İçindekiler
- Miras Kalan Evde Eşin Oturma Hakkı
- Sağ Kalan Eş Aile Konutu Şerhi Koydurabilir Mi?
- Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesinin Şartları
- Aile Konutunun Özgülenmesi Davası
- Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Davası Nasıl Görülür?
- Mülkiyet ya da İntifa veya Oturma Hakkı Tanınmasında Mahsuplaşma
- Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Sıkça Sorulan Sorular (FAQ)
Aile konutu; eşlerin birlikte seçtikleri, varsa çocuklar gibi diğer aile üyeleri ile birlikte eylemli olarak yaşadıkları konut, sürekli olarak barınma ihtiyacını karşılayan ve ailenin hayat merkezini oluşturan konut olarak tanımlanmaktadır. Aile konutu hakkında detaylı bilgi almak için şu yazımıza bakınız: Aile Konutu Şerhi
Miras Kalan Evde Eşin Oturma Hakkı
Medeni Kanunun 652. maddesine göre, eşi ölen sağ kalan mirasçı, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Buna aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi denilmektedir.
Madde hükmü şu şekildedir: “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Yapılan bu düzenlemeyle sağ kalan eşe “ölen eşine ait” olup da birlikte yaşadıkları konut üzerinde, edinilmiş mallara katılma rejiminde katılma alacağına, paylaşmalı mal ayrılığı rejiminde miras ve paylaşmadan doğan hakkına, mal ortaklığı rejiminde ortaklık payına ve mirasın paylaşımında ise miras payına mahsup edilmek suretiyle, aile konutu üzerinde kendisine mülkiyet, intifa veya oturma hakkı tanınmasını talep etme hakkı tanınmıştır.
a) Eşin Ölümü Halinde Aile Konutu
Türk Medeni Kanunu’nun 194 üncü maddesi kapsamındaki aile konutu koruması; kural olarak evlilik birliğinin sona ermesine kadar devam eder. Eşlerin bu konuttan kesin olarak taşınmaları, anlaşarak konutun aile konutu olma niteliğine son vermeleri, evliliğin boşanma, iptal veya ölümle son bulması veya konutun yok olması hâllerinde, bu madde kapsamında yer alan koruma imkânları da son bulur.
Ancak Medeni Kanunun 652. maddesi, eşin ölümü halinde sağ kalan eşin aile konutu üzerindeki haklarını düzenlemektedir. Bu madde sağ kalan eşe konut ve konut ve ev eşyası ile ilgili olarak olan mülkiyet ya da haklı sebeplerin varlığı halinde istem üzerine intifa ya da oturma hakkı tanınması olanağı sağlamaktadır.
Bu madde İsviçre Medeni Kanun’a 1984 yılında eklenen 612a maddesinde esinlenerek kaleme alınmıştır. Madde gerekçesinde “Bu maddeyle sağ kalan eşin korunması amacı güdülmektedir. Kaldı ki mal rejimiyle ilgili 240. maddede benzer bir hüküm mevcuttur. Burada sağ kalan eşe konut ve konut ve ev eşyası ile ilgili olarak olan mülkiyet ya da haklı sebeplerin varlığı halinde istem üzerine intifa ya da oturma hakkı tanınması olanağı getirilmektedir” ifadelerine yer verilmiştir.
b) Konutun Özgülenmesi Ne Demek?
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi, bu konutun sağ kalan eşe bırakılması demektir. Bu bırakma konut ve konut ve ev eşyası ile ilgili olarak olan mülkiyet ya da haklı sebeplerin varlığı halinde istem üzerine intifa ya da oturma hakkı tanınması şeklinde olmaktadır.
c) Aile Konutu Olarak Özgülenen Ev Satılır Mı?
Aile konutu, evli çiftlerin birlikte yaşadığı, ailenin ortak kullanımına tahsis edilen konuttur. Bu tür bir evin satışına dair özel düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu‘nun 194. maddesinde yer almaktadır.
Aile konutu şerhi koyulmuş bir ev, eşlerden birinin tek başına satması veya devretmesi mümkün değildir. Satış yapılabilmesi için diğer eşin açık rızası gereklidir. Eşlerden biri, diğerinin izni olmadan bu tür bir evi satmaya veya devretmeye kalkıştığında, bu işlem hukuken geçersiz sayılabilir.
