İçindekiler
- Kadastro Sonuçları Nasıl İlan Edilir?
- Kadastro Tespitine İtiraz Davası Hangi Mahkemede Açılır?
- Dava Açılmayan Kadastro Tutanaklarının Kesinleştirilmesi ve Tescil
- Kesinleşmiş Kadastro Tespitine Nasıl İtiraz Davası Açılır?
- Kadastro Tespitine İtiraz Zamanaşımı Nedir?
- Orman Kadastrosunun İlanı ve Orman Kadastrosuna İtiraz/Dava
3402 sayılı Kadastro Kanunu’na göre, ilan edilen kadastro tutanaklarına karşı dava açılabilmektedir. Kadastro işlemlerine karşı hangi mahkemede dava açılabileceği, davanın hangi aşamada açılacağına bağlıdır. Örneğin askı ilanında olan kadastro işlemine açılacak dava ile askıdan inmiş ve kesinleşmiş kadastro işlemine açılacak dava, davanın açılacağı mahkeme yönünden farklılık gösterir.
Kadastro Sonuçları Nasıl İlan Edilir?
3402 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre, kadastro müdürü, kadastro tutanaklarına göre yapılan tespitlere dayanarak, askı cetvellerini düzenler; bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette ve ayrıca muhtarın çalışma yerinde 30 gün süre ile ilan ettirir; itirazı olanların ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceklerini belirtir. Bu ilanda kadastro harçları da gösterilir.
Kadastro müdürü, Genel Müdürlüğün iznini alarak, kadastrosu henüz tamamlanmayan çalışma alanlarında mahalle bucak merkezi ve köyde, bir ada veya mevkiden daha küçük olmamak üzere kadastro çalışmaları sonuçlanan taşınmazlara ait kısmi ilanı yukarıdaki esaslara göre yapabilir.
Ayrıca çalışma alanındaki ormanların sınırlandırma, tespit, kontrol ve komisyon işleri tamamlandığında, bu çalışmaların sonuçları, en geç on gün içinde Genel Müdürlükten izin alınmaksızın otuz günlük kısmi askı ilanına alınır.
Kadastro müdürü ilanla ilgili bu işlemleri, kadastro ekibi çalışma alanındaki işini bitirdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde yapmak zorundadır.
Kadastro İlanları Hakkında Yönetmelik’in 7. maddesine göre askı cetvelinin bir örneğini mahalli maliye kuruluşuna (illerde ÇŞB il müdürlüğü, ilçelerde milli emlak şefliği) ve orman idaresine gönderir. Ayrıca, ilanın asıldığı, mahalli kadastro ve hukuk mahkemelerine, ilgisi olan kamu kurum ve kuruluşlarına da bir yazı ile bildirilir.
a) İlanın Tebligat Yerine Geçmesi
Kadastro Kanunu’nun 11. maddesine göre, bu Kanun gereğince yapılan ilanlar, ilgili gerçek kişilere, kamu ve özel hukuk tüzelkişilerine şahsen tebliğ edilmiş sayılır.
b) Kadastro İlanının Kapsamı Nedir? Kadastro İlanında Hangi Bilgiler Bulunur?
Kadastro Kanunu ve Kadastro İlanları Hakkında Yönetmelik’e göre askı cetvelleri ve kadastro paftaları ilan edilir. Askı cetvellerinde taşınmazın; ili, ilçesi, mahallesi veya köyü, sokak veya mevkii, pafta, ada, parsel numarası, cinsi, yüzölçümü, emlak vergisi değeri, kadastro harcı tutarı ve oranı, tespit malikinin adı, soyadı, baba adı, ikametgah adresi ve hisse miktarı, mülkiyetten gayri haklar, şerhler, beyanlar ve rehinler ile ilandan önceki itirazların sonucu yer alır. Askı cetvelinde, çalışma alanında faaliyet bitinceye kadar itiraz edilen parseller hakkında kadastro komisyonunca yapılan işlemin sonucu, “itiraz ret veya kabul edildi” şeklinde ilgili sütununda belirtilir.
