İçindekiler
- 1) Kamulaştırma Davalarında Yargılama Gideri, Vekâlet Ücreti, Bilirkişi Ücreti Kim Tarafından Ödenir?
- 2) Kamulaştırma İşlemlerinde Tapu ve Kadastro Harcı Kim Tarafından Ödenir?
- 3) Kamulaştırma İşlemlerinde Damga Vergisinin Tahsili
- 4) Kamulaştırma İşlemlerinde KDV Sorunu
- 5) Kamulaştırmada KDV’yi Kim Öder?
Kamulaştırma; kamu yararının zorunlu kıldığı hallerde kamu idarelerince özel mülkiyette bulunan taşınmazlara maliklerinin rızası olup olmadığına bakılmaksızın bedelini ödemek sureti ile el konulmasıdır.
2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 29. maddesinde “Kamulaştırma için ödenmesi gereken tapu harçları ve kamulaştırmanın gerektirdiği diğer giderler kamulaştırmayı yapan idarece ödenir.” hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince kamulaştırma nedeni ile ödenmesi gereken tapu harçları ile diğer giderler kamulaştırmayı yapan kamu idaresi tarafından ödenmektedir.
Kamulaştırma Kanununda böyle bir hüküm yer almasa dahi bu giderlerin kamulaştırmayı gerçekleştiren kamu idaresi tarafından ödenmesi gayet tabiidir. Çünkü kamulaştırmada, özel mülkiyette bulunan taşınmazlar, maliklerinin rızaları olup olmadığına bakılmaksızın kamu idaresi mülkiyetine geçirilmektedir. Bu nedenle malikin rızası olmaksızın elinden alınan taşınmaz için tapu harcı vb. diğer giderlerin idare tarafından ödenmesi hakkaniyet ilkesine de uygundur. Bu husus, birçok Yargıtay kararında da açık olarak vurgulanmıştır.
Burada öncelikle kamulaştırma dolayısıyla ödenmesi gereken giderlerin neler olduğu ve bu giderlerin kim tarafından ödenmesi gerektiği tartışılacaktır.
1) Kamulaştırma Davalarında Yargılama Gideri, Vekâlet Ücreti, Bilirkişi Ücreti Kim Tarafından Ödenir?
Kamulaştırmada öncelikle yargılama giderlerinin, taşınmazın kamulaştırılan malik avukat tarafından temsil edilmiş ise vekâlet ücretinin, bilirkişilere ödenen ücretlerin kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenmesi gerekir.
Burada bahsedilen bu giderler, kamulaştırma kararı alınan taşınmazın kamu idaresi adına tescili için kamu idaresi tarafından Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi kapsamında taşınmazın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesinde açılan cebri tescil davasına ilişkindir. Burada açılan davalardaki giderler, kamu idaresi tarafından ödenecektir.
Oysa asliye hukuk mahkemesi tarafından takdir edilen kamulaştırma bedelini az bulan taşınmaz maliki tarafından yapılan başvuru üzerine dosyanın Yargıtayca incelenmesi aşamasında ortaya çıkacak giderlerin, Yargıtayca yapılan yargılama sonucunda haksız çıkan tarafça ödenmesi gerekmektedir.
2) Kamulaştırma İşlemlerinde Tapu ve Kadastro Harcı Kim Tarafından Ödenir?
Kamulaştırma işlemi nedeni ile tapuda yapılan devir ve ferağ işleminden tapu harcı alınmaktadır. Kamulaştırma Kanununun 29. maddesine göre kamulaştırma işlemi nedeni ile ödenmesi gereken tapu harcı kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenir. Bu husus, Danıştay’ın istikrarlı kararlarında da vurgulanmaktadır. Örnek olarak Danıştay Dokuzuncu dairesinin 05.12.1985 tarihli ve E:1984/1967, K:1985/1698 sayılı kararında “Kamulaştırma sonucu ödenmesi gereken tapu harcının, kamulaştırmayı yapan idare tarafından ödenmesi gerektiği” belirtilmiştir. Aynı yönde Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 27.03.1986 tarihli ve E.1986/501, K:19867/1257 sayılı kararına bakılabilir.
Kamulaştırma nedeni ile ödenmesi gereken tapu ve kadastro harcı, 492 sayılı Harçlar Kanunu ile bu Kanun uyarınca çıkarılan ikincil mevzuata göre tahsil edilmektedir.
