İçindekiler
Bütünleyici Parça (Mütemmim Cüz) Nedir?
Medeni Kanunun mülkiyet hakkını tayin eden 684. maddesinde, “Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur.” hükmü yer almaktadır. Yine aynı maddenin ikinci fıkrası bütünleyici parçayı şöyle tanımlamaktadır: “Bütünleyici parça, yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır.”
Buna göre; yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçalar bütünleyici parça olarak adlandırılmaktadır.
Bütünleyici Parça ve Eklenti
Medeni Kanunun 686. maddesinin ikinci fıkrası eklentiyi şöyle tanımlamaktadır: “Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel âdetlere göre, işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır.”
Görüldüğü gibi, bütünleyici parça bağımsız bir mal olarak varlık arz etmedikleri halde, bir şeyin eklentisi bağımsız mal vasfını korumaktadır. Buna karşılık asıl şeyin taşınır veya taşınmaz mal olması mümkündür. Eklenti ilişkisi ancak iki mal arasında söz konusu olur.
Bütünleyici Parça Şartları
Medeni Kanunun 684. maddesindeki bütünleyici parça tanımına göre; bir şeyin bütünleyici parça olabilmesi için, iki şarttan birinin gerçekleşmesi gerekmektedir:
1) Ya bir şey asıl şeye sıkı bir maddi bağlantı ile bağlanmıştır ve maddeten asıl şeyden ayrılması ancak asıl şeyin yok edilmesi, zarara uğratılması veya yapısının değiştirilmesi ile mümkün olabiliyordur bu durumda bağlanan şey asıl şeyin temel unsuru haline gelmiş ve bütünleyici parça olmuştur,
2) Veya maddi bağlantı bu kadar sıkı değildir fakat yerel adet, bağlanan şeyi asıl şeyin temel unsuru saydığı için kanun onun bütünleyici parça niteliğini kazandığını kabul ediyordur. Böylece bir şey, asıl şeye sıkı maddi bağlantısı dolayısıyla temel unsur haline gelebileceği gibi, yerel adete göre temel unsur sayıldığı için de bütünleyici parça niteliğini kazanabilir.
Fakat her iki halde de maddi bağlantı olması şarttır.
Bütünleyici Parça Örnekleri
Medeni Kanunun 684. maddesindeki şartlara göre, örneğin bir evin pencereleri ve kapısı evin bütünleyici parçasıdır. Bir arabanın motoru, o arabanın bütünleyici parçasıdır. Binanın çatısı, bütünleyici parçadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22/12/1995 günlü, E:1994/1, K:1995/3 sayılı kararında da; bir taşınmaz üzerine bina yapılmasının veya ağaç dikilmesinin muhdesat sayılması gerektiği, muhdesatın, mütemmim cüz, yani taşınmazın ayrılmaz parçası niteliğini taşıdığı, muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesinin, kişiye herhangi bir hak vermeyeceği, eylemli durumun belirtilmesi demek olduğu, muhdesat sahibinin yararına sürekli ve ayni bir hak meydana getirmeyeceği belirtilmiştir. Bundan dolayı yapılar, Medeni Kanunun 684. ve 718 maddelerinin hükümleri uyarınca üstünde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceklerinden, ana taşınmazın mülkiyetine tabi olurlar.
Kavak ve söğüt gibi yetiştirildikten sonra kesilip yararlanılacak türden ağaçlar, taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz) olmayıp, taşınır mal hükümlerine tabidirler. Kavak ağaçları Hazine yerine dikilmiş olsa bile, bu tür ağaçlar olgunlaştığı zaman kesilip götürülmek amacıyla dikilip yetiştirildikleri için Medeni Kanunun 619. maddesinde öngörülen tamamlayıcı parça (mütemmim cüz) değildir.
Kanun Gereği Bütünleyici Parçalar
Kanun gereği bütünleyici parça sayılanların en önemli örneği doğal ürünlerdir. Medeni Kanun’un 686. maddesine göre, doğal ürünler asıl şeyden ayrılıncaya kadar onun bütünleyici parçasıdır. Bunun doğal bir sonucu olarak bir şeyin maliki, onun ürünlerinin de maliki olur. Bu ürünler, dönemsel olarak elde edilen doğal veya hukukî ürünler ile bir şeyin özgülendiği amaca göre âdetler gereği ondan elde edilmesi uygun görülen diğer verimlerdir.
Bütünleyici Parçaya Örnek: Doğal Ürünler
Medeni Kanun, bir şeyin bütünleyici parça sayılması için gerekli şartları genel olarak 684. maddede belirtmiş ise de bazı şeyler için bu şartların gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın bütünleyici parça niteliğini tanımıştır.
Medeni Kanunun 685. maddesiyle “Bir şeyin maliki, onun ürünlerinin de maliki olur. Ürünler, dönemsel olarak elde edilen doğal veya hukukî ürünler ile bir şeyin özgülendiği amaca göre âdetler gereği ondan elde edilmesi uygun görülen diğer verimlerdir. Doğal ürünler asıl şeyden ayrılıncaya kadar onun bütünleyici parçasıdır.” hükmü getirilmiştir.
Medeni Kanunun 685. maddesine göre doğal ürünler nitelikleri itibariyle iki türlüdür.
1- Dönemsel olarak elde edilen doğal veya hukukî ürünler: Bunlar bir şeyin belli süreler içinde yahut mevsim itibariyle meydana getirerek alınması, asıl şeyin verimine zararlı olmayan ürünlerdir. Örneğin; ağaçların meyveleri, koyunun sütü ve yünü. Ürünün kendiliğinden yetişmesi, bir emek sonucu meydana gelmesi veya meydana gelme aralığının belli olması önemli değildir. Önemli olan asıl şeyin üretim kabiliyetini etkilemeden, uzun olmayan aralıklarla ürün alınabilmesidir.
2- Bir şeyin özgülendiği amaca göre âdetler gereği ondan elde edilmesi uygun görülen diğer verimler: Bunların zaman zaman tekrarı aranmaz. Adetin o şeyden elde edilmesini uygun görmesi yeterlidir. Bunlar bir ormanın ağaçları gibi organik şeyler veya taş ve maden gibi organik olmayan şeyler de olabilir. Bir madenden cevher veya bir ocaktan taş çıkarıldığı zaman bunların yerine yenisi oluşmaz. Fakat adetin ondan elde edilmesini uygun gördüğü ölçüde, bunlar da doğal ürün sayılmıştır.
Bütünleyici Parçaların Birleşmesi İle Oluşan Eşyaya Ne Ad Verilir?
Bütünleyici parçaların birleşmesi sonucu oluşan eşyaya birleşik eşya denir. Bileşik eşya birden fazla eşyanın birleşerek tek bir eşya niteliği kazanmasıyla oluşan eşyalardır. Bileşik eşya birden fazla eşyanın birleşerek tek bir eşya niteliği kazanmasıyla oluşan eşyalardır.
Bütünleyici Parça Haczedilebilir mi?
Bütünleyici parçalar; yerel âdetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçalardır. Bu nedenle, Medeni Kanun’un 684. maddesinde tarif edilen “mütemmim cüz” niteliğindeki eşyanın tek başına (asıl eşyadan ayrı olarak) haczi mümkün değildir.
Üstelik mütemmim cüzün, üzerinde bulunduğu arzın ayrılmaz parçası olabilmesi için tapuda kayıtlı olması zorunlu olmayıp, mütemmim cüzün yapısı gereği asıl şeyin (taşınmazın) temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmaması gerekmektedir (Yargıtay Onikinci Hukuk Dairesi, 15.12.2015, E: 2015/21593, K: 2015/31654).