Kadastro müdürü, askı cetvellerini sınırlandırma ve tespit sonucu düzenlenen kadastro tutanaklarına dayanarak, mahalle veya köy esasına göre düzenler.
c) Kadastro İlanları Nerede Yapılır? İlan Yapılacak Yerler Nerelerdir?
Kadastro İlanları Hakkında Yönetmelik’e göre, kadastro müdürü bu cetvelleri ve pafta örneklerini, müdüriyette, taşınmazların bulunduğu köy veya mahalle muhtarının çalışma yerinde ve ayrıca, belediye teşkilatı varsa sadece ilan cetvelinin bir örneğini belediye başkanının göstereceği yere aynı günde astırarak 30 gün süre ile ilan ettirir. Üç ayrı yerde de ilan yapıldığına dair tutanak düzenlenir.
d) Kadastro İlanı Askı Süresi Kaç Gündür?
Kanuna göre askı cetvelleri 30 gün süre ile ilan ettirilir. Üç ayrı yerde (kadastro müdürlüğü, muhtarlık ve belediye) yapılması gereken ilanlar aynı günde yapılmadığı takdirde 30 gün hesabında dikkate alınacak son ilan tarihi hepsinde esas alınır.
Kadastro Tespitine İtiraz Davası Hangi Mahkemede Açılır?
Kadastro tespitlerine karşı iki şekilde dava açılabilir.
a) Kadastro Tespitine İtiraz Davası Nedir?
Bunlardan birincisinde 30 günlük askı ilan sürecinde kadastro mahkemesinde dava açılabilir. Bu durumda kadastro tutanağı kesinleşmez. Taşınmaz tapuya kaydedilir ancak malik sütunu “davalı” olarak kaydedilir.
3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 26 ve 27. maddesi hükümlerine göre, tutanağı kesinleşmeyen taşınmazlara ilişkin mülkiyet uyuşmazlıklarına bakma görevi kadastro mahkemesine aittir. Kadastro mahkemeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 11 ve 26/B maddeleri uyarınca, 30 günlük askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davalarında görevlidir.
Kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının düzenlendiği tarihten tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer ancak, davanın varlığı tutanağın kesinleşmesini önleyecektir.
Mahkemelerin görevine ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen göz önünde bulundurulmalıdır.
b) Kadastro Tespitine İtiraz Davası Hangi Mahkemede Açılır?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesinde; taşınmaz malların aynına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu belirtilmekle birlikte, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 26/son maddesinde “Kadastro Mahkemesi’nin yetkisi her taşınmaz mal hakkında kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Bu yetkiyi bölgenin idari sınırları belli eder. Yeni ilçe kurulup, teşkilatlanarak faaliyete geçmesi hali hariç, idari kuruluşta yapılan değişiklik sebebiyle daha sonra başka bir bölgeye bağlanan taşınmaz mallara ilişkin uyuşmazlıklar, kadastroya başlama gününde yetkili olan Kadastro Mahkemesi tarafından karara bağlanır.” şeklinde özel yetki hükmüne yer verilmiştir.
Dolayısıyla bu yasal düzenlemeler karşısında Kadastro Mahkemeleri’nin yer bakımından yetkisi kadastro tespit tutanağının düzenlendiği tarihteki bölge idari sınırlarına göre tespit edilecektir.
c) Kadastro tespitine itiraz davası kime açılır?
Dava Açılmayan Kadastro Tutanaklarının Kesinleştirilmesi ve Tescil
Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmelik’ in 25. maddesine göre, Kadastro Kanununun 11. maddesi gereğince yapılacak ilandan sonra, Kanunun 12. maddesine göre dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler ilanın bitimini takip eden gün itibariyle kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleştirilir. Kadastro Kanunu’nun 12. maddesine göre, kadastro müdürü tarafından onaylanarak kesinleşen tutanaklar ile kadastro mahkemesinin kesinleşmiş kararları; kesinleşme tarihleri tescil tarihi olarak gösterilmek suretiyle en geç 3 ay içinde tapu kütüklerine kaydedilir.
Kadastrosu tamamlanan çalışma alanı içerisinde kalan eski tapu kayıtları, işleme tabi kayıt niteliğini kaybederler. Bu kayıtlara dayanılarak kadastro ve tapu sicil müdürlüklerinde işlem yapılamaz.
