1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

Milli Park Nedir? Milli Park Gelişme Planı Nasıl Hazırlanır?


Milli Park Nedir?

19.yüzyılın sonunda A.B.D’de ortaya konulan ‘milli park’ kavramı, Türkiye’de Cumhuriyet’in ilanından sonra gündeme gelmiş ise de, ancak 1956 yılında çıkarılan 6831 sayılı Orman Kanunu ile milli parklar konusu yasalaşma imkanı bulabilmiştir.(Cırık, 2007: 45)

Milli park konusunun özel bir yasa ile düzenlenmesini görebilmek içinse 1983 yılında 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun yasalaşmasını beklemek gerekmiştir. Milli parklar, Milli Parklar Kanunu ve bu Kanunun uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılmış bulunan Milli Parklar Yönetmeliği ile düzenlenmiştir.

Milli Park Tanımı Nedir?

Kanunun 6. maddesi; milli parkı, tabiat parkını, tabiat anıtını ve tabiat koruma alanını tanımlamaktadır. Buna göre;

Milli park; bilimsel ve estetik bakımından, milli ve milletlerarası ender bulunan tabii ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip tabiat parçalarını,

Tabiat parkları; bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliğine sahip, manzara bütünlüğü içinde halkın dinlenme ve eğlenmesine uygun tabiat parçalarını,

Tabiat anıtı; tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değere sahip ve milli park esasları dahilinde korunan tabiat parçalarını,

Tabiatı koruma alanı; bilim ve eğitim bakımından önem taşıyan nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler, türler ve tabii olayların meydana getirdiği seçkin örnekleri ihtiva eden ve mutlak korunması gerekli olup sadece bilim ve eğitim amaçlarıyla kullanılmak üzere ayrılmış tabiat parçalarını,

İfade etmektedir.

Milli Parklarda Uyulması Gereken Temel İlkeler

Milli Parklar Yönetmeliğinin 5. maddesi, milli parklarda uyulması zorunlu olan ilkeleri düzenlemiştir. Buna göre milli parklarda uyulması gereken ilkeler şunlardır:

A) Genel olarak,

1) 2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 14. maddesi ile yasaklanan faaliyetler yapılamaz.

2) Kaynak değerleri ile koruma ve kullanma esaslarının belirlenmesinde, ilmi ve teknik araştırmalara en geniş ölçüde yer verilir.

3) Kaynakların doğal karakterinin mutlak korunması ve devamlılığı sağlanır.

4) Doğal kaynakların işletilmesi yasaktır.

5) Doğal denge ve manzara bütünlüğünü bozacak ve doğal çevrenin bakir karakteri ile bağdaşmayacak hiçbir faaliyete izin verilmez.

6) Bu yerler sadece koruma, yönetim, araştırma, ziyaretçi, tanıtım tesis ve hizmetleri ile donatılır, bu tesisler ile kaynak amenajman ve restorasyon esasları, planlarında belirtilir.

7) Kullanma ve yararlanma şartları ve seviyesi idarece belirlenir ve taşıma kapasitesinin dışına çıkılmaz.

8) Doğal ve kültürel kaynaklara, kaynak değerini bozmayacak, ancak tamamlayıcı ve restorasyon amaçlı müdahalelerde bulunulabilir.

9) Tabiatı mutlak koruma bölgelerinde, tabii kaynaklar insan etkisi olmaksızın tabii haline bırakılır.

10) Devlet mülkiyeti ve yönetimi ile kaynak, manzara, mülkiyet ve yönetim bütünlüğü esastır. Ancak milli parklarda Devlet mülkiyeti aranmayabilir.

11) Kamulaştırma ve tahsisler, Milli Parklar Kanununun 5. ve 6. maddelerine göre yapılır.

12) Planların gerektirdiği her türlü yapı, tesis, hizmet ve faaliyetlerin yapılması, yönetilmesi ve işletilmesi Kanunun 12. maddesine göre düzenlenir.

B) Özel hallerde;

1) Düzenli tarım ve mevcut iskan alanları ile bunları çevreleyen kırsal manzara dokusu, kültürel ve tabii kaynakların korunması ve değerlendirilmesinde tezat teşkil etmemesi halinde, bu arazi kullanımlarının devamlılıklarını temin etmek üzere planlarında gerekli hükümler getirilir ve bu hükümlere göre özel mülkiyet tasarruflarına izin verilebilir.

2) Üretim, otlatma ve avlanma faaliyetlerine ve kaynakların korunması geliştirilmesi ve devamlılığını sağlayacak teknik faaliyetlere, Kanunun 8. ve 13. maddelerinde belirtilen esaslar dahilinde ve mutlak koruma bölgeleri dışında izin verilebilir.