Harçlar Kanununun 59. maddesine göre; genel ve katma bütçeli dairelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri gayrimenkullerin vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinleri harçtan müstesnadır. Buna göre bu kuruluşlar adına yapılacak kamulaştırmalarda tarafların hiçbirinden tapu harcı tahsil edilmemesi gerekmektedir.
492 sayılı Harçlar Kanunu‘nun 57. maddesinde; tapu ve kadastro işlemlerinden bu kanuna bağlı (4) sayılı tarifede yazılı olanların tapu ve kadastro harçlarına tabi olduğu, 58’inci maddesinde; tapu ve kadastro harçlarının mükellefinin Kanuna ekli tarifede ekli kişiler, tarifede belirtilmeyen işlemlerde ise, taraflar aksini kararlaştırmamış oldukları takdirde maddenin (a) ve (f) bentlerinde yer verilen kişilerin olacağı belirtilmiştir.
Bu kanuna ekli (4) sayılı tarifenin “Tapu işlemleri” başlıklı l. Bölümünün 20. maddesinin (a) fıkrasında da, gayrimenkullerin ivaz karşılığında veya ölünceye kadar bakma akdine dayanılarak yahut trampa hükümlerine göre devir ve iktisabında (4751 sayılı Kanunun 6/C maddesi ile değişen ibare, Yürürlük; 09.04.2002) gayrimenkulün beyan edilen devir ve iktisap bedelinden az olmamak üzere emlak vergi değeri üzerinden (Cebri icra ve şuyun izalesi hallerinde satış bedeli, istimlâklerde takdir edilen bedel üzerinden) devir eden ve devir alan için binde 15 oranında harç aranılacağı hükme bağlanmıştır.
1987/1 sayılı Harçlar Kanunu İç Genelgesinde,
1- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre yapılan kamulaştırmada bu Kanunun gerektirdiği tapu harçları ve kamulaştırma ile ilgili sair giderlerin idare tarafından ödenmesi,
2- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 29. maddesinde, gayrimenkulü kamulaştırılan kişilerin ödemesi gereken tapu harcını da idarenin ödeyeceği belirtilmektedir. Buna göre Kamulaştırıcı idare 492 sayılı Harçlar Kanununun 59. maddesine göre harçtan muaf olduğu takdirde, gayrimenkulü kamulaştırılan şahsa ait olan tapu harcı dolayısıyla da idarenin istisnadan yararlandırılması …..uygun görülmüştür.” denilmektedir.
Yukarıda anlatılanları özetlemek gerekir ise eğer kamulaştırmayı yapan idare tapu ve kadastro harcından muaf ise kamulaştırma işleminin tapuda tescili nedeni ile ne idareden ne de kamulaştırmayı yapan idareden tapu ve kadastro harcı tahsil edilmemesi gerekmektedir. Eğer kamulaştırma yapan idare tapu ve kadastro harcından muaf değil ise bu durumda Harçlar Kanununa ekli (4) sayılı tarifenin I.20.a pozisyonu gereğince kamulaştırma bedeli üzerinden binde otuz tapu ve kadastro harcı tahsil edilecektir.
Peki, hangi idareler tarafından yapılan kamulaştırmalar tapu ve kadastro harcından müstesnadır? Harçlar Kanununun “Harçtan müstesna tutulan işlemler” başlıklı 59. maddesine göre genel ve katma bütçeli dairelerle, il özel idareleri, belediyeler ve köylerin iktisap edecekleri taşınmazların vesair ayni hakların tescili, şerhi gerektiren işlemleri ve bunların terkinleri, harçtan müstesnadır. Buna göre yukarıda sayılan kamu idareleri tarafından yapılan kamulaştırmalarda tapu ve kadastro harcı tahsil edilmemesi gerekmektedir.
Bunların dışındaki kamu idarelerinin kamulaştırmaları ise (özel kanunlarında ayrıca hüküm bulunmaması durumunda) tapu ve kadastro harcına tabidir.
Burada şu hususu da belirtmek gerekir. Tapu ve kadastro harcı sadece hükmen yapılan kamulaştırmalarda değil aynı zamanda satın alma usulü ile yapılan kamulaştırmalarda da idare tarafından ödenecektir. Çünkü satın alma usulü ile yapılan kamulaştırmalar da idarenin zorlayıcı bir işlemine dayanmaktadır. Bu nedenle bu tür devirleri, özel hukuk kapsamında yapılan devir işlemlerinden farklı tutmak gerekir. Ferağın gönüllü olarak verilmesi, işlemin hükmen tescilden farklı şekilde cereyan ettiği anlamına gelmemektedir.
