1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

İdari Yoldan Tescil Nedir? İdari Yoldan Tescil Dosyası Nasıl Hazırlanır?


İdari Yoldan Tescil Nedir?

Mevzuatımızda yer alan bazı hükümler, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici alanların Hazine adına tescilini öngörmektedir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 18. maddesine göre, tescile tabi bulunan taşınmazlar ile tarım alanına dönüştürülmesi veya ekonomik yarar sağlanması mümkün olan yerler Hazine adına tespit olunur. Aynı Kanun’un 17. maddesine göre orman sayılmayan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen araziden, masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilen taşınmazlar 14. maddedeki şartlar mevcut ise imar ve ihya edenler veya halefleri adına, aksi takdirde Hazine adına tespit edilir.

Hazine adına idari yoldan tescil işlemleri, 2013/11 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Genelgesi ile 361 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği hükümlerine göre yürütülmektedir. 2013/11 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Genelgesi, tescil harici alanların tescilini önceden herhangi bir tescilin yapılıp yapılmamasına göre iki kısımda değerlendirmektedir.

Hazine Adına İdari Yoldan Tescil Mevzuatı

Kategori Adı
Kanunlar 3402 sayılı Kadastro Kanunu
Milli Emlak Genel Tebliğleri 307 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği (Hazine Adına İdari Yoldan Tescil İşlemleri)
Milli Emlak Genel Tebliğleri 327 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği (Taşta Teşkilatı Yetki Devri)
Milli Emlak Genel Tebliğleri 361 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği (DHTA Yerlerin Hazine Adına Tescili)
Milli Emlak Genel Yazısı 2020-121504 sayılı Milli Emlak Genel Yazısı (Hazine Adına İdari Yoldan Tescil İşlemleri)
Milli Emlak Genel Yazısı 2021-273627 sayılı Milli Emlak Genel Yazısı (orman alanlarının tescili)

Kamu Kurum ve Kuruluşları Adına Tapuda Kayıtlı Olup da Kadastro Çalışmalarında Tespit Harici Bırakılan Taşınmazların Tescili

a) İdari Yoldan Tescil Dosyası

Kadastrodan (tapulama/kadastro) önce kamu kurum ve kuruluşları adına tapuda kayıtlı olup da kadastro çalışmalarında tespit harici bırakılan taşınmazların tescili için öncelikle bazı belgelerin hazırlanması gerekir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2013/11 sayılı Genelgesine göre, Hazine adına tescil taleplerinde, talep yazısı ekinde;

– Tescili talep edilen yerle ilgili olarak kadastrodan sonra gerçek veya tüzel kişiler tarafından açılmış tescil davası ile Hazine ve şahıslar arasında sınır veya mülkiyet yönünden yargıya intikal etmiş ve halen devam eden bir dava bulunup bulunmadığı hususlarını belirten mahalli hukuk mahkemelerinden ve ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığı il müdürlüğü veya milli emlak şefliğinden alınmış yazıların,

Dayanak tapu kaydının,  Varsa bu yere ait harita (tescil veya kamulaştırma haritası gibi) veya kroki örneğinin ibraz edilmesi gerekmektedir.

b) Kadastro İncelemesi

Kadastrodan (tapulama/kadastro) önce zabıt defterinde kaydı bulunmasına rağmen, kadastro sırasında tespit dışı bırakılan Hazine ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin bu kuruluşlarca tescili talep edildiğinde, kadastro müdürlüğünce; ibraz edilen kaydın kadastro çalışmaları sırasında uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmamışsa uygulanmama nedeni ve tedavül görmekle hükümsüz hale gelip gelmediği, tescil evrakları arasında harita (tescil veya kamulaştırma haritası gibi) veya krokisinin bulunup bulunmadığı, talep konusu yerin kıyı kenar çizisi, orman tahdit/kadastro veya mera haritası sınırları içerisinde kalıp kalmadığı hususları araştırılır. Kesinleşmiş kıyı kenar çizisi, orman tahdit veya mera haritası sınırları içerisinde kalan yerler özel mülkiyete konu teşkil etmediğinden, bu yerlere ilişkin talepler karşılanmayacaktır.