3) Kamu yararı açısından vazgeçilmez ve kesin bir mecburiyet doğması halinde, planda yer almayan herhangi bir yatırım projesinin uygulanmasına, projenin çevreye yapacağı etki etüt edilerek çevre ve kaynak koruma politikalarına aykırılık teşkil etmeyeceğinin tespit edilmesi durumunda, planda gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir.

Milli Park, Tabiat Parkı ve Tabiat Koruma Alanı Nasıl Belirlenir?

2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 3. maddesine göre; milli park karakterine sahip olduğu tespit edilen alanlar, Milli Savunma Bakanlığının olumlu görüşü, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak, Çevre ve Orman Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile milli park olarak belirlenir.

Hangi özellikleri taşıyan alanların milli park olarak değerlendirilebileceği Milli Parklar Yönetmeliğinin 6. maddesinde sayılmıştır. Madde hükmüne göre milli park olarak ayrılacak yerlerde;

1) Tabii ve kültürel kaynak değeri ile rekreasyonel potansiyeli, milli ve milletlerarası seviyede özellik ve önem taşımalıdır.

2) Kaynak değerleri, gelecek nesillerin miras olarak devralacakları ve sahip olmaktan gurur duyacakları seviyede önemli olmalıdır.

3) Kaynak değerleri tahrip olmamış veya teknik ve idari müdahalelerle ıslah edilebilir durumda olmalıdır.

4) Saha büyüklüğü, kaynak değerleri kesafeti yönünden, özel haller ve adalar dışında, en az 1.000 hektar olmalı ve bu alan bütünüyle koruma ağırlıklı bölgelerden meydana gelmelidir. İdari ve turistik amaçlı geliştirme alanları, bu asgari saha büyüklüğünün dışındadır.

Orman ve orman rejimine giren yerlerde, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanları, Çevre ve Orman Bakanlığının onayı ile belirlenir.

Orman ve orman rejimi dışında kalan yerlerde tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı belirlenmesine veya Çevre ve Orman Bakanlığınca belirlenmiş olanların işlemlerinin tamamlanması için gerekli yerlerin orman rejimine alınmasına, ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak bu Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca karar verilir.

Bu belirlemelerde aşağıdaki kriterlerin aranması gerekir:

A) Tabiat parkı olarak ayrılacak yerler;

1) Milli veya bölge seviyesinde üstün tabii fizyocoğrafik yapıya bitki örtüsü ve yaban hayatı özelliklerine ve manzara güzellikleri ile rekreasyon potansiyeline sahip olmalıdır.

2) Kaynak ve manzara bütünlüğünü sağlayacak yeterli büyüklükte olmalıdır.

3) Bilhassa açık hava rekreasyonu yönünden farklı ve zengin bir potansiyele sahip olmalıdır.

4) Mahalli örf ve adetlerin, geleneksel arazi kullanma düzeninin ve kültürel manzaraların ilgi çeken örneklerini de ihtiva edebilmelidir.

5) Devletin mülkiyetinde olmalıdır.

B) Tabiat anıtı olarak ayrılacak yerler ve tabii objeler;

1) Tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği tek veya nadir olmaları sebebiyle ilmi ve estetik yönden milli öneme sahip, bir veya birkaç jeolojik ve jeomorfolojik formasyon ve bitki türleri gibi müstesna değerleri barındırmalıdır.

2) Özellikle insan faaliyetlerinden çok az zarar görmüş veya hiç zarar görmemiş olmalıdır.

3) Saha büyüklüğü milli parktan küçük, fakat koruma yönünden bütünlüğü sağlayacak yeterlikte olmalıdır.

4) Devletin mülkiyetinde olmalıdır.

C) Tabiatı koruma alanı olarak ayrılacak yerler;

1) Milli veya milletlerarası seviyede tipik, emsalsiz, nadir, tehlikeye maruz veya kaybolmaya yüz tutmuş ekosistemler türler ve tabii olayların meydana getirdiği veya gizlediği tabii ve geleneksel arazi kullanım şekillerine ait örnekleri barındırmalıdır.

2) Genellikle hassa ekosistemlere, habitatlara veya hayat şekillerine, biyolojik veya jeolojik önemli çeşitliliklere zengin genetik kaynaklara sahip olmalıdır.

3) Bu özellikleri ve farklılıkları; bilim, eğitim, araştırma kurumları veya ilgili kuruluşlar tarafından tespit edilmiş olmalıdır.

4) Saha büyüklüğü korunması gerekli değerlerin hayatlarını uzun süreli olarak devam ettirmelerine yeterli olmalıdır.