Sağ Kalan Eş Aile Konutu Şerhi Koydurabilir Mi?
Eğer tapu kütüğünde bu şerh yok ise sağ kalan eş, doğrudan yapacağı bir başvuru ile aile konutu şerhi koyduramaz. Sağ kalan eş, buranın aile konutu olduğunu ispatlamak için aile konutu tespit davası açmak zorundadır. Yargıtay uygulamasına göre sadece özgüleme davası açılmış ise aile konutunun tespiti davası açılması için davacıya süre verilmelidir. Bu şekilde açılacak aile konutunun tespiti davası, özgüleme davasında bekletici mesele sebebi yapılmalıdır.
Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesinin Şartları
Medeni Kanunun 652. maddesi, aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesini belirli koşullara bağlı kılmıştır.
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesinin şartları şunlardır;
1) Eşin ölmesi,
2) Aile konutunun ölen eşin kalan mirası kapsamında olması,
3) Sağ kalan eşin dava boyunca mirasçılık sıfatını koruması ve sağ olması,
4) Aile konutu belirlemesinin yapılması zorunluluğu
a) Eşin Ölmesi
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesinin ilk şartı, diğer eşin ölmesidir. Üstelik bu hakkın kullanılması için doğal ölüm tek yol değildir. Eşlerden birinin ölüm karinesine girmesi veya eş hakkında gaiplik kararı verilmesi ile de sağ kalan eş, Türk Medeni Kanunu 652. maddede öngörülen hakkı kullanabilir.
b) Aile Konutunun Ölen Eşin Kalan Mirası Kapsamında Olması
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi için, ölen eşin mirasının kapsamında olması gerekir. Eğer aile konutu zaten sağ kalan eşe ait ise bu korumanın şartları gerçekleşmemiş demektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2023/159 K: 2024/38 T: 31.1.2024: “Eldeki davada malik olmayan eş ölmüş, sağ kalan eş zaten dava konusu taşınmazın maliki konumundadır. Dolayısıyla 4721 sayılı Kanun hükümleri ile aile konutunda malik olmayan eşin şahsına tanınan haklardan yola çıkılarak, malik eşin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını amaçlayan yasa maddeleri gerekçe yapılıp, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi hatalı olduğu gibi evlilik birliği ölüm ile sonuçlanmış olsa da sağ kalan malik eş bakımından malik olmayan eşin dava açarken var olan hukuki yararının ölmesi hâlinde de devam edeceğine ilişkin düşünce somut olayın özelliğine uygun bulunmamıştır.”
c) Sağ Kalan Eş Dava Boyunca Mirasçılık Sıfatını Koruması ve Sağ Olması
Sağ kalan eş özgüleme talebinin sonuna yani dava sonuçlanıncaya kadar sağ olmalıdır. Bu talep sağ kalan olarak şahsa sıkı surette bağlı bir hak olup bu talep hakkı devredilmez. Bu hak aynı zamanda miras yolu ile geçmez. Bu hakkın sağ kalan eş sıfatı ile bağlantısı hakkı şahsa sıkı surette bağlı bir hak konumuna getirmektedir
d) Dava Konusu Konutun Aile Konutu Olması Zorunluluğu
Türk Medeni Kanunun 652. maddesindeki özgüleme hakkı yalnızca aile konutu için söz konusudur. Hatta kanuna göre, miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve alt soyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde sağ kalan eş bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.
Ayrıca Yargıtay uygulamalarına göre, aile konutu ölen eşin kişisel malı ise sağ eş lehine mülkiyet hakkı tanınmamaktadır (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, 19.01.2017, E: 2016/21737, K: 2017/427)
Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, konutun aile konutu vasfı bulunduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Ancak eşlerden herhangi biri, aile konutunun tapuya şerh verilmesini isteme hakkına sahiptir.
Eş öldükten sonra sağ kalan eş buranın aile konutu olduğunu ispatlamalıdır. Kanaatimizce eğer tapu kütüğünde şerh var ise bu ispat gerçekleşmiş sayılır.
