu bağlamda, söz konusu durumu gösteren belgenin Yapı Kayıt Belgesinin edinilme tarihinden sonra olması sorun teşkil etmeyecektir.
ç.2) Noter Satışı ve Başkasının Yapı Kayıt Belgesi Alması
Yine, bu kapsamda, taşınmazın tapu kayıtlarında asıl malik olarak görülen kişi tarafından noter onaylı satış sözleşmesi ile satış yapılması halinde, söz konusu satış tapu kayıtlarına işlenmese dahi, satan kişinin itirazı yok ise satın alan kişinin mağdur olmaması adına bu kişi tarafından alınan Yapı Kayıt Belgesi geçerli kabul edilecektir.
ç.3) Malikin Bilgisi Dışında Yapı Kayıt Belgesi Alınması
Hazine ve Belediye mülkiyetindeki taşınmazlarda bulunan yapılar için malik olmayan kişilerce alınan Yapı Kayıt Belgeleri geçerli midir? Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğünün görüşü şu şekildedir:
3194 sayılı İmar Kanunu’nun Geçici 16 ncı maddesinin 7 nci fıkrası uyarınca Hazineye ait taşınmazlar ve 8 nci fıkrası uyarınca da mülkiyeti Belediyeye ait olan taşınmazlar üzerinde 31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı inşa edenler bu yapıları için Yapı Kayıt Belgesi alabilecektir.
Yani, yapı sahipleri, Hazineye veya belediyeye ait taşınmazlar üzerinde bulunan ve ancak kendilerine ait olan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi alabileceklerdir. Mülkiyeti Hazineye veya Belediyeye ait olan taşınmazlar üzerinde bulunan ve yine mülkiyeti Hazineye veya Belediyeye ait olan yapılar için ise yapı sahibi olmayan kişiler tarafından ve bu arada kiracılar tarafından Yapı Kayıt Belgesi alınarak Geçici 16 ncı madde hükümlerinden faydalanılması mümkün değildir.
Yapı maliklerinin bilgisi dışında üçüncü bir kişi tarafından alınan ve taşınmazın malikleri tarafından şikayete konu edilen Yapı Kayıt Belgelerinin, Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar’ın 8 inci maddesinin (2) nci fıkrası uyarınca iptal edilmesi gerekmektedir.
d) Binalardaki Ortak Alanlarda, Elbirliği veya Paylı Mülkiyetlerde Alınan Yapı Kayıt Belgeleri Geçerli Midir?
3194 sayılı Kanun’un Geçici 16 ncı maddenin (9) uncu fıkrası hükmü uyarınca, üçüncü kişilere ait özel mülkiyete konu taşınmazlarda bulunan yapılar için Yapı Kayıt Belgesi alınamayacağı öngörülmüş ise de, herhangi bir binanın ortak alanlarında (binanın çekme mesafesinde, otopark, sığınak vb. alanlarında) bütün malikler mülkiyet hakkına sahip olduğundan ve Yapı Kayıt Belgesi’ne konu edilemeyecek taşınmazlar arasında binaların ortak alanları sayılmadığından belirtilen alanlarda maliklerden herhangi birisi tarafından ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapı/aykırılık yapılması halinde bu malikin üçüncü kişi olarak değerlendirilmesi söz konusu olmayacaktır.
Yine, belirtilenler çerçevesinde, elbirliği ve paylı mülkiyette taşınmaz üzerinde bütün hissedarlar mülkiyet hakkına sahip olduğundan, bu taşınmazlar üzerinde hissedarlardan herhangi birisi tarafından yapı yapılması halinde bu kişinin de üçüncü kişi olarak değerlendirilmesi söz konusu değildir.
Bu nedenle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görüşüne göre, binaların ortak alanlarında ve el birliği ve paylı mülkiyetlerde 31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız ve ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar/aykırılıklar için yapıyı/aykırılığı yapan malik/hissedar tarafından diğer maliklerin/hissedarların muvafakati aranmaksızın, Yapı Kayıt Belgesi alınmasının mümkün olduğu kabul edilmektedir.
Bu kapsamda, bahse konu alanlarda yapılan yapılar/aykırılıklar için Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar çerçevesinde usulüne uygun alındığı tespit edilen Yapı Kayıt Belgelerinin iptal edilmesi söz konusu değildir.
Ancak, binaların ortak alanlarında ve el birliği ve paylı mülkiyetlerde yapılan yapılar/aykırılıklar için alınan Yapı Kayıt Belgesine istinaden tapuda cins değişikliği ve kat mülkiyeti işlemlerinin yapılabilmesi için tüm maliklerin muvafakati gerekmektedir.
e) Konteyner, Kümes, Karavan vb. Yapılar İçin Alınan Yapı Kayıt Belgeleri geçerli midir?