Ayrıca, ibraz edilen tapu kaydının talep konusu yere ait olup olmadığının tespiti amacıyla, kontrol mühendisi veya fen kontrol memuru, kadastro üyesi veya tasarruf kontrol memuru ve iki kadastro teknisyeni olmak üzere bir ekip oluşturulur ve bu ekibe ilgili kurum temsilcisi, köy ya da mahallenin muhtarı ile o yerdeki kadastro çalışmaları için seçilen bilirkişilerden üçü ölüm veya nakil gibi nedenlerle yeterli bilirkişi bulunmaması halinde ise, eksik bilirkişi kadar ihtiyar kurulu üyesi iştirak ettirilmek suretiyle mahallinde inceleme yaptırılır.

c) Kadastro Müdürlüğünce Harita Hazırlanması ve Tutanak Düzenlenmesi

Yapılan inceleme sonucunda; ibraz edilen tapu kaydının hudutları itibariyle talep konusu yere ait olduğunun, tapu kaydının tedavülünün bulunmadığının ve kadastro sırasında bir başka parsele uygulanmadığının tespit edilmesi halinde, kayıt kapsamı yerin ölçüsü yapılır ve mükerrerliğe neden olunmaması amacıyla varsa bitişik parsellerle irtibatlı sınırlandırma krokisi ve tescile esas haritası düzenlenir. Ayrıca, yapılan araştırma ve sonuçları, düzenlenecek bir tutanakta açıklanır. Bu tutanak, ekip görevlileri, ilgili kurum temsilcisi, muhtar ve bilirkişilerce imzalanır. Muhtar ve bilirkişilerin düzenlenen tutanağı imzalamaktan imtina etmeleri durumunda, Taşınmaz Malların Sınırlandırma, Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca işlem yapılır.

Muhtar ve bilirkişilerin çalışma mahallinde hazır bulundurulması, ekibin araziye gidişi ve dönüşü için araç temini, talep sahibi kuruluşça sağlanacaktır.

ç) Tescil

Bu çalışmalar sonucunda, idarenin talep yazısı ve ekleri ile ekipçe düzenlenecek tutanak, sınırlandırma krokisi ve tecile esas haritası ve tescil bildirimi kadastro müdürü tarafından bir üst yazıya eklenmek suretiyle tapu müdürlüğüne gönderilir. Tapu müdürlüğünce, bu yazı yevmiyeye alınmak suretiyle taşınmazın tapu kütüğünde Hazine veya ilgili kamu kurum veya kuruluşu adına tescili yapılır, varsa üzerindeki muhdesat tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilir. Tescil sonrasında kadastro müdürlüğünce de paftasında ve fenni belgelerinde mevzuatına göre gerekli işlemleri yapılır.

Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Sahipsiz Yerlerin ve Henüz Kadastrosu Yapılmamış Yerlerin Tescili

2013/11 sayılı Genelgeye göre, kadastrosu tamamlanmış çalışma alanlarında, Hazinenin senetsiz olarak tasarrufunda bulunan ya da devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit harici bırakılmış olan taşınmazların Hazine adına tescilinde aşağıdaki usul ve esaslara uyulacaktır. Aynı Genelgeye göre, kadastrosuna başlanmamış yerlerde, Hazinenin senetsiz olarak tasarrufunda bulunan ya da devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerlerin Hazine adına tesciline yönelik talepler, bu genelgenin I/B bölümünde (devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin tescili) belirtilen usul ve esaslara göre karşılanacaktır. Bu nedenle bu iki alanda aynı hükümler uygulanır.

a) Hazine Adına Tescil Ettirme Yetkisine Haiz Kuruluşlar

Özel kanunlarda hüküm bulunmaması durumunda, Tapu Kanununun 1. maddesine göre, Hazine adına tescil ettirme yetkisi, taşınmazın bulunduğu yerin en büyük mal memuruna (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı il müdürü veya milli emlak şefi) aittir. Bu, genel nitelikli bir yetkidir. Büyükşehir belediyelerinin bulunduğu yerlerde bu yetkiyi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı il müdürü kullanır.

2013/11 sayılı Genelgeye göre, Hazine adına tescil ettirtme yetkisi olan diğer idareler şunlardır: Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Orman Genel Müdürlüğü; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı; Tarım Reformu Genel Müdürlüğü; Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü. Ayrıca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın (Milli Emlak Genel Müdürlüğü) 27.11.2008 tarihli ve 61754 sayılı yazısında; TOKİ Başkanlığının görev ve yetki alanında bulunan yerlerde, bu Başkanlığa tahsisi yapılacak kadastro harici bırakılmış devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmazlar için TOKİ Başkanlığının da Hazine adına tescil talebinde bulunmaya yetkili olduğu belirtilmiştir.

b) Hazine Adına Tescil Edilecek Taşınmazlarda Aranacak Şartlar

Öncelikle milli emlak kuruluşunun veya Hazine adına tescil talebinde bulunmaya yetkili kuruluşların talep yazısında; tescilin hangi amaçla istendiği (satış, kiralama ve tahsis gibi), tescili talep edilen yerle ilgili olarak gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılmış tescil davası ile Hazine ve şahıslar arasında sınır veya mülkiyet yönünden yargıya intikal etmiş bir ihtilaf bulunup bulunmadığı hususlarının açıkça belirtilmesi gerekmektedir.

