1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

Kesinleşen İmar Planlarına Karşı Dava Açmak Mümkün Mü?


İmar Planlarına Karşı Dava Açma Süresi

Bilindiği üzere, imar planları, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesi kapsamında bir ay süreyle askı ilanına çıkarılmaktadır. 8. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde “onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi on beş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.” hükmü yer almaktadır.

Düzenleyici idari işlem olarak kabul edilen imar planları da diğer tüm idari işlemler gibi, menfaati ihlal edilenler tarafından iptal davasına konu edilebilmektedir. Bu iptal davalarında dava açma süresi, genel olarak İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesine tabidir. Söz konusu maddenin 4. fıkrası gereğince, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava açma süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlamaktadır.

Bu kapsamda imar planlarına askı ilanının bitiminden itibaren 60 günlük süre içerisinde dava açılabilmektedir. Ancak bazı durumlarda dava açma süresi kaçırılabilmektedir. Ayrıca kamuoyunda imar planı askıdan indikten sonra dava açma süresi de bitmiş gibi bir algı söz konusudur. Oysaki imar planı askıdan indikten sonra da dava açma imkanı vardır. Böyle durumlarda bazı araçlar kullanılarak, dava açma süresi geçen imar planlarına karşı dava açmak mümkündür.

İmar Planına İtiraz Süresi Geçerse

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava açma sürelerini düzenleyen 7. maddesinin 4. fıkrasında “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması, bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz” hükmü yer almaktadır.

İmar Planı Askıdan İndikten Sonra İtiraz Edilebilir mi?

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesinde, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin düzenleyici işlem veya uygulanan işlem, yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri hüküm altına alınmakla, ilanı gereken düzenleyici işlemler yönünden ilgililere uygulama üzerine dava açma olanağı tanınmaktadır.

Bunlardan birincisi, uygulama işlemi üzerine imar planına dava açılması, diğeri ise plan değişikliği talep edilmesidir.

Uygulama İşlemi Üzerine İmar Planlarına Dava Açılması

Bunlardan birincisi, uygulama işlemine karşı açılan davalarda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun dava açma sürelerini düzenleyen 7. maddesinin 4. fıkrasına dayanılarak, imar planlarının da dava konusu edilmesidir.

İmar planları yargısal içtihatlarla ilanı gereken genel düzenleyici işlem olarak kabul edilmiş bulunması nedeniyle, uygulama işlemi olduğu öne sürülerek işlemin dayanağı imar planının iptalinin istenilmesi halinde planların uygulama işlemlerinin kapsamının ve buna göre de dava açma sürelerinin belirlenmesi gerekmektedir. Örneğin kamulaştırma, parselasyon, ifraz, tevhit, imar durumu belgesi, inşaat ruhsatı gibi işlemler imar planlarının uygulama işlemleridir. Bunlara karşı açılan davalarda, (dava açma süresi geçmiş olsa dahi) uygulama imar planlarının (hatta üst ölçekli planların da) iptali istenebilir.

Bundan dolayı, imar planına yukarıda belirtilen sürelerde dava açılmaması halinde, imar planının uygulama işlemleri olan imar durumu belgesi (imar çapı), inşaat ruhsatı, parselasyon, terk, izaleyi şüyu, kamulaştırma gibi uygulama işlemlerine karşı süresi içinde açılan davada, bu uygulama işlemi ile birlikte uygulama işleminin dayanağını teşkil eden imar planının (üst ölçekli planlar dahil) iptali istenebilir.

İmar Planlarının Uygulama İşlemleri Nelerdir?

Danıştay içtihatlarına göre imar planlarının uygulama işlemi olarak kabul edilen uygulamalar aşağıda izah edilmiştir.

Danıştay Altıncı Dairesinin 21.03.1988 tarihli ve E:1987/1369, K:1988/416 sayılı kararında imar durumu belgelerinin imar planlarının uygulayıcı işlemi niteliğinde olduğu, bu nedenle bu belgenin verilmesinden itibaren 60 gün içinde belgenin dayanağı olan imar planına karşı dava açılabileceği ifade edilmiştir.

Hatta bir taşınmazla ilgili olarak birden fazla kez imar durumu alınması ve alınan bu belgelere karşı açılan davalarda imar planının da iptalinin istenmesi mümkündür. Böyle bir durumda her imar durumu alınmasında dava açma süresi yeniden başlar. (D.6.D. 09.03.2007, E:2005/214, K:2007/1461)

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08.01.1999 tarihli ve E:1997/369, K:1999/1 sayılı kararında da; parselasyon işleminin iptali istemi ile süresi içerisinde açılan davada imar planının da iptalinin istenmiş olması halinde, imar planının iptaline yönelik istemin de incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

İdari Dava Daireleri Kurulunun 03.03.1989 tarihli ve E:1988/162, K:1989/18 sayılı kararında da kamulaştırma işlemine karşı açılan davada kamulaştırma işleminin dayanağı olan imar planlarının da iptalinin istenebileceği vurgulanmıştır.