3194 sayılı Kanunun ‘Tanımlar’ başlıklı 5 inci maddesinde, “Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir.” hükmüne yer verilmek suretiyle yapı tanımı yapılmıştır.
Diğer taraftan, 3194 sayılı İmar Kanununun Geçici 16 ncı maddesinin (1) inci fıkrası hükmüne göre, afet risklerine hazırlık kapsamında ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla 31/12/2017 tarihinden önce yapılmış yapılar için Yapı Kayıt Belgesi alınması mümkün olup, bu bağlamda herhangi bir imalatın “ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı” olarak değerlendirilerek Yapı Kayıt Belgesine konu edilebilmesi için öncelikle “ruhsata tabi olması” gerekmektedir.
Bu durumda, Yapı Kayıt Belgesine yönelik incelemelerde, hangi imalatın (çadır, karavan, seyyar veya yüzer konteyner, kantar, yakıt tankı, akaryakıt pompası, kümes, vb.) Yapı Kayıt Belgesi alınabilecek bir yapı olarak kabul edilip edilmeyeceği hususunun İmar Kanunu’nun 5. maddesi dikkate alınarak belirlenmesi gerekir.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesine göre yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir.
İmar Kanunu’nun 21. maddesine göre konusu “yapı” olan inşaatlar, ruhsata tabidir. Dolayısıyla yapı kavramına dahil olmayan inşaatlar ruhsat alınması gerekmez. Örneğin çanak antenlerin montajı için kullanılan taban betonları İmar Kanunu’nun 5. maddesinde tanımı yapılan “yapı” kavramı içerisindedir. Bu nedenle, bunlar için de inşaat ruhsatı alınması gerekir. Prefabrik yapılar, yapı tanımına girmektedirler. İmar mevzuatında prefabrik yapılar için ayrıca bir istisna getirilmediği için, prefabrik yapılar için de ruhsat alınması gerekir.
f) Açık Otopark, Tel Örgü, Çit, Duvar, Yürüyüş Alanı, Oyun Alanı, Çocuk Parkı, Kamelya Vb. İmalatlar İçin Alınan Yapı Kayıt Belgesi Geçerli Midir?
3194 sayılı İmar Kanunu‘nun Geçici 16 ncı maddesinin (9) uncu ve (11) inci fıkralarında Yapı Kayıt Belgesi alınamayacak “yapılar” ve “alanlar” belirtilmiş olup, belirtilen fıkralarda sayılan yapılar ve alanlar dışında kalan diğer bütün alanlardaki 31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yapılar/aykırılıklar için, yapı sahiplerince e-Devlet sistemi üzerinden başvuruda bulunulması, sorumluluğu kendilerine ait olmak üzere yapıya ilişkin bilgilerin beyan edilmesi ve yapı kayıt bedelinin ödenmesi suretiyle e-Devlet sistemi üzerinden Yapı Kayıt Belgesi alınması mümkündür.
Bu kapsamda, Yapı Kayıt Belgesi, yapının İmar Kanunu’na aykırı olarak yapılmasına rağmen kullanılmasına müsaade edilmesi neticesini doğurmakta olup, alınan Yapı Kayıt Belgesine istinaden yapıdaki imar mevzuatına ve dolayısıyla imar planlarına aykırılıklardan dolayı 3194 sayılı Kanun ile 2960 sayılı Kanuna göre alınan yıkım kararları ile verilen ancak tahsil edilmemiş olan para cezalarının iptal edilmesi gerekmektedir.
Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslar‘ın 5 inci maddesinin (1) fıkrasının (a) bendinin (8) numaralı alt bendinde “İstinat duvarı, dolgu alanı, havuz, spor sahaları ve benzeri bina niteliğinde olmayan yapılar için 150 TL/m2,” hükmüne yer verilerek, bina niteliğinde olmayan yapılar için de Yapı Kayıt Belgesi alınabileceği hükme bağlanmıştır.
Zikredilen hükümde yer alan bina niteliğinde olmayan yapıların kullanım amacının, söz konusu yapıların ilişkili olduğu binaların kullanım amacına göre belirlenmesi gerekmekte, ayrıca yukarıda da belirtildiği üzere söz konusu bina niteliğinde olmayan yapıların Yapı Kayıt Belgesine konu edilebilmesi için bu yapıların “ruhsata tabi olması” gerekmektedir.
Belirtilenler çerçevesinde bina türü yapı bulunmayan alanlarda yapılan açık otopark, tel örgü, çit, duvar, yürüyüş alanı, oyun alanı, çocuk parkı, kamelya vb. imalatlar Yapı Kayıt Belgesine konu edilemeyecek olup, bu imalatlar için alınan Yapı Kayıt Belgelerinin iptal edilmesi gerekmektedir.