Ayrıca, tescili talep edilen taşınmazın; a) Orman sayılan veya 6831 sayılı Kanunun 2. maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olmadığı hususunun mahalli orman kuruluşunca, b) 3402 sayılı Kanunun 16/B maddesinde sayılan mera, yaylak, kışlak, çayır ve harman yeri gibi kamu orta malı taşınmazlardan olmadığının gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüklerince,

c) Tescili istenen taşınmazın bulunduğu sahada, içme suyu temin edilen göl ve baraj varsa, bunların su toplama havzası olarak belirlenen sahanın dışında kaldığı hususunun DSİ mahalli kuruluşunca ve ilgili belediyesince, d) Nehir ve dere metrukâtı gibi yerlerde, tescili istenen yerin suyun akışına mani bir hal teşkil etmediğinin ve Hazine adına tescilinde bir sakınca bulunmadığının DSİ mahalli kuruluşunca,

e) Su arkı olarak tespit dışı bırakılmışsa, bu özelliğini kaybettiğinden kapanmış olduğunun ve Hazine adına tescilinde sakınca bulunmadığının DSİ mahalli kuruluşunca, f) Tescili istenen taşınmaz, deniz, göl ve nehir gibi umuma ait sulara mücavir ise kıyı kenar çizisi dışında (kara yönünde) kaldığının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı il müdürlüğünce,

g) Tescili istenen yer; tarım reformu uygulama alanı veya bölgesi ilan edilen saha içinde ise, Hazine adına tescilinde sakınca bulunmadığının ve 3083 Sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince değerlendirmeye ilişkin görüşlerin ilgili gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünce veya Tarım Reformu Genel Müdürlüğünce,

Bildirilmesi gerekmektedir. Hazine adına tescil talebinde bulunacak idarece; bu yerlerin 2863 sayılı Kanun kapsamında kültür ve tabiat varlıkları ile sit alanlarında veya korunma alanlarında kalıp kalmadığı ile üzerinde kesin yapılanma yasağı olup olmadığı hususu da dahil ilgili koruma bölge kurulu müdürlüğüne ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı il müdürlüğüne soru konusu edilir. Alınan cevabi yazı da Hazine adına tescil talep yazısına eklenir. Cevabi yazıda, tescile konu taşınmazda 2863 sayılı Kanun kapsamında tapu kütüğü sayfasının beyanlar sütununda belirtme konulması gereken bilgiler varsa tapu kütük sayfasının beyanlar sütununda belirtme yapmak üzere tescil bildiriminin düşünceler sütununda gösterilir.

Bununla birlikte, tescil dışı alanların Hazine adına tescil işlemlerinde öncelikle il tarım müdürlüklerinin (mera komisyonlarının) görüşlerinin alınması, Hazine adına idari yoldan tescile engel bir durumun olmaması halinde bu genelge hükümlerince görüş istenilecek ilgili kurumların temsilcilerinin katılımıyla mahallinde bir komisyon oluşturulması, bu komisyon marifetiyle tespit yapılarak Hazine adına idari yoldan tescile uygun olup olmadığına karar verilmesi, ayrıca ilgili kurumların görüş yazılarının istenilmemesi gerekmektedir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  Hangi Yapılar İmar Barışı Kapsamında? İmar Barışı Hangi Yapılar İçin Geçerli?

c) İmar Planı Kapsamında Kalan Alanların Tescilinde Kurum Görüşleri

Nazım imar planı ve uygulama imar planı olan yerlerde ise, imar planı yapılırken “Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik” hükümlerine göre, kurumlardan görüş alınmış olacağından bu yerlerin tescili sırasında, bu genelge uyarınca ilgili kurumlardan ayrıca görüş istenilmeksizin (Orman İdaresi hariç) belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ilgili belediyesinden, belediye ve mücavir alan sınırları dışında il özel idaresinden belirtilen Yönetmelik uyarınca belediyesince/valilikçe alınmış kurum görüşlerine göre tesciline engel bir durum olup olmadığının sorulması ve bildirilen görüşe göre tescile engel bir durumun bulunmadığının anlaşılması durumunda Hazine adına tescil işleminin talep edilmesi, görüş alınmayan kurum bulunması halinde, Hazine adına tescil talebinde bulunan ilgili idarece görüş alınması yoluna gidilmesi gerekmektedir.

