1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

Kamu Mallarının Özellikleri


Kamunun kullanma ve yararlanmasına ait olan veya bu amaca tahsis edilen eşya ve mallarla bir kamu hizmetinin unsuru ve ayrılmaz parçası sayılabilecek olan mallar, kamu malı olarak kabul edilmektedir. Kamu malları konusunda geniş bir makalemiz için şu linke tıklayınız: Kamu Malı Nedir? Kamu Mallarının Özellikleri ve Türleri Nelerdir?

Kamu mallarının, gerek mevzuattan, gerek yargı kararlarından ve gerekse doktrinden kaynaklanan bazı özellikleri bulunmaktadır. 

Kamu mallarının özellikleri:

  • Kamu Malları Özel Mülkiyete Konu Olmazlar
  • Kamu Malları Tapuya Tescil Edilmezler
  • Kamu Malları Kamulaştırılamazlar
  • Kamu Malları Kazandırıcı Zaman Aşımı Yoluyla İktisap Edilemezler
  • Kamu Malları Haczedilemezler
  • Kamu Malları Devir ve Ferağ Edilemezler: Kamu Mallarının Devir ve Ferağı Yasağı
  • Kamu Malları Özel Mallara Nazaran Daha Ayrıcalıklı Bir Korumaya Tabidirler
  • Kamu Malları Üzerinde Kanunen Öngörülmedikçe Medeni Hukuk Tasarrufunda Bulunulamaz

a) Kamu Malları Özel Mülkiyete Konu Olmazlar

Kamu malları bu niteliklerini korudukları sürece özel mülkiyete konu olmazlar, kamu mallarının özel mülk edinilmeye elverişli hale gelmeleri ancak kamu malı niteliğini kaybetmeleri halinde olur. Bu konudaki düzenlemeler çeşitli kanunlarda yer almıştır.

b) Kamu Malları Tapuya Tescil Edilmezler

Kamu malları tapuda tescilli değildir. Medeni Kanunun 912. maddesinde;” Kimsenin hususi mülkiyetinde bulunmayan ve ammenin kullanmasına tahsis edilen gayri menkuller onlara müteallik ve tescili muktazi ayni bir hak olmadıkça, tescile tabi değildir.

Sicille mukayyet bir gayrimenkul, kaydı lazım gelmeyen bir gayrimenkule tahavvül ettikte; kaydı sicilinden çıkarılır” denilmektedir.

Fakat kamu mallarından hizmet malları tapuya tescil edilir. Ancak   912. maddenin, 641. maddede belirtilen mallarla paralel hüküm içerdiğini ve kapsamanın sahipsiz mallarla, orta malları olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü 641. madde “sahipsiz şeylerle” dedikten sonra menfaati umuma ait malları örneklerken nitelik itibariyle orta mallarını kastetmektedir. Ayrıca 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/A maddesinde hizmet malı niteliğindeki taşınmazların tescili düzenlenmektedir. Buna göre “Kamunun ortak kullanmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden;

A) Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler,(Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami, genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye, köy veya mahalli idare birlikleri tüzel kişiliği, adlarına tespit olunur.

B) Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edildiği veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanı ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılır, parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplanır ve bu gibi taşınmaz mallar özel siciline yazılır.

Bu sınırlandırma tescil mahiyetinde olmadığı gibi bu suretle belirlenen taşınmaz mallar, özel kanunlarında yazılı hükümler saklı kalmak kaydıyla özel mülkiyete konu teşkil etmezler. Yol, meydan, köprü gibi orta malları ise haritasında göstermekle yetinilir.

C) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir, istisnalar saklıdır.

D) Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, özel kanunları hükümlerine tabidir.”