Ayrıca zikredilen hükümde yer alan “dolgu alanı” ile kastedilen deniz, göl ve akarsularda doldurma ve kurutma suretiyle arazi elde edilmesi olup, bunun dışındaki alanlarda yapılan toprak dolgusu, kaide betonu vb. dolgular için zikredilen hüküm kapsamında Yapı Kayıt Belgesi alınması mümkün değildir.
g) 19.07.2003 Tarihinden Sonra Hazine Taşınmazları Üzerine Yapılan Yapılar İmar Barışından Yararlanabilir mi?
3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen geçici 16. maddeyle 31.12.2017 tarihinden önce yapılan ve belirli şartları taşıyan yapıların imar barışından yararlanması esası benimsendi. Aynı düzenlemeyle bu yapıların Hazine taşınmazı üzerinde yapılmış olması durumunda, Hazine taşınmazlarının yapı sahibine satışına imkan tanınmıştır.
Yapı Kayıt Belgesi Verilmesine İlişkin Usul ve Esaslara göre “Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların Hazineye ait taşınmazlar üzerine inşa edilmiş olması halinde, bu taşınmazlardan özel kanunları kapsamında kalan ve bu özel kanunlara göre değerlendirilmesi gerekenler dışında kalanlar Bakanlığa tahsis edilir. Tahsis işleminden sonra, Yapı Kayıt Belgesi sahipleri ile bunların kanuni veya akdi haleflerinin talepleri üzerine bu taşınmazlar Bakanlıkça rayiç bedel üzerinden doğrudan satılır.”
Ancak ortada önemli bir hukuki sorun bulunmaktadır. Zira 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesinin son fıkrasına göre “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra Hazineye ait taşınmazlar üzerinde yapılan her türlü yapı ve tesisler, başka bir işleme gerek kalmaksızın Hazineye intikal eder.” Maddenin yürürlük tarihi ise 19.07.2003’tür.
Bu durumda olan yapılar herhangi bir işleme gerek kalmaksızın Hazine mülkiyetine geçmektedir. Anayasa Mahkemesinin 03.07.2014 tarihli ve E:2014/9, K:2014/121 sayılı Kararında bu düzenleme Anayasa’ya aykırı bulunmamıştır.
Bu madde gereğince 19.07.2003 tarihinden sonra Hazine taşınmazları üzerinde yapılan her türlü yapı ve tesis, herhangi bir işleme gerek kalmaksızın Hazine mülkiyetine geçmektedir. Doğal olarak bu durumda olan yapıların imar barışından yararlanıp yararlanmayacağı sorunu gündeme gelecektir.
Bu konuda iki şekilde yorum yapılması mümkündür. Bu yorumların ilkinde; imar barışına ilişkin düzenlemenin, 4706 sayılı Kanun’dan sonra yürürlüğe girdiği, kanun koyucunun bu durumda olan taşınmazların yapı sahibine satılmasını öngördüğü, dolayısıyla 19.07.2003 tarihinden sonra yapılan yapılarda 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesinin uygulanmayacağı ve bu taşınmazların Hazine’ye intikal etmeyeceği söylenebilir. Bu şekilde bir yorum kanun koyucunun amacına da daha uygundur.
Ancak ortada da bu konuda özel bir düzenleme olan 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesi durmaktadır. Bu ikinci yoruma göre 4706 sayılı Kanun’un 5. maddesi, bu konudaki özel düzenlemedir ve imar barışıyla ilgili kanun maddesinde bu konuda özel bir düzenlemeye getirilmediği için bu yapılar Hazine’ye intikal eder ve bu yapılar imar barışından faydalanamaz. Bu yorum tarzı da hukuk yorum tekniğine daha uygundur.
Kanaatimce bu iki yorum arasında ilk yorum tarzı, kanun koyucunun amacına ve imar barışı meselesinin çözümüne daha uygundur. Ancak ortada bir kanunu düzenleme olduğu için, uygulamada kafa karışıklığının olmaması için bu konunun Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenmesi ve açıklığa kavuşturulması faydalı olacaktır.
h) İmar Barışında Gerçeğe Aykırı Beyan
Yapı Kayıt Belgesi düzenlenemeyecek yapılar için bu belgenin düzenlendiğinin tespit edilmesi durumunda, Yapı Kayıt Belgesi iptal edilir, bu belgenin sağlamış olduğu haklar geri alınır, Yapı Kayıt Belgesi bedeli olarak yatırılmış olan bedel iade edilmez ve belge düzenlenmesi safhasında yalan ve yanlış beyanda bulunulan müracaat sahibi hakkında suç duyurusunda bulunulur.