Kesinleşmiş Kadastro Tespitine Nasıl İtiraz Davası Açılır?
a) Kesinleşmiş Kadastro Tespitine karşı Tapu İptali ve Tescil Davası
30 günlük askı süresi bittikten sonra, kadastro işlemlerine karşı genel mahkemelerde dava açılabilir. 30 günlük askı süresi içinde dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler (kadastro tutanakları) kesinleşir ve tapuda tespit maliki adına tescil edilir.
Bu şekilde kesinleşen kadastro işlemlerine karşı adli yargıda tapu iptali ve tescil davası açılabilir. Hatalı kadastro tespiti için tapu iptali ve tescil davası açılması gerekmektedir.
b) Hatalı Kadastro Tespiti İçin Tapu İptali ve Tescil Davası Nerede Açılır?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 12. maddesinde; taşınmaz malların aynına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu belirtilmektedir. Bu nedenle, kadastro işlemi de taşınmazın aynına ilişkin olduğu için hatalı kadastro tespitine karşı 10 yıllık süre içerisinde taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde dava açılması gerekmektedir.
Kadastro Tespitine İtiraz Zamanaşımı Nedir?
3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 12/3. maddesinde, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı düzenlenmiştir.
Her ne kadar kamuoyunda bu süre zamanaşımı süresi olarak bilinse de aslında bu süre hak düşürücü süredir.
a) Kadastro Tespitine İtirazda Hak Düşürücü Süre
Genel mahkemelerde dava açma süresi, tutanakların kesinleşmesinden itibaren 10 yıl ile sınırlandırılmıştır. Kadastro Kanunu’nun 12. maddesine göre, bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 12/3. maddesinde; bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamayacağı ve dava açılamayacağı; 6100 sayılı HMK‘nın 93.maddesinde ise, resmî tatil günlerinin, süreye dâhil olduğu, sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, sürenin tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biteceği düzenlenmiştir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin hesabında 6100 sayılı HMK‘nın 93.maddesinde yer alan kurallar dikkate alınır.
b) Kadastro Kanunu 10 Yıllık Hak Düşürücü Sürenin Niteliği
3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 12/3. maddesinde öngörülen süre, hak düşürücü süredir. Hak düşürücü süreler kanunla düzenlenir ve hakimin hak düşürücü süreler konusunda takdir hakkı yoktur. Aksine, hakim hak düşürücü sürenin geçip geçmediğini her somut olayda re’sen nazara almak zorundadır.
On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur. Yargılama bitinceye kadar hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır.
c) Kadastro Kanunu 10 Yıllık Hak Düşürücü Süre İstisnaları
Kadastro 10 yıllık hak düşürücü sürenin istisnası kamu mallarıdır. Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında belirtildiği üzere, burada sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin kamu mallarında uygulanması mümkün bulunmamaktadır. Örneğin; mera olduğu sabit olan bir yer şahıs adına tescil edilmiş olsa bile on yıl geçtikten sonra da tapu iptal davası açılabilecektir.
10 yıllık hak düşürücü sürenin diğer istisnası hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlardır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 12/3. maddesinde, kadastro sırasında haklarında tutanak düzenlenen taşınmazlar yönünden, kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkı 10 yıl ile sınırlanmış ise de, kadastro sırasında haklarında kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak dava açma hakkını sınırlayan herhangi bir yasa hükmü bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulu’nun 22.04.2015 tarih, 2013/8-2061 Esas ve 2015/1256 Karar sayılı ilamında da, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılacak tescil davalarını sınırlayan bir sürenin olmadığı açıklanmıştır.
Orman Kadastrosunun İlanı ve Orman Kadastrosuna İtiraz/Dava
3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesinde 22/2/2005 tarihli ve 5304 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile orman kadastrosuna itiraz ve dava konusu düzenlenmiştir. Bu değişiklikte 3, 4, 5. fıkralar şu şekilde düzenlenmiştir.
