1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

Resmi Bina Nedir? Vakıf Üniversite Binaları ve Cami Binaları Resmi Bina Mıdır?


Resmi Bina Nedir?

3194 sayılı İmar Kanunu’nda “kamu yapısı” veya “resmi bina” tanımı yapılmamış, 5. maddenin son fıkrasında, bu Kanunda geçen deyimlerin Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği belirtilmiştir. 

Resmi bina, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde “Genel ve özel bütçeli idarelerle, denetleyici ve düzenleyici idarelere, il özel idaresi ve belediyelere veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, Kanunla veya Kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesisler” şeklinde tanımlanmıştır.

Umumi Bina Nedir?

Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği, umumi binayı “resmi binalar, ibadet yerleri, eğitim, sağlık tesisleri, sinema, tiyatro, opera, müze, kütüphane, konferans salonu gibi kültürel binalar ile gazino, düğün salonu gibi eğlence yapıları, otel, yurt, iş hanı, büro, pasaj, çarşı, alışveriş merkezi gibi ticari yapılar, spor tesisleri, genel otopark, akaryakıt istasyonu, şehirlerarası dinlenme tesisleri, ulaştırma istasyonları ve buna benzer umumun kullanımına mahsus binalar” olarak tanımlamaktadır.

Cami Binaları Resmi Bina Mıdır?

Danıştay kararlarına göre cami binaları, resmi bina değildir. Danıştay 6. Dairesi, 04.02.2003, E:2001/6820, K:2003/803 sayılı kararına göre, cami binaları, kamunun ortak kullanımına ayrılmış olmakla birlikte resmi bina değil, umumi bina tanımı içinde yer aldığından, dava konusu imar planının 3194 sayılı yasanın 9. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmasında yetki yönünden hukuka uyarlık yoktur.

Bu karara göre, cami binalarının kamunun ortak kullanımına ayrılmış olmakla birlikte resmi bina değil, umumi bina tanımı içerisinde yer aldığı görüldüğünden, dava konusu imar planının 3194 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onaylanmasında yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Vakıf Üniversitelerine Ait Binalar Resmi Bina Sayılır mı?

3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesine göre; kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılara, imar planlarında o maksada tahsis edilmiş olmak, plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyetin kamu kurum ve kuruluşlarınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydı ile avan projeye göre ruhsat verilir.

Benzer bir hüküm Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinin 56. maddesinde yer almaktadır. Madde hükmüne göre, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılar; uygulama imar planlarında o maksada tahsis edilmiş ve mülkiyeti belgelenmiş olmak kaydıyla ilgili idarelerden avan projelere göre yapı ruhsatı alınarak inşa edilir. Bu yapılarda plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere, mimari, statik, tesisat projelerinin hazırlanmasına ve onaylanmasına, inşaatın yapımına ve denetimine ilişkin her türlü fenni mesuliyet kamu kurum ve kuruluşlarının mimar ve mühendislerince üstlenilir. Bu yapılarda kat mülkiyeti tesis edilebilmesi için mimari uygulama projelerinin ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca onaylanarak bir nüshasının ilgili idareye iletilmesi zorunludur.

Burada vakıf üniversitelerinin bu madde kapsamında resmi bina olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği gündeme gelmektedir. Vakıf üniversitelerinin 3194 sayılı İmar Kanununun 27. maddesi kapsamında resmi bina niteliğinde olup olmadığı konusunda Danıştay tarafından verilmiş farklı kararlar bulunmaktadır.

Örneğin Danıştay Birinci Dairesi tarafından verilen 06.03.1996 tarihli ve E:1996/48, K:1996/51 sayılı kararda; Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin 5. bendinde resmi binanın, “Genel, katma ve özel bütçeli idarelerle il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara ait olan ve bir kamu hizmeti için kullanılan binalardır.” şeklinde tanımlandığı, vakıf üniversitelerinin birer eğitim kurumu olmaları ve dolayısıyla bunlara ait yapıların kamu hizmetinde kullanılacakları kuşkusuz bulunmakla birlikte, bu üniversitelerin Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinin 4. maddesinin 5. fıkrasında sayılan idare ve kurumlar arasında yer almaması nedeniyle vakıf üniversitelerine ait binalarının resmi bina olarak nitelendirilmesine olanak bulunmadığı karara bağlanmıştır. Bu karara göre, vakıf üniversitelerine ait yapılar İmar Kanunu bakımından resmi bina kapsamında değerlendirilemez.

Buna karşın Altıncı Daire tarafından verilen bazı kararlarda kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının resmi bina olduğu vurgulanmıştır. Anayasanın 130. maddesi ile “akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden herhangi bir ayrım gözetilmeksizin vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının devlet tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile eşit statüde olduğunun” hüküm altına alındığını hatırlatan Altıncı Daireye göre vakıf üniversitelerine ait binaların da resmi bina kavramı içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.        

Danıştay 6. Dairesi, 22.9.2003, E:2002/946, K:2003/4410: Genel, katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesisler resmi bina olarak kabul edilmiştir. Bu yasal çerçeve değerlendirildiğinde, kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının resmi bina olduğu açıktır.

3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde “Resmi bina” tanımı yapılmamış; ancak, maddenin son fıkrasında, bu Kanunda geçen diğer deyimlerin Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği öngörülmüş, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanarak 2.11.1985 günlü, 18916 Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan Plansız Alanlar İmar Yönetmeliğinde ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinde ise Resmi bina: “Genel, katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  İmar Planlarında Müellif Zorunluluğu, Müelliflerin Nitelikleri ve Sorumlulukları

Diğer taraftan TC. Anayasa’sının “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinde Üniversitelerin tanımı yapıldıktan sonra Devlet tarafından yasayla kurulacakları belirtilmiş, Yasada gösterilen usul ve esaslara göre kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla Vakıflar tarafından da Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceği açıklanmış, Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumlan için Anayasa’da belirtilen hükümlere tabi bulunduğu kuralları yer almıştır.