5) Devletin mülkiyetinde olmalıdır.

Ç) Orman içi dinlenme yeri olarak ayrılacak yerler;

1) Mahalli seviyede açık hava rekreasyonu yönünden değişik ve zengin özelliklere sahip olmalıdır. Alt yapı imkanlarına sahip olmalıdır.

2) Kaynak bütünlüğünü sağlayacak büyüklükte olmalıdır.

3) Orman rejimine tabi olmalıdır.

Milli Park Gelişme Planları (Uzun Devreli Gelişme Planı)

Uzun devreli gelişme planı; Uzun Devreli Gelişme Planı ve Yönetim Planı Danışmanlık Hizmet Alımı İşine Ait Genel Teknik Şartnamede; “Ekolojik planlama yaklaşımı ile özellik ve nitelikleri göz önünde tutularak, milli park ve tabiat parkı statüsündeki alanların korunması, kaynak değerlerinin devamlılığının sağlanması, geliştirilmesi, yönetimi ve tanıtılması ile ilgili planlama esaslarını, bu planda öngörülen koruma ve gelişim bölgelerinde her türlü yerleşme ve diğer arazi kullanım kararları ve yerleşim birimlerinin gelişme alanları için yapılacak her ölçekteki uygulama imar planları ile uygulama projeleri ve uygulama programlarına esas oluşturan, bunlara ilişkin karar ve hükümleri belirleyen, bilimsel raporuyla bir bütün olan ve Çevre ve Orman Bakanlığınca onaylanan 1/25.000 veya alanın büyüklüğüne göre gerektiğinde daha alt ölçekli fiziki plan” olarak tanımlanmıştır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  Cumhuriyet Döneminde Ormanlar

Milli Park Gelişme Planları (Uzun Devreli Gelişme Planı) Kim Hazırlar

2873 sayılı Milli Parklar Kanununun 4. maddesine göre milli park gelişme planı, ilgili bakanlıkların olumlu görüşleri ve gerektiğinde fiili katkılarıyla, Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanır ve yürürlüğe konur.

Tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanı olarak belirlenen yerler için gerekli planlar, Kültür ve Turizm Bakanlığının görüşü alınarak Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanır ve yürürlüğe konur.

Milli Parklar Kanunu kapsamına giren yerlerdeki turizm bölge, alan ve merkezlerinde, turizm yatırımlarına ilişkin plan kararları Çevre ve Orman Bakanlığının görüşü alınarak sonuçlandırılır.

Milli Park Gelişme Planlarında Uyulması Zorunlu İlkeler

Uzun devreli gelişme planları hazırlanırken aşağıdaki ilkelere uyulması zorunludur:

  1. Tüm kaynak değerlerinin tabii karakterinin mutlak korunması ve devamlılığı sağlanacaktır.
  2. Tabii kaynakların işletilmesi yasaktır.
  3. Tabii denge ve manzara bütünlüğünü bozacak ve tabii çevrenin bakir karakteri ile bağdaşmayacak hiç bir faaliyete izin verilemez ve bu faaliyetlerle ilgili tesisler teklif edilemez.
  4. Bu yerler koruma, yönetim, araştırma hizmetleri ve idare, ziyaretçi ve tanıtım merkezlerine yönelik tesislerle donatılır ve bu tesislerin yerleri ve özellikleri planda belirtilir.
  5. Planda kullanma ve yararlanma şartları ile seviyesi, taşıma kapasitesiyle belirlenir ve belirlenen kapasitenin dışına çıkılmaz.
  6. Tabii ve kültürel kaynaklara, kaynak değerini bozmayacak, ancak tamamlayıcı ve restorasyon amaçlı müdahalelerde bulunulabilir. Kaynak yönetimi ile restorasyon esasları planda belirtilir.
  7. Mutlak koruma alanlarında, tabii kaynaklar insan etkisi olmaksızın tabii haline bırakılır.
  8. Düzenli tarım, otlatma, geleneksel dalyan balıkçılığı ve mevcut iskan alanları ile bunları çevreleyen kırsal manzara dokusu bulunan yerlerde, kültürel ve tabii kaynakların korunması ve değerlendirilmesine tezat teşkil etmemesi koşuluyla, bu arazi kullanımlarının devamlılıklarını temin etmek üzere planlarda gerekli hükümler getirilebilir ve bu hükümlere göre özel mülkiyet tasarruflarına izin verilebilir.
  9. Ekolojik denge ve tabii ekosistem değerlerini bozucu hükümler getirilemez.
  10. Yaban hayatı tahrip edilemez.
  11. Bu sahaların özelliklerinin kaybolmasına veya değiştirilmesine sebep olabilecek her türlü müdahaleler ile toprak, su ve hava kirlenmesini ve çevre sorunları yaratabilecek tesisler teklif edilemez.
  12. Tabii dengeyi bozacak her türlü orman ürünleri üretimi, avlanma ve otlatma yapılamaz.