Belediyenin/il özel idaresinin tescile engel bir durumun bulunup bulunmadığı konusunda vereceği yazılı bilgi, imar planının yapımı sırasında, “Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik” hükümleri uyarınca, alınmış kurum görüşlerine göre tesciline engel bir durum olup olmadığına yönelik olması gerekmekte olup, imar planında düzenleme ortaklık payı veya kamu tesis alanları veya sosyal ve teknik altyapı gibi alanlar üzerinde kalıyor olması söz konusu tescilsiz alanın öncelikle Hazine adına tesciline engel değildir.

ç) Kıyı Kanunu Kapsamında Yapılan İmar Planları Kapsamında Kalan Alanların Tescilinde Kurum Görüşleri

Ayrıca Kıyı Kanunu uyarınca kamu yararının gerektirdiği hallerde, uygulama imar planı kararı ile deniz, göl ve akarsularda doldurma ve kurutma suretiyle elde edilecek taşınmazlarda, aynı Kanun uyarınca yapılmasına izin verilecek olan kıyı yapılarında planlama sürecinde uygulamaya esas işlemler Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğünün 2007/2 sayılı Genelgesinde düzenlenmiştir. Buna göre, bu alanlarda yapılacak planlama çalışmalarında söz konusu Genelge uyarınca kamu kurum ve kuruluşlarının görüşleri doğrultusunda planlama yapılabileceği hükme bağlandığından, onaylı uygulama imar planı doğrultusunda yetkili idarece Hazine adına yapılacak olan tescil talep yazısında, talebin, onaylı uygulama imar planı ile bu madde içeriği kapsamında kaldığının belirtilmesinin aranılması yeterli olup, tescile dayanak teknik belgeler dışında başkaca bir belge aranılmaksızın tescil taleplerinin karşılanması gerekmektedir.

Buna göre, Hazine adına idari yoldan tescil talebinde bulunan idarenin talep yazılarında;

– Bu genelge uyarınca görüş istenilecek ilgili kurumların temsilcilerinin katılımlarıyla oluşturulacak komisyonca tescilde sakınca bulunmadığı yönünde karar verildiğinin,

– Nazım imar planı ve uygulama imar planı bulunan yerlerde ise, belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde, orman idaresi ve ilgili belediyesince, belediye ve mücavir alan sınırları dışında orman idaresi ve ilgili İl Özel İdaresinden tescile engel bir durumun bulunmadığının bildirildiğinin,

Belirtilmesi ve ayrıca, milli emlak birimince veya Hazine adına tescil talebinde bulunmaya yetkili kuruluşlarca taşınmazın mahallinde köy/mahalle muhtarı ve bitişik taşınmaz maliklerinin katılımıyla, tescili istenen taşınmaza yönelik gerçek ve tüzel kişilerce sınır ve mülkiyet yönüyle yargıya intikal ettirilmiş ve halen devam eden bir dava bulunmadığı hususlarını da içeren düzenlenen tutanağın gönderilmesi halinde, tespit dışı alanların bu genelgeye göre idari yoldan Hazine adına tescilinin yapılması gerekmektedir. 2644 sayılı Kanunun 21 ve 3402 sayılı Kanunun 16/A maddeleri uyarınca sınırı içinde bulunduğu belediye veya köy tüzel kişiliği adına tescil edilmesi gereken yerlerin Hazine adına tesciline yönelik talepler karşılanmayacaktır.

Tescil Harici Alanların Sınırlandırma Krokisi ve Tescile Esas Haritasını Kim Yapar?

2013/11 sayılı Genelgeye göre, tescili istenen taşınmaz;

1- Kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış çalışma alanında kalıyorsa; 3402 sayılı Kanunun 22. maddesinde yer alan “Tapulama ve kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerlerin tescili yapılır.” hükmü nedeniyle, kadastrosu veya tapulaması tamamlanmış çalışma alanlarında kadastro harici bırakılmış yerlerin Hazine veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescilinde, sınırlandırma krokisi ve tescile esas haritası kadastro müdürlüğünce düzenlenecek ve bu haritaların yapımı için döner sermaye ücreti alınmayacaktır.