“(3) Çalışma alanında orman bulunması ve 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosuna başlanılmamış olması halinde, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti kadastro ekibi tarafından yapılır. Ancak, bu çalışmalarda kadastro ekibine, Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek en az bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisinin bildirimden itibaren yedi gün içerisinde iştirak ettirilmesi zorunludur. Bu çalışmalara muhtar ve bilirkişilerin katılmaması halinde çalışmalar re’sen devam ettirilir.
(4) Ormanla ilgili yapılan itirazların incelenmesinde kadastro komisyonuna da itiraza konu tespitlerde görev almayan Orman Genel Müdürlüğü taşra teşkilatınca görevlendirilecek bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisi ile tarım müdürlüklerince görevlendirilecek bir ziraat yüksek mühendisi veya ziraat mühendisi iştirak ettirilmesi zorunludur.
(5) Çalışma alanındaki ormanların bu ekipçe sınırlandırma ve tespitleri yapılarak otuz günlük kısmi ilana alınır. Bu alanlarda orman kadastrosu yapılmış sayılır.”
3402 sayılı Kadastro Kanununun getirdiği bu düzenleme ile orman kadastro ekipleri ile arazi kadastro ekiplerinin birbirine aykırı ve çelişkili işlemler yapması önlenmek istenmiş ve memleket kadastrosunun bir an önce tamamlanması hedeflenmiştir.
Ayrıca bu şekilde orman sınırının belirlenmesi durumunda orman kadastro işlemlerinin ikmal edilmiş sayılacağı açıklanmakla bu konuda ikinci bir kadastro yapılması önlenmiştir.
a) Orman Kadastrosunun İlanı
Kadastro Kanununun 4. maddesine göre yapılan çalışma sonucu belirlenen orman sınırları esas alınmak kaydı ile arazi kadastro ekiplerince 3402 sayılı Kadastro Kanununun izleyen maddelerine göre işlem yapılır. Bu şekilde yapılan kadastro tespitlerinin sonuçları 3402 sayılı Kanunun 11. maddesine göre 30 gün süre ile ilân edilir.
b) Orman Kadastrosuna İtiraz
3402 sayılı Kanunun 12. maddesine göre 30 günlük ilân süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir. Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda yukarıda açıklanan bu prosedür dışında, başka bir prosedür uygulanacağına dair 6831 sayılı Orman Kanununda ve diğer yasal mevzuatlarda herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Kanun koyucu 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan kadastro işlemi ile bir yerin niteliğinin orman ya da kültür arazisi olarak belirlenmesi durumunda sonuçlarının ilânı ve hak düşürücü süreler ve bu sürelerde yapılacak itirazlar bakımından hiç bir fark öngörmemiştir. Yine arazi kadastro komisyonlarınca yapılan genel arazi kadastro tespitleri sırasında bir yerin niteliğinin orman, mera veya yayla olarak tespit edilmesi ile kültür arazisi olarak tespit edilmesi arasında uygulanması gereken usul ve ilân süresi ile hak düşürücü süreler yönünden bir fark bulunmadığı ortadadır. Kadastro tespit işlemi gerek 4. maddeye, gerekse takip eden diğer maddelere göre yapılsın her halükarda uygulanacak olan kanun 3402 sayılı Kadastro Kanunudur. 3402 sayılı Kanunda tespit edilen taşınmazın niteliğine göre farklı hak düşürücü sürelerin uygulanmasını öngören açık bir hüküm ya da bu konuda 6831 sayılı Orman Kanununa atıfta mevcut değildir.
Bu durumda da 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekir. 3402 sayılı Kanunda bu hususu düzenleyen açık bir hüküm bulunması nedeniyle aynı kanunun bir maddesinin aynı olaya uygulanması ve diğer bir maddenin göz ardı edilip uygulanmaması düşünülemez.
Getirilen bu yeni düzenlemeyle 6831 sayılı Kanuna göre yapılan orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten itibaren on yıllık süre içerisinde tapuya dayalı olsun veya olmasın kadastrodan önceki sebeplere dayalı olarak dava açılabilecektir. Böylelikle gerek 6831 sayılı Kanun hükümlerine gerekse 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosuna itirazda hak düşürücü süreler yönünden paralellik sağlanmıştır.