Bu planlar da analiz, sentez ve planlama olmak üzere üç aşamada hazırlanır. Analiz kısmı için “analitik etüt raporu” düzenlenir. Analitik etüt raporu, koruma alanının tüm kaynak değerlerinin ve mevcut durumunun tespit edilerek açıklandığı bölüm ile sentez bölümünden oluşur.

Çalışmanın idare tarafından izlenmesi amacıyla, hizmet sözleşmesinde belirtilmek suretiyle, analitik etüt raporu çalışması süresi içinde “faaliyet raporları” ile “ön değerlendirme raporu” istenebilir.

Planlama alanında, ülke ve bölge ölçeğinde coğrafi konumunun tanımlanmasına, ülke ölçeğinde ulaşım imkanlarına, iklim özelliklerine, jeolojik, hidrojeolojik, hidrolojik yapısına, jeomorfolojik yapısına ve evrimine, hidrolojik ve hidrojeolojik yapısına, toprak yapısına, biyolojik (flora, fauna) ve ekolojik yapıya, kültürel, tarihi ve arkeolojik değerlere, demografik yapısına, sosyo-ekonomik yapısına, teknik ve sosyal alt yapıya, mevcut arazi kullanma durumuna, mülkiyet durumuna, doğal, kültürel ve rekreasyonel peyzaj kaynak değerlerine, bölgeye yönelik projelere, çevre sorunlarına (hava, su, toprak, gürültü, görüntü kirliliği) ve yasal çerçeveye ilişkin tespit edilen mevcut veriler analitik etüt raporunda açıklanır ve değerlendirilir.

Analiz kısmı tamamlandıktan sonra sentez aşamasına geçilir ve eldeki veriler ulaşılmak istenilen hedefler doğrultusunda değerlendirilerek planlamaya geçilir. Planlama aşamasında aşağıdaki ilkeler göz önünde bulundurulur:

à Milli parklarda ve tabiat parklarında uzun devreli gelişme planı hazırlanmasında, milli park planlama usul ve teknikleriyle, uygulanan statünün amaçları, kriterleri, genel politika ve ilkeler ile uyumlu olarak ve planlanan sahanın kaynak değerleri ve özellikleri göz önünde bulundurulur.

à Planlama, analitik etüt çalışmalarında elde edilen bilimsel verilerin değişik meslek disiplinlerinden ilgili uzmanların oluşturduğu bir çalışma grubu ile yapılır.

à Milli park sınırları, park kaynak değerleri ve çevresini belirleyen doğal sınırlardır. Ancak, korunan alan sınırlarının doğal hatlara oturmadığı yerlerde, planlama çalışmasında yapılacak biyolojik ve ekolojik değerlendirme ile doğal sınırlar dikkate alınır.

à Park dahilindeki bütün kullanımlar ve bunlara dair alt ve üst yapı tesisleri, parkın kaynak değerlerini en az etkileyecek ve koruma-kullanma dengesini sağlayacak biçimde planlanır.

à Milli parkta geliştirilecek her türlü hizmet ve tesislerin planlanmasında; bulundukları yörenin geleneksel mimari tarzı (yapı, şekil, renk ve yerel malzemeler) ile uyan, arazi ve genel peyzajda kötü görünümler meydana getirmeyen yapılar ve taşıma kapasitelerinin sınırlarını aşmayan yapı büyüklükleri kullanılır.

à Yapılaşma ve kullanım yoğunlukları; yoğun kullanım talebi olan alanlarda, ekolojik dengeyi koruyacak, ziyaretçi kullanımlarının kaynaklara zarar vermesini önleyecek ve bu kaynakların devamlılığını sağlayacak şekilde taşıma kapasitelerine göre belirlenir. Ayrıca, zemin etüdü ile ilgili olarak gerekli araştırmalar yapılır.

à Park içi yolların planlanması ve yapısında; geniş ve düz güzergahların kullanılmamasına, peyzaj yapısına, kazı ve dolgu miktarlarının en azda tutulmasına dikkat edilir.

Yol sanat yapıları içinde aynı esaslar takip edilir. Ziyaretçilerin parkı dolaşması için parkın kaynak değerlerini tanıtan güzergahlar seçilir. Park kaynak değerleri ve ilgi noktaları ile uyumlu olarak koruma, yönetim, tanıtım ve rekreasyon amaçlarına yönelik patikalar şebekesi planlanır.