Öte yandan kamu mallarının tapuya tescil edilmeleri onların özel mülkiyete elverişli oldukları sonucunu doğurmaz. Yani kamu mallarının tapuda tescil edilmesi niteliklerinin değişmesine yol açmaz.

c) Kamu Malları Kamulaştırılamazlar

Anayasanın 46. maddesinde; “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idari irtifaklar kurmaya yetkilidir” denilmektedir. Kamu mallarının kamulaştırılması mümkün değildir. Çünkü kamu malları özel mülkiyete tabi değildirler.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 30. maddesinde bir idareye ait taşınmaz malın diğer idareye devri düzenlenmiştir. Anılan maddede; “Kamu tüzel kişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakları diğer bir kamu tüzel kişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamaz. Taşınmaz mala; kaynak veya irtifak hakkına ihtiyacı olan idare, 8 inci madde uyarınca bedelini tespit eder. Bu bedel esas alınarak ödeyeceği bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazılı olarak başvurur. Mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlık, isteyen idarenin başvurusu üzerine Danıştay ilgili idari dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanır. Taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde; alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliği tarihinden itibaren otuz gün, içinde 10 uncu maddede yazılı usule göre mahkemeye başvurarak, kamulaştırma bedelinin tespitini ister. Bu durumda yapılacak yargılamada mahkemece, 29.06.1938 tarih ve 3533 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz.” hükmü bulunmaktadır.           

d) Kamu Malları Kazandırıcı Zaman Aşımı Yoluyla İktisap Edilemezler

Kamu mallarının kazandırıcı zamanaşımı ile kazanılması mümkün değildir. Medeni Kanunun 638. maddesinde adi zamanaşımı, 639. maddesinde ise olağanüstü zamanaşımı düzenlenmiştir.

638.maddede “Muhik bir sebep yok iken tapu sicilinde uhdesine malik sıfatı ile mukayyet bulunan bir gayrilmenkulü fasılasız ve nizasız on sene müddetle ve hüsnüniyetle yedinde bulunduran kimsenin o gayrimenkulün üzerindeki hakkına itiraz olunamaz” denilmektedir. Ancak niteliği itibariyle özel mülkiyet konusu olmayan bir taşınmazın tapuya tescil edilmiş olması halinde, 638. maddeden yararlanılması mümkün değildir.

Olağanüstü zamanaşımı yolu ile mülkiyet hakkının kazanılmasını düzenleyen 639. maddede “Tapu sicilinde mukayyet olmayan bir gayrimenkulü nizasız ve fasılasız 20 sene müddetle ve malik sıfatıyla yedinde bulundurmuş olan kimse o gayrimenkulü kendi mülkü olmak üzere tescili talebinde bulunabilir.

Tapu sicilinde maliki kim olduğu anlaşılamayan veya 20 sene evvel vefat etmiş yahut gaipliğine hüküm verilmiş bir kimsenin uhdesinde mukayyet olan bir gayrimenkulü aynı şerait altında yedinde bulunduran kimse dahi o gayrimenkulün, mülkü olmak üzere tescilini talep edebilir.

Tescil davası Hazine ile ilgili amme hükmi şahsiyeti aleyhine açılır ve mahkemece gazete ile ve ayrıca mahallinde münasip vasıtalarla en az 3 defa ilan olunur. Son ilandan itibaren 3 ay içinde bir itiraz davası açılmaz veya açılıp da reddedilir ve iddia sabit olursa tescile karar verilir; karara gayrimenkulün haritası veya ebatlı krokisi eklenir. Hususi kanun hükümleri mahfuzdur” hükmü bulunmaktadır.

3402 sayılı Kadastro Kanununun 18/2 maddesinde kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap edilemeyecek taşınmazlar sayılmıştır. Anılan maddeye göre “Orta malları, hizmet malları, ormanlar ve Devletin hüküm ve tasarrufu altında olup da bir kamu hizmetine tahsis edilen yerler ile kanunları uyarınca Devlete kalan taşınmaz mallar tapuda kayıtlı olsun olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilemez.”

