Hazine taşınmazları hakkında tesis edilen işlemlerin bir kısmı damga vergisine tabidir. Bu konu hakkında hazırladığım geniş kapsamlı bir rehbere şu linkten ulaşabilirsiniz: Hazine (Milli Emlak) İhale ve Sözleşmelerinde Damga Vergisi
a) Ön İzin Sözleşmelerinde Damga Vergisi
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre irtifak hakkı veya kullanma izni ihalesi sonucunda, yapılacak yatırım için ön izne ihtiyaç duyulması halinde, lehine irtifak hakkı tesis edilecek veya kullanma izni verilecek yatırımcıya; fiili kullanım olmaksızın tescil, ifraz, tevhit, terk ve benzeri işlemlerin yapılması veya imar planının yaptırılması, değiştirilmesi ya da uygulama projelerinin hazırlanması ve onaylatılması gibi işlemlerin yerine getirilebilmesi için bir yıl süreyle ön izin verilir. Bu şekilde verilen ön izin için Yönetmelik ekinde yer alan ön izin sözleşmesi düzenlenmektedir.
488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na 15.07.2016 tarihli ve 6728 sayılı Kanun’un 28. maddesiyle eklenen hükümle “Hazinenin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlara ilişkin ön izin, irtifak hakkı veya kullanma izni sözleşmeleri (yatırım taahhüdü bulunanlar dâhil ön izin, irtifak hakkı veya kullanma izni süresine göre bulunacak bedel üzerinden) binde 9,48 oranında damga vergisine tabidir. Buna göre ön izin sözleşmesi düzenlenmeden önce ön izin bedeli üzerinden binde 9,48 oranında damga vergisi alınması gerekmektedir.
İlk ön izin süresi bir yıl olarak belirlendiği için, belirlenen damga vergisinin süreyle çarpımı gibi bir durum söz konusu değildir.
Ön izin sözleşmelerinden karar pulu bedeli alınması gibi bir uygulama mevzuata uygun değildir. Karar pulu bedeli ilk irtifak hakkı veya kullanma izni ihalesinin ita amiri tarafından onayından sonra ve ön izinden önce (tüm irtifak hakkı süresi için) alınır. Ön izin süresi içinde yükümlülükler yerine getirilirse irtifak hakkı sözleşmesi düzenlenir. Ön izin sözleşmesinden ayrıca damga vergisi alınır ama karar pulu bedeli irtifak/kullanma izni ihalesinin onayından hemen sonra alınır.
Teşkilatta bazen irtifak hakkı ihalesi gibi değil de ön izin ihalesi gibi değerlendirildiği görülmektedir. Bu uygulama doğru bir uygulama değildir. Yapılan işlem irtifak/kullanma izni ihalesidir. Dolayısıyla ilk ihalenin onayından hemen sonra karar pulu bedeli tahsil edilmelidir. Ön izin yükümlülükleri yerine getirilirse (tekrar karar pulu bedeli alınmadan) sözleşme/resmi senet aşamasına geçilir. Ön izin süresi içinde yükümlülükler yerine getirilmez ise ihale iptal edilir, teminat gelir kaydedilir ve alınan karar pulu bedeli iade edilmez.
b) Ön İzin Süresi Uzatımlarında Damga Vergisi
Damga Vergisi Kanunu’nun 14. maddesinde “Mukavelenamelerin müddetinin uzatılması halinde aynı miktar veya nispette vergi alınır.” hükmü yer almaktadır.
Ancak Gelir İdaresi Başkanlığının bu konudaki genel yaklaşımı sözleşmelerde yapılan süre değişimlerinin, sözleşmenin diğer hususlarını etkilememesi ve asıl sözleşmede yer alan belli para miktarında bir artış yaratmaması durumlarında, bir diğer ifadeyle süre değişimlerinin asli bir unsur olmadığı durumda, süre uzatımına ilişkin olarak düzenlenen sözleşmelerin damga vergisine tabi olmadığıdır (Recep BIYIK, Mektubun damga vergisi, http://www.dunya.com/kose-yazisi/mektubun-damga-vergisi/26385).
Fakat ön izin süre uzatımı, karşılıklı bir sözleşme ile değil, idarenin tek taraflı beyanı ile olmaktadır. Yani burada karşılıklı değil, tek taraflı bir irade ve bu iradeyi ortaya koyan bir belge bulunmaktadır. İşte idarenin, ön iznin uzatıldığını bildirdiği bu belgelerin damga vergisi yönünden değerlendirilmesi gerekir. Bu konudaki genel kanaat süre uzatımına dair bu tür belgelerin damga vergisine tabi olduğu yönündedir (M. Emek KURT, Sözleşmelerin Süresinde Meydana Gelen Değişikliklerin Damga Vergisine Etkisi, http://www.vergialgi.net/vergi/sozlesmelerin-suresinde-meydana-gelen-degisikliklerin-damga-vergisine-etkisi). Ancak konunun Maliye Bakanlığı tarafından netliğe kavuşturulması gerekecektir.