à Genel ve bölgesel haberleşme ve enerji nakil hatları tesislerinin park içinden geçirilmemesi esastır.

Ancak, bu tesislerin park içinden geçirilmesinden başka bir çözüm yolu bulunamaması halinde ve park hizmetlerinde kullanılacak tesislerde, doğal hayata ve tabii peyzaja olan etkilerini en azda tutacak şekilde, vadi içi veya yamaçların alt eteklerinden geçirilecek şekilde yeraltı kabloları kullanılır. Bu hatlar ufuk hattı üzerine çıkarılamaz. Bu güzergahlarda yeterli emniyeti sağladıktan sonra bitki örtüsü bulunabilir.

à İçme ve kullanma suyuna ait depo ve benzeri tesislerin yer altına gömülerek, bitkilendirme ile tabii çevreyle uyumunun sağlanması esastır.

à Gelişme alanlarında çevre kirliliğine meydan vermemek üzere, atık suların ve çöplerin toplanması ve arıtılması veya çevreye zarar vermeyecek şekilde işleme tabi tutulması için gerekli tedbirler önerilir.

à Su altı kaynak değerlerine sahip olan milli parkların planlanmasında; milli park temel ilkeleri ve kriterleri istikametinde, sualtı zenginliklerinin korunması ve geliştirilmesine dair kararlar, yaklaşma, demirleme ve seyretme gibi konularda yasaklamalar ve bunlardan yararlanma şekil ve esasları belirtilir.

à Milli Park sınırları içinde genel peyzajda göze çarpan bozulmaları gidermek üzere; yörenin arazi yapısı, bitki örtüsü ve peyzaj özelliklerinin doğallığı dikkate alınarak o yöre için yabancı olmayan türler kullanılmak suretiyle ağaçlandırma, peyzaj restorasyonu ve tesislerin yakın çevre peyzaj düzenleme esasları belirtilir.

Milli Park Yönetim Planları

Bu planlar, korunan alanların kaynak değerlerinin tanımlanması, korunması, rehabilitasyonu, idaresi ve tanıtılması ile ilgili 1/25.000 ölçekte kararların getirildiği ve halihazırdaki planlar ile hazırlanacak daha büyük ölçeklerdeki planları, programları yönlendirici ve yol gösterici fonksiyona sahip planlardır.

Bu planlar, alanın tabiatı koruma alanı ilan edilmesindeki gerekçelerin, koruma alanının kaynak değerlerinin ve mevcut durumunun tespit edilerek açıklandığı bölüm ile sentez bölümünden oluşur.

Planlama alanında, coğrafi konumunun tanımlanmasına, ülke ölçeğinde ulaşım imkanlarına, iklim özelliklerine, jeolojik, hidrojeolojik, hidrolojik yapısına, jeomorfolojik yapısına ve evrimine, toprak yapısına, biyolojik (flora, fauna) ve ekolojik yapıya, kültürel, tarihi ve arkeolojik değerlere, demografik yapısına, sosyo-ekonomik yapısına, teknik ve sosyal alt yapıya, mevcut arazi kullanma durumuna, mülkiyet durumuna, doğal, kültürel ve rekreasyonel peyzaj kaynak değerlerine, bölgeye yönelik projelere, çevre sorunlarına ve yasal çerçeveye ilişkin tespit edilen veriler analitik etüt raporunda açıklanır ve değerlendirilir.

Bu bölüm de koruma alanının mevcut durumunun genel olarak anlatıldığı analitik etüt raporunda açıklanan bilgilerin birbirleriyle ilişkilendirilerek planlamaya temel oluşturacak değerlendirme ile birlikte sorun tanımlamasının yapıldığı bölümdür.

Yönetim planı; fiziki plan kararlarının gösterildiği “1/25.000 ölçekli plan paftasından’’, plan kararlarının açıklandığı “plan kararları izah raporundan’’ ve genel ve özel hükümlerin yer aldığı plan kararlarının uygulama hükümlerini tanımlayan ‘’plan hükümlerinden’’oluşur.

Milli Parklarda Uygulama İmar Planları

Milli Parklar Kanunu’na göre Gelişme planı uyarınca iskan ve yapılaşmaya konu olacak yerler için, imar mevzuatına göre imar uygulama planları, milli park gelişme planı hüküm ve kararlarına uygun olarak hazırlanır veya hazırlattırılarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığının onayı ile yürürlüğe konulur.

Milli-Park-Nedir
Milli Park Nedir? Milli Park Gelişme Planı Nasıl Hazırlanır?