e) Kamu Malları Haczedilemezler

İcra ve İflas Kanununun “Haczi caiz olmayan mallar ve hakları” düzenleyen 82. maddesinin 1. bendinde, Devlet mallarının haczedilemeyeceği belirtilmiştir. Malın Devletin özel mülkiyetinde ya da kamu malları arasında yer almış olması neticeyi değiştirmemektedir.

f) Kamu Malları Devir ve Ferağ Edilemezler: Kamu Mallarının Devir ve Ferağı Yasağı

Bir malın devir ve ferağa konu olması onun özel mülkiyete tabi olmasının sonucudur. Dolayısıyla özel mülkiyete konu olamayacak kamu mallarının devir ve ferağ edilmeleri mümkün değildir. Çünkü kamu malları özel mülkiyete konu olamayacak yerlerdendir. Bundan dolayı kamu mallarının satışı ve tapuda satın alan kişi adına tescil edilmeleri mümkün değildir. Hatta kamu mallarının satışı ve tapuda satın alan kişi adına yapılan tescil, hukuken yok hükmündedir. Bu satış işlemleri, hukuk aleminde hiç doğmamış sayılır.

Bunun bazı önemli sonuçları şunlardır: 1) Kamu malını satın alan kişi, tapu siciline güven ilkesinden yararlanamaz. 2) Kamu malını satın alan kişiden satın alan kişi de tapu siciline güven ilkesinden yararlanamaz. 3) Kamu malını satın alan kişi ve halefleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu‘nun 712. maddesinde yer alan olağan zaman aşımıyla mülkiyet ediniminden yararlanamaz. 4) Kamu malını satın alan kişi ve halefleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 13. maddesindeki imkanlardan yararlanamazlar.

g) Kamu Mallarının Devir ve Ferağ Yasağı Kamu Hizmetine Egemen Olan İlkelerden Hangisinden Kaynaklanır

Kamu malları özel mülkiyete konu olamayacağı için kamu mallarının satışı ve tapuda satın alan kişi adına tescil edilmeleri mümkün değildir. Buna kamu mallarının devir ve ferağ yasağı denir. Kamu mallarının devir ve ferağ yasağı, kamu hizmetine egemen olan ilkelerden süreklilik ve düzenlilik ilkesine dayanır. Çünkü kamu mallarının özel mülkiyete konu olmaları, kamu hizmetinin sürekliliğini aksatır.

h) Kamu Malları Özel Mallara Nazaran Daha Ayrıcalıklı Bir Korumaya Tabidirler

Kamu mallarının özel mallara göre daha ayrıcalıklı bir korumaya tabi oldukları konusunda değişik yasalarda hükümler bulunmaktadır. Kamu mallarının özel mallara nazaran özel bir korunmaya ihtiyaç duydukları açıktır. Ancak değişik kanunlarda bu konuyla ilgili hükümler varsa da kamu mallarına yönelik tecavüzlerin sağlıklı şekilde tespit edilip sona erdirildiğini söylemek, maalesef mümkün değildir. Şayet kamu malları için özel bir korunma sağlanmamış olsaydı, açıktır ki, bu mallar bugünkü kadar dahi korunamayacaklardı. Kamu mallarının korunması konusunda Anayasanın da 43, 63, 169. maddelerinde hükümler bulunmaktadır.

ı) Kamu Malları Üzerinde Kanunen Öngörülmedikçe Medeni Hukuk Tasarrufunda Bulunulamaz

Özel mallar üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırları ile kamu malları üzerindeki tasarruf yetkisinin sınırları farklıdır. Özel mallar üzerindeki tasarruf yetkisi son derece geniştir. Sadece kamu yararının gerektirdiği durumlarda bu yetkinin kısıtlanması mümkündür. Oysa kamu malları üzerindeki tasarruf yetkisi son derece kısıtlıdır. Ancak kanunen öngörülen hallerde kamu malları üzerinde Medeni Hukuk tasarruflarında bulunulabilir.

Kamu Mallarının Özellikleri ve Türleri Nelerdir
Kamu Mallarının Özellikleri ve Türleri Nelerdir