Yukarıda yer alan Anayasal düzenleme ile Akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden herhangi bir ayrım gözetilmeksizin vakıflar tarafından kurulan yüksek öğretim kurumlarının devlet tarafından kurulan yüksek öğretim kurumları ile eşit statüde olduğu belirlenmiştir.

Bu çerçevede değerlendirildiğinde, kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının resmi bina olduğu açıktır.

İdari Dava Daireleri Kurulu da 16.06.2005 tarihli ve E:2003/329, K:2005/2153 sayılı kararında Anayasal düzenleme ile akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden herhangi bir ayrım gözetilmeksizin vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının devlet tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile eşit statüde olduğunu vurguladıktan sonra yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip bulunan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının resmi bina olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varmıştır. Karara aşağıda yer verilmiştir.

Danıştay İDDK, 16/06/2005, Dairesi, E: 2003/329, K: 2005/2153 

Kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan, Anayasa Mahkemesi kararlarında da belirtildiği üzere yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip bulunan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının resmi bina olduğunun kabulünün gerektiği.

T.C. Anayasa’sının “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130.maddesinde Üniversitelerin tanımı yapıldıktan sonra Devlet tarafından yasayla kurulacakları belirtilmiş, Yasada gösterilen usul ve esaslara göre kazanç amacına yönelik olmamak koşuluyla Vakıflar tarafından da Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabileceği açıklanmış, Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının mali ve idari konular dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa’da belirtilen hükümlere tabi bulunduğu kuralları yer almıştır.

Yukarıda yer alan Anayasal düzenleme ile akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden herhangi bir ayrım gözetilmeksizin vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumlarının devlet tarafından kurulan yükseköğretim kurumları ile eşit statüde olduğu belirlenmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 30.5.1990 günlü, E:1990/2, K:1990/10 sayılı kararında da, Anayasa’nın 130.maddesi gereğince üniversitelerin Devlet ya da vakıflar tarafından kurulmuş olmalarına bakılmaksızın kamu tüzel kişiliğine sahip olacakları ve kamu tüzel kişiliğinin üniversitelerin zorunlu niteliklerinden, hukuksal yapılarının öğelerinden biri olduğu belirtilmiştir.

Diğer taraftan, T.C. Anayasa’sının 124. maddesinde: Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren Kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik çıkarabilecekleri hükmüne yer verilmiş, 3194 sayılı İmar Kanununun 5.maddesinde “Resmi bina” tanımı yapılmamış, ancak maddenin son fıkrasında, bu Kanunda geçen diğer deyimlerin Bakanlıkça hazırlanacak yönetmelikte tarif edileceği belirtilmiş olup, Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca hazırlanarak 2.11.1985 günlü,18916 Mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliğinin 4.maddesinin 5.bendinde değişiklik yapılmasına dair 25.7.1997 günlü, 23060 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliği ve 3030 sayılı Kanun Kapsamı Dışında Kalan Belediyeler Tip İmar Yönetmeliğinin 16.maddesinin 20.bendinde değişiklik yapılmasına dair 6.8.1997 günlü 23072 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliği ile “Resmi bina”; “Genel katma ve özel bütçeli idarelerle, il özel idaresi ve belediyeye veya bu kurumlarca sermayesinin yarısından fazlası karşılanan kurumlara, kanunla veya kanunun verdiği yetki ile kurulmuş kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerdir” şeklinde tanımlanmıştır.

Bu çerçevede değerlendirildiğinde, kamu hizmeti yaptığı tartışmasız olan, Anayasa Mahkemesinin yukarıda anılan kararında da belirtildiği üzere yasayla kurulan ve kamu tüzel kişiliğine sahip bulunan vakıf üniversitelerinin bu hizmeti yerine getirmekte kullandığı yapılarının resmi bina olduğunun kabulü gerekmektedir.

3194 sayılı İmar Kanununun 26. maddesinde ise, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak veya yaptırılacak yapılara imar planında o maksada tahsis edilmiş olmak, plan ve mevzuata aykırı olmamak üzere mimari, statik, tesisat ve her türlü fenni mesuliyeti bu kamu kurum ve kuruluşlarınca üstlenilmesi ve mülkiyetin belgelenmesi kaydıyla avan projeye göre ruhsat verileceği kurala bağlanmıştır.

Danıştay Altıncı Daire kararında da belirtildiği üzere; davacı üniversitenin 11.2.1998 günlü dilekçesi ile davalı idareye müracaat ederek ? ada, ? parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilecek ilave bina ile ilgili olarak avan projenin ekli olduğundan bahisle inşaat ruhsatı verilmesi isteminde bulunduğu ve 98/1379 sayılı davalı idare işlemi ile vaziyet planı ve proje ile ilgili bazı eksikliklerin giderilmesi gerektiği şeklinde bu başvuruya yanıt verildiği halde, daha sonra dava konusu işlem ile bu defa yapıların ruhsatsız olarak inşa edildiğinden bahisle yıktırılmasına karar verildiği anlaşıldığından, davacı üniversitenin başvurusu üzerine belediyece tesis edilen işlemlerin araştırılması suretiyle, yukarıda anılan mevzuat çerçevesinde uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerektiği yolundaki Altıncı Daire karar gerekçesi hukuka uygun olup aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.

Resmi Bina Nedir
Resmi Bina Nedir? Vakıf Üniversite Binaları ve Cami Binaları Resmi Bina Mıdır?