Bu husus Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 23.03.1989 tarihli ve E:1988/1743, K:1989/992 sayılı kararında da belirtilmiştir. Söz konusu kararda “Kamulaştırma Kanununun 8. maddesi uyarınca satın alma yolu ile yapılan kamulaştırmalarda da, anılan kanunun 29. maddesi gereğince tapu harcının idarece ödeneceği” belirtilmiştir.
3) Kamulaştırma İşlemlerinde Damga Vergisinin Tahsili
Konu hakkında şu linke tıklayınız: Kamulaştırma İşlemlerinde Damga Vergisinin Tahsili
4) Kamulaştırma İşlemlerinde KDV Sorunu
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 1. bendine göre “ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetler” katma değer vergisine tabidir. Aynı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasına göre ise teslim, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan taşınmaz satışlarının katma değer vergisine tabi olduğu görülecektir.
Peki, kamulaştırma işlemi nedeni ile yapılan teslimlerden KDV alınacak mıdır, alınacaksa bu gider de 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 29. maddesi kapsamında kamulaştırmayı yapan idarece ödenecek giderler arasında sayılabilir mi?
Öncelikle kamulaştırma işleminin katma değer vergisine tabi olup olmadığını değerlendirelim. Ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan taşınmaz satışlarının Kamulaştırma Kanunu kapsamında yapılması durumunda bu teslimin KDV’ye tabi olması gerekmektedir. Bir başka ifade ile yapılan teslimin Kamulaştırma Kanunu kapsamında yapılması, işlemi KDV’ye tabi olmaktan kurtarmamaktadır. Bu nedenle, Katma Değer Vergisi Kanununun 12-17. maddelerinde sayılan istisnaya tabi olunmaması durumunda, yapılan kamulaştırma işlemi KDV’ye tabi olacaktır.
Teslim nedeni ile ödenmesi gereken KDV’nin kim tarafından ödeneceği konusunda ise gerek Katma Değer Vergisi Kanununda gerekse Kamulaştırma Kanununda açıklık bulunmamaktadır.
Katma Değer Vergisi Kanununun 8.a maddesine göre; mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde bu işleri yapanlar, KDV’nin mükellefidirler.
5) Kamulaştırmada KDV’yi Kim Öder?
Bu durumda ödenmesi gereken KDV’nin kim tarafından ödeneceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Acaba KDV, Katma Değer Vergisi Kanunu kapsamında mal teslimi yapan tarafından mı yoksa Kamulaştırma Kanununun 29. maddesi kapsamında kamulaştırmayı yapan kamu idaresi tarafından mı ödenecektir? Bu hususta ne Katma Değer Vergisi Kanununda ne de Kamulaştırma Kanununda hüküm bulunmaktadır.
Ancak Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından verilen 09.12.1997 tarihli ve E.1997/15401, K. 1997/18281 sayılı kararda “Kamulaştırma bedelinden kesintisi yapılan ve özel kanundan doğan KDV’nin Kamulaştırma Kanunu’nda idare tarafından ödeneceği belirtilen tapu harçları ve giderlerden sayılması mümkün olmadığından, davalı idare tarafından yüklenilmesi isteminin yasaya aykırı olduğu” belirtilmiştir.
Söz konusu karara göre kamulaştırma bedelinden kesintisi yapılan KDV, Kamulaştırma Kanunu’ndan doğan harç ve gider niteliğinde değildir. Mal sahibi davacı şirketin sıfatından kaynaklanan ve özel kanundan doğan bir vergidir.
Bu karara göre kamulaştırma nedeni ile yapılan taşınmaz mal tesliminin ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılması durumunda taşınmaz tesliminden KDV ödenmesi gerekir ise de bu Kamulaştırma Kanununun 29. maddesi kapsamında idare tarafından ödenebilecek bir bedel değildir.
Bu bölümde son olarak şunu belirtelim: Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin 1. d bendinde Hazinece (Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürlüğü) tarafından yapılan satışların katma değer vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir.
Bu durumda Hazinece, Kamulaştırma Kanununun 30. maddesi kapsamında diğer kamu idarelerine yapılan devir işlemlerinin katma değer vergisinden müstesna olması gerekmektedir.