2- Kadastroya açılmamış çalışma alanında kalıyorsa; karakol yeri, sağlık ocağı, okul, ibadet yeri, afet nedeniyle seçilen yeni yerleşim alanları için kamu hizmeti amaçlı kullanılacak olan yerlerin tesciline yönelik sınırlandırma krokisi ve tescile esas haritası kadastro müdürlüklerince döner sermaye ücreti alınmaksızın düzenlenecektir. Bunların dışındaki yerlerin tescile esas haritaları ilgili kamu kurum ve kuruluşunca yapılacak veya yaptırılacak olup, bu haritaların kontrolü sırasında kontrollük hizmeti için döner sermaye ücreti alınmayacaktır. Kadastroya açılmamış çalışma alanında tescili istenen yerin sınırlandırma krokisi bu genelgede belirtildiği şekilde kadastro müdürlüğünce düzenlenecektir. Ancak, afet nedeniyle seçilen yeni yerleşim alanları içerisinde gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerine ait yerler varsa, bu alanlar 7269 sayılı Kanunun 18. maddesi uyarınca kadastroya tabi tutulacaktır.

3- Tescili talep edilen alan içerisinde tescile tabi olmayan kamunun kullanımında olan kamuya ait yol, dere varsa sınırlandırma çalışmasında bu sınırlar dikkate alınarak tescil edilecek parsel sınırları belirlenir.

Tescilde Belediye Encümeni/İl Özel İdaresi Uygun Görüş Kararı Aranıp Aranmayacağına Dair Hususlar

2013/11 sayılı Genelgeye göre, nazım imar planı ve uygulama imar planı olan yerlerde bu genelgede belirtildiği şekilde Hazine adına idari yoldan tescile yetkili kuruluşların; Orman İdaresinden ve ilgili belediyesinden/ilgili il özel idaresinden alacağı idari yoldan tesciline engel bir durum bulunmadığına ilişkin yazılı bilgiye ve davalı olmadığına ilişkin tutanak bilgilerine göre tescil talebinin karşılanması, nazım imar planı ve uygulama imar planı olmayan yerlerde ise bu genelgede belirtildiği şekilde oluşturulacak komisyonca Hazine adına idari yoldan tescilde sakınca bulunmadığına karar verilmiş olması ve davalı olmadığına ilişkin tutanak bilgilerine göre tescil talebinin karşılanması gerekmektedir. Dolayısıyla sadece tescil talebi söz konusuysa encümen kararına gerek bulunmamaktadır.

Ancak; tescil talebi kapsamında tescili talep edilen alan içerinde birleştirme/ayırma/birleştirme-ayırma gibi değişiklik işlemi de talep edilmiş ise bu durumda belediye encümeni /il özel idaresi olumlu kararının aranılması, bu şekildeki talebin değerlendirilmesinde; 5403 sayılı Kanun gereğince uygulamada olan 2007/5 nolu genelge hükümlerince, onaylı imar planları içerisindeki varsa tarımsal niteliği korunacak yerler ile onaylı imar planı bulunmayan yerlerde tarımsal amaçlı kullanımı mümkün olan yerler ile tarım arazilerinde belirtilen istisnalar hariç ayırma işlemlerinde bölünemez büyüklükte parsel oluşturulamaz hükmünün de alınacak kararlarda dikkate alınması, bu kapsamda talep konusu tescile esas haritası ve birleştirme ayırma/birleştirme-ayırma gibi işlemine konu tescile esas haritanın ilgili kamu kurum ve kuruluşunca yapılması veya yaptırılması gerekmektedir.

İdari Yoldan Tescil Nasıl Yapılır?

Kadastro müdürlüklerince; tescile konu taşınmaza ait, milli emlak biriminin veya Hazine adına tescil talebinde bulunmaya yetkili kuruluşların talep yazısı ve ekleri, sınırlandırma krokisi, tescile esas haritası ve tescil bildirimi üst yazı ekinde tapu müdürlüğüne gönderilecektir.

Tapu müdürlüklerince; kadastro müdürlüğünden alınan yazı ve ekleri incelenip, yukarıdaki bilgi ve belgelere göre tescilde sakınca bulunup bulunmadığı hususları belirlenecek, varsa eksik belgelerin tamamlattırılması sağlattırıldıktan sonra, talep yevmiyeye alınmak suretiyle tescili yapılacak ve üzerinde muhdesat varsa tapu kütüğünün / zabıt defterinin beyanlar sütununda gösterilecektir. Tescil sonrasında kadastro müdürlüğünce de paftasında ve fenni belgelerinde mevzuatına göre gerekli işlemleri yapılır.