Eğer tapu kütüğünde bu şerh yok ise sağ kalan eş aile konutunun tespiti davası açmak zorundadır. Yargıtay uygulamasına göre sadece özgüleme davası açılmış ise aile konutunun tespiti davası açılması için davacıya süre verilmelidir. Bu şekilde açılacak aile konutunun tespiti davası, özgüleme davasında bekletici mesele sebebi yapılmalıdır.
Aile Konutunun Özgülenmesi Davası
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülemesi, sulh hukuk mahkemesinde açılacak bir dava ile olur. Bu davaya ilişkin detaylar aşağıda açıklanmıştır.
a) Görevli Mahkeme: Aile Konutunun Özgülenmesi Davası Nerede Açılır?
Aile konutu tespit davasında görevli mahkeme aile mahkemesidir. Aile konutunun sağ kalan eşe özgüleme davasında görevli mahkeme ise görevli mahkeme sulh hukuk mahkemesidir. Bu konu Yargıtay’ın kararları ile uygulamaya yerleştirilmiştir.
Örneğin Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 26.06.2006, E: 2006/3284, K: 2006/10109: “Aile konutu olup olmadığının tesbiti aile mahkemesinin görevine, özgüleme görevi ise Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. O halde, mahkemece özgülenme konusunda tefrik kararı verilerek bu taleple ilgili istemin Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, aile konutu ile ilgili istemin tesbiti konusunda taraflara delillerinin sorulup toplanması değerlendirilmesi ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekir.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 382. maddesi aile konutu tespitini ve özgülenmesini çekişmesiz yargı işi olarak görmektedir. Aynı kanunun 384. maddesi gereği kanunda aksine hüküm bulunmadıkça çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir.
b) Aile Konutunun Özgülenmesi Davasını Kim Açabilir?
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi talebi, sadece sağ kalan eşin hakkıdır. Bu talep sağ kalan eşin şahsına sıkı surette bağlı bir hak olup bu talep hakkı devredilmez. Bu hak aynı zamanda miras yolu ile geçmez. Sağ kalan eş vesayet altında ise yasal temsilcisi söz konusu davayı açabilir.
c) Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Dava Dilekçesi
… SULH HUKUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ’NE
DAVACI:
DAVALI:
KONU: Miras hakkına mahsuben aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesi talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR:
- Müvekkil, davalıların babası … ile evlenmiş olup, müvekkilin eşi …/…/… tarihinde vefat etmiştir. Müvekkilin eşi öldüğünde geriye mirasçı olarak müvekkilimiz ve davalı mirasçılar kalmıştır.
- Müvekkilin eşi öldüğünde geriye miras olarak aile konutu olarak kullandıkları taşınmazı ve diğer taşınmazları bırakmıştır.
- Medeni Kanunun 652. Maddesi “eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.” demektedir.
- Yukarıda izah edilen nedenlerle, müvekkilin miras payı belirlenerek, miras payına mahsuben aile konutu olan taşınmaz ve ev eşyaları üzerinde öncelikle mülkiyet hakkı tanınmasını, Müvekkilin ekonomik durumunun yeterli olmaması gibi haklı nedenlerimiz ile mülkiyet hakkı tanınmasının mümkün olmaması halinde oturma hakkı tanınmasını talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur.
HUKUKİ NEDENLER: 4721 S. K. 652. Maddesi ve sair mevzuat.
DELİLLER:
- Nüfus kaydı,
- Tapu kayıtları
- Bilirkişi incelemesi,
- Keşif,
- Tanıkların isimleri ve adresleri ile tanıklık edecekleri konularını gösterir tanık listesi
- Karşı tarafın delil sunma hakkına binaen tüm yasal deliller.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz olunan gerekçe ve delillerle; fazlaya ilişkin talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla,
- Müvekkilin ölen eşine ait olan aile konutu üzerinde miras hakkına mahsuben öncelikle mülkiyet hakkı tanınmasına, bunun mümkün olmaması halinde yine miras hakkına mahsuben oturma hakkı tanınmasına,
- Ev eşyaları üzerinde miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasına,
- Yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz.
d) Aile Konutunun Özgülenmesi Davası Kime Karşı Açılır?
Aile konutunun özgülenmesi davasında davalı olarak sağ kalan eş birlikte ölen eşin diğer tüm mirasçılarıdır. Yani bu davada, tüm mirasçılara birlikte dava açılması gerekir. Çünkü davalılar yönünde zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
e) Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Davası Zamanaşımı
Türk Medeni Kanununda sağ kalan eşin aile konutuna ilişkin özgüleme talebi için herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmemiştir. Dolayısıyla, sağ kalan eş, eşinin ölümü üzerine mirasın açılmasından terekenin tasfiyesinin tamamlanmasına kadar geçecek süre içerisinde bu talepte bulunabilir.
Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Davası Nasıl Görülür?
a) Gerekli Şartların Araştırılması
Bu davada ilk karara bağlanması gereken husus, davacının gerekli şartları taşıyıp taşımadığıdır. Sonrasında taraf teşkili sağlanarak tüm mirasçılar davaya dahil edilir.
Sonrasında dava konusu konutun aile konutu olup olmadığına bakılır. Dava konusu yer aile konutu değil ise davacıya, söz konusu yerin aile konutu olduğunun tespiti için dava açılması amacıyla süre verilir.
Dava konusu yer aile konutu ise aile konutu üzerine, intifa veya oturma hakkının tanınmasını gerektiren yasal koşulların davacı sağ eş lehine gerçekleştiğinin kanıtlanıp kanıtlanmadığına bakılır.
Aile konutu üzerine, intifa veya oturma hakkının tanınmasını gerektiren yasal koşulların davacı sağ eş lehine gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda, katılma alacağına mahsuben, yetmezse belirlenecek ilave bedelin davacı tarafça mahkeme veznesine depo ettirilmesi sağlandıktan sonra mahkemece özgüleme hakkında karar verilmelidir. Söz konusu değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır (Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2014/24171 K: 2016/6157 T: 6.4.2016)
Mahkeme, bu konuda gerekli değerlendirmeyi yaparak, şartların sağlandığını tespit etmesi halinde aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesine karar verir. Aksi halde dava reddedilecektir.
b) Özgüleme Şekli: Aile Konutunun Özgülenmesi Nasıl Olur?
Medeni Kanunun 652. maddesinde; Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir.” hükmü yer almaktadır.
Benzer bir hüküm Medeni Kanunun 240. maddesinde yer almaktadır: “Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir; mal rejimi sözleşmesiyle kabul edilen başka düzenlemeler saklıdır.
Sağ kalan eş, aynı koşullar altında ev eşyası üzerinde kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir.
Sağ kalan eş, mirasbırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek veya sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde bu hakları kullanamaz. Tarımsal taşınmazlara ilişkin miras hukuku hükümleri saklıdır.”
c) Sağ Kalan Eşe Mülkiyet Tanınması
Türk Medeni Kanunun 652. maddesine göre, eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Buna göre sağ kalan eş, aile konutunun kendisine mülkiyet olarak verilmesini isteyebilir. Sağ kalan eşin miras hakkı ya da katılma alacağı, evin değerine yetmiyor ise bedel ilavesi yapılabilir. Bu konu aşağıda açıklanmıştır. Ancak burada şunu belirtmek gerekir ki mahsuplaşmada dikkate alınacak bedel, aile konutunun mülkiyet değeri ile eşin miras hakkı ya da katılma alacağının değeridir.
d) Sağ Kalan Eşe İntifa veya Oturma Hakkı Tanınması
Medeni Kanunun 652. maddesi gereğince aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesinde öncelikle mülkiyet hakkının tanınması istenebilecek olup, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınması ancak haklı bir sebebin bulunduğunun kanıtlanması halinde mümkündür (Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/2814 K: 2015/10100 T: 10.11.2015).