Hazine Arazisinin Bir Kısmının Dere Yatağı Olarak Tescil Edilmesi Mümkün Müdür?

3402 sayılı Kadastro Kanununun 16. maddesine göre “Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar (bunlardan çıkan kaynaklar) gibi, tarıma elverişli olmayan sahipsiz yerler ile deniz, göl, nehir gibi genel sular tescil ve sınırlandırmaya tabi değildir.” 4721 sayılı Kanun’un 999. maddesine göre de “Özel mülkiyete tâbi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir aynî hakkın kurulması söz konusu olmadıkça tapu kütüğüne kaydedilmez.

Yargıtay’a göre, aktif dere yatakları, kamu malı niteliğinde, özel mülkiyete konu olamayacak ve tescile tabi olmayan yerlerdendir. Bu nitelikteki taşınmazlarda her ne surette olursa olsun sicil oluşturulmaz.

Halen yürürlükte midir bilmiyorum ama 2006/27 sayılı Başbakanlık Genelgesine göre “Kadastro çalışmaları sırasında, dere yataklarında tabii akışa imkân verecek ve kendiliğinden oluşmuş dere yatağı kesiti tescil dışı bırakılarak, derenin tabii akışına tahsis edilecektir. Dere yatak genişliğinin tespitinde DSİ’nin bilgisi ve görüşü doğrultusunda uygulama gerçekleştirilecektir. Kadastro çalışması tamamlanmış olan sahalarda münferit tescil müracaatları halinde de aynı usul ve esaslar uygulanacaktır.” Link: https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/09/20060909-3.htm

Dolayısıyla yazıda bahsi geçen alanların tescil edilmesi değil, tescil dışı bırakılması gerekmektedir. NOT: Burada bahsettiğimiz DSİ’nin ilgilendiği aktif dere yataklarıdır.

Kuyu Vasıflı Taşınmazı Hazine Adına Tescil Ettirmek Mümkün Müdür?

Soru: Üstat; tapulama geçerken kuyu olarak kullanılan taşınmazın Köy Tüzel Kişiliği adına tescil edildiği, şuan itibariyle taşınmazın üzerinde kuyunun olmadığı, Köy ise Belde belediyesinin sınırları içerisinde kaldığından Mahalle oldu. Kuyu vasıflı taşınmazı Hazine adına tescil ettirmek mümkün müdür?

Cevap: 3402 sayılı Kadastro Kanunu‘nun 16/A maddesine göre Kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesisler, (Hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşluklar ve benzeri hizmet malları) kayıt, belge veya özel kanunlarına veya Cumhurbaşkanlığı kararnamelerine göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği, adlarına tespit olunur.

Bu hükme göre kuyu gibi yerel ihtiyaçlar için kullanılan yerlerin mahalli idareler adına tescili gerekir. Bu nedenle köyden mahalleye dönüşen yerdeki kuyu vasıflı taşınmazın belediye adına tescili gerekir.

Meydan Vasıflı Taşınmazlar Tescile Tabi Midir?

Soru: Üstat, “meydanlar” terimi 3402 sayılı Kadastro Kanununda hem 16 (a)’da hem 16(b)’de yer alıyor. 16(a)’da meydanlar belediye vb. kuruma tescil edilebilir derken 16 (b)’de özel sicile bile yazılmadan sadece haritasında gösterilir denilmektedir. Meydanlar tescile konu olabiliyor mu ? Hangi hallerde sadece haritalarda gösterilmekle yetiniliyor ?

Cevap: Meydanlar tescile tabi değildir. Bu konudaki hüküm Kadastro Kanunu 16/b maddesi ile Medeni Kanunun 999. maddesidir. Her ikisi de meydanların tescile tabi olmadığını belirtir. 4721 S.lı Türk Medeni Kanunu MADDE 999: Kaydedilmeyecek taşınmazlar

Özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz.

Tapuya kayıtlı bir taşınmaz, kayda tabi olmayan bir taşınmaza dönüşürse, tapu sicilinden çıkarılır.

16/a maddesindeki yazımı geniş bir yazım olarak nitelendirmek daha uygun olacaktır. Yoksa 16/a maddesi “kapanmış olan yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar ve bahçeler ve boşlukların” da tescilini öngörüyor ki bunların tesciline  imkan yoktur.

Tescil-Harici-Alanlarin-Idari-Yoldan-Hazine-Adina-Tescili
Tescil Harici Alanların İdari Yoldan Hazine Adına Tescili