Sağ kalan eşin miras hakkı ya da katılma alacağı, evin intifa veya oturma hakkı değerine yetmiyor ise bedel ilavesi yapılabilir. Bu konu aşağıda açıklanmıştır. Ancak burada şunu belirtmek gerekir ki mahsuplaşmada dikkate alınacak bedel, aile konutunun intifa veya oturma hakkı değeri ile eşin miras hakkı ya da katılma alacağının değeridir.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/11495 K: 2015/11395 T: 10.12.2015: “Öyleyse özgüleme aile konutu üzerinde oturma hakkı, ev eşyası üzerinde de intifa hakkı tanınması suretiyle olacağına göre, bu hakkın ölümle sona ereceği dikkate alınarak sağ eşin, tahmin edilen kalan yaşam süresine göre oturma hakkının peşin sermaye değerinin bu işlerden anlayan bilirkişi eliyle tespiti, bu değerin davacının taşınmaz ve ev eşyası üzerindeki miras hakkının saptanacak kıymetinden fazla olması halinde, fazlasının, davalılara ivaz olarak ödenmek üzere davacıya nakit olarak depo ettirilmesi, bundan sonra karar verilmesi gerekir.”
Mülkiyet ya da İntifa veya Oturma Hakkı Tanınmasında Mahsuplaşma
Kanun, aile konutu ve ev eşyası üzerinde, sağ eşe mülkiyet veya bunun yerine intifa ya da oturma hakkının, miras hakkına mahsuben tanınabileceğini hükme bağladığına göre, özgüleme, ister mülkiyet hakkı, isterse bunun yerine intifa veya oturma hakkı tanınması şeklinde olsun, karşılıksız olmayıp, “miras hakkına mahsuben” olacaktır.
Bu nedenle mahkemece, öncelikle murisin tüm terekesi tespit edilerek terekenin toplam değeri belirlenmeli, daha sonra mirasçıların miras paylarının ayrı ayrı değerleri belirlenmelidir. Bu hesaplamalar sonucunda, aile konutu ve eşyaların değeri, davacının miras payına düşen kısımdan fazla ise eksik bedelin depo ettirilmesi, karşılıyorsa davacının miras payına mahsuben özgülenmesi gerekir.
Sağ kalan eş “miras hakkına mahsuben” aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebileceğine göre, sağ kalan eşin miras hakkının, aile konutunun bedelini karşılayıp karşılamayacağı büyük önem taşımaktadır. Eğer sağ kalan eşin miras hakkı, aile konutunun bedelini karşılıyorsa zaten sorun bulunmamaktadır.
Buna karşılık sağ kalan eşin miras hakkının, aile konutunun bedelini karşılamıyorsa yani miras payı, aile konutunun altında bir değerde ise yapılacak işlem konusunda kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Medeni Kanunun 240. maddesinde yer alan düzenleme, bu konuya çok benzer hükümler ihtiva etmektedir. Maddeye göre sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir. Burada 652. maddeden farklı olan husus, katılma alacağının konutun bedeline yetmemesi durumunda bedel eklenmek suretiyle sorunun çözüme kavuşturulmasıdır.
Yargıtay da bir kararında (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 19.11.2008 tarihli ve E: 2008/12883, K: 2008/15476 ) benzer bir çözümü benimsemiştir: “Eğer eşin mirastan payına düşen miktar aile konutunun değerini karşılamıyorsa eş miras payı dışında kalan aile konutunun değerini ödeyerek onun mülkiyet hakkını talep edebilecek eğer bakiye değeri ödeyecek gücü yoksa aile konutu üzerinde intifa veya oturma hakkını talep edebilecektir.”
Katılma alacağı, Türk Medeni Kanunu uyarınca; eklenecek değerlerden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır
f) Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi (TMK 652) Yargıtay Kararları
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/11495 K: 2015/11395 T: 10.12.2015
Öyleyse özgüleme aile konutu üzerinde oturma hakkı, ev eşyası üzerinde de intifa hakkı tanınması suretiyle olacağına göre, bu hakkın ölümle sona ereceği dikkate alınarak sağ eşin, tahmin edilen kalan yaşam süresine göre oturma hakkının peşin sermaye değerinin bu işlerden anlayan bilirkişi eliyle tespiti, bu değerin davacının taşınmaz ve ev eşyası üzerindeki miras hakkının saptanacak kıymetinden fazla olması halinde, fazlasının, davalılara ivaz olarak ödenmek üzere davacıya nakit olarak depo ettirilmesi, bundan sonra karar verilmesi gerekir. Devamını Oku
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi E: 2014/24171 K: 2016/6157 T: 6.4.2016
Aile konutu üzerine, intifa veya oturma hakkının tanınmasını gerektiren yasal koşulların davacı sağ eş lehine gerçekleştiğinin kanıtlanması durumunda, katılma alacağına mahsuben, yetmezse belirlenecek ilave bedelin davacı tarafça mahkeme veznesine depo ettirilmesi sağlandıktan sonra mahkemece özgüleme hakkında karar verilmelidir. Söz konusu değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Devamını Oku
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E: 2015/2814 K: 2015/10100 T: 10.11.2015
Medeni Kanunun 652. maddesi gereğince aile konutu ve ev eşyasının sağ kalan eşe özgülenmesinde öncelikle mülkiyet hakkının tanınması istenebilecek olup, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınması ancak haklı bir sebebin bulunduğunun kanıtlanması halinde mümkündür. Devamını Oku
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E: 2023/159 K: 2024/38 T: 31.1.2024
Eldeki davada malik olmayan eş ölmüş, sağ kalan eş zaten dava konusu taşınmazın maliki konumundadır. Dolayısıyla 4721 sayılı Kanun hükümleri ile aile konutunda malik olmayan eşin şahsına tanınan haklardan yola çıkılarak, malik eşin tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasını amaçlayan yasa maddeleri gerekçe yapılıp, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi hatalı olduğu gibi evlilik birliği ölüm ile sonuçlanmış olsa da sağ kalan malik eş bakımından malik olmayan eşin dava açarken var olan hukuki yararının ölmesi hâlinde de devam edeceğine ilişkin düşünce somut olayın özelliğine uygun bulunmamıştır. Devamını Oku
Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenmesi (TMK 652) Yargıtay kararları için tıklayınız: Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Yargıtay Kararları
Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Sıkça Sorulan Sorular (FAQ)
a) Miras Kalan Evde Eşin Hakkı Var Mı?
Medeni Kanunun 652. maddesi gereğince; eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.
Haklı sebepler varsa, sağ eşin veya murisin diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir. Kanun, aile konutu ve ev eşyası üzerinde, sağ eşe mülkiyet veya bunun yerine intifa ya da oturma hakkının, miras hakkına mahsuben tanınabileceğini hükme bağladığına göre, özgüleme, ister mülkiyet hakkı, isterse bunun yerine intifa veya oturma hakkı tanınması şeklinde olsun, karşılıksız olmayıp, “miras hakkına mahsuben” olacaktır.
b) Aile Konutu Kime Kalır?
Dava, taşınmazın miras payına karşılık özgülenmesi istemine ilişkindir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konutun bulunması halinde sağ kalan eş bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin bulunması halinde sağ kalan eş veya diğer yasal mirasçıların istemi üzerine mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tesis edilebilir. Bu hak karşılıksız olmayıp, miras hakkına mahsuben tesis edilecektir.
c) Miras Yoluyla Kalan Eve Aile Konutu Şerhi Olur Mu?
Türk Medeni Kanunu’ndaki bu düzenlemelerden de 194. madde de yer alan “aile konutu” düzenlemesi ile getirilen korumanın 652. madde ile miras bırakanın ölümünün ötesine taşındığı anlaşılmaktadır.
Evliliğin ölümle sona ermesi halinde Medeni Kanunun 240 ve 652. maddeleri kapsamında sağ kalan eşe gerek mal rejiminin tasfiyesi aşamasında, gerekse mirasın paylaşılmasında ayni hak talep etme imkânı sağlanarak Medeni Kanunun 194. maddesi anlamında ortadan kalkan aile konutu koruması ayakta tutulmaya çalışılmıştır
c) Eşlerden Birinin Ölümü Halinde Ev Kime Kalır?
Eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir
d) Sağ Kalan Eşin İntifa Hakkı Var Mı?
Türk Medeni Kanunun 652. maddesine göre eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya miras bırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına karar verilir. Dolayısıyla sağ kalan eşin, aile konutu üzerinde intifa hakkı isteme hakkı vardır.