İnşaat ruhsatı verilmesine ilişkin istemin aslen veya zımnen reddi yolundaki işlemler de imar planlarının uygulaması niteliğindedir. Bu nedenle, ruhsat verilmesine ilişkin istemin reddine yönelik idari işlemin iptali amacı ile süresinde açılan davada, bu işlemin dayanağı olan imar planının da iptalinin istenmesi mümkündür. (D.İDDK. 08.06.2006, E:2005/2467, K:2006/503)

İmar Planlarının Uygulama İşlemleri Üzerinde Planlara Dava Açılması

Bu maddenin imar planları açısından iki yönü bulunmaktadır. 1) Alt ölçekli plan için açılan davada, süresi geçmiş olsa da üst ölçekli planların da iptali istenebilir.

Bunun da nedeni, alt ölçekli planların üst ölçekli planların uygulama işlemi niteliğinde olmasıdır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15.12.2005 tarihli ve E:2005/2477, K:2005/2822 sayılı kararında vurgulandığı üzere, üst ölçekli plan varsa alt ölçekli imar planlar, üst ölçekli planların uygulama işlemi niteliğindedir. Bir başka anlatımla, düzenleyici işlem niteliğinde olan imar planları arasındaki hiyerarşik ilişki, diğer düzenleyici işlemler arasındaki ilişkiden farklı olarak aynı zamanda uygulama işlemi niteliği ortaya çıkarmaktadır. Bu nedenle alt ölçekli planların iptali için süresi içerisinde açılan iptal davasında, üst ölçekli planın da iptali istenebilir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 15.12.2005, E:2005/2477, K:2005/2822: Üst ölçekli plan varsa alt ölçekli imar planlarının uygulama işlemi niteliğinde olduğu, dolayısıyla alt ölçekli planlara karşı açılan davada öğrenme üzerine dayanağı olan üst ölçekli planın iptali istemiyle de dava açılabileceği hakkında. Üst ölçekli plan varsa alt ölçekli planın (düzenleyici işlem olmakla birlikte) uygulama işlemi niteliğinde olduğu ve bunun sonucunda da nazım imar planı veya uygulama imar planı yapıldıktan sonra henüz sübjektif işlem tesis edilmemiş olsa dahi bu planlar ile birlikte üst ölçekli plana dava açılabileceği gibi doğrudan veya alt ölçekli planlara karşı açılan davalarda öğrenme üzerine dayanağı olan üst ölçekli planın iptali istemiyle de dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır. Aksi halde 1/1000 ve 1/5000 ölçekli planların çevre düzeni planına uygun tesis edilmiş olması durumunda uygulama programlarını direk etkilemesine karşın bu planların iptali için açılan davalarda işin esasının incelenmesi suretiyle yargısal denetim yapılamayacaktır.

Şu yazılar da ilginizi çekebilir:

Danıştayın İmar Planlarıyla İlgili Kararları

İmar Planlarıyla İlgili Danıştay Kararları

İmar Kanunu 18. Madde Yargıtay Kararları

2) Uygulama işlemi üzerine, süresi geçmiş olsa bile, imar planlarının da iptali istenebilir. İmar planlarının uygulama işlemi olan parselasyon, ifraz-tevhit, kamulaştırma gibi işlemlere karşı açılacak davalarda, süresi geçmiş olsa bile, imar planlarının da iptali istenebilir. Buradaki özellik, uygulama imar planlarının uygulama işlemlerine karşı açılan davalarda uygulama imar planlarının ve hatta üst ölçekli imar planlarının iptalinin istenebilmesidir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  İİK 121. Maddeye Göre Alacaklının Ortaklığın Giderilmesi Davası Açması

Düzenleyici işlem niteliğinde olduğu kabul edilen imar planlarının uygulanmasına yönelik işlemler; taşınmazda uygulama yapılmasına esas teşkil eden ve planda ayrıldığı amacın belirtildiği imar durumu, buna dayalı olarak verilen inşaat ruhsatı, kamulaştırma, parselasyon gibi işlemlerdir.

Bundan dolayı, imar planına normal sürelerde dava açılmaması halinde, imar planının uygulama işlemleri olan imar durumu belgesi (imar çapı), inşaat ruhsatı, parselasyon, terk, izaleyi şüyu, kamulaştırma gibi uygulama işlemlerine karşı süresi içinde açılan davada, bu uygulama işlemi ile birlikte uygulama işleminin dayanağını teşkil eden imar planının (üst ölçekli planlar dahil) iptali istenebilir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu, 08.01.1999, E:1997/369, K:1999/1 Davacı parselasyon işlemi ile bu işlemin dayanağını oluşturan imar planının kendi taşınmazı yönünden iptalini istediğinden sadece parselasyon işleminin incelenerek karar verilmesi doğru değildir.

UYARI-1: İmar planlarının uygulama işlemi niteliğinde olan işlemlere karşı açılacak davalarda uygulama işleminin dayanağı olan imar planlarının (üst ölçekliler dahil) iptali istenebilmektedir. Ancak, bu uygulamanın tam tersi söz konusu değildir. Yani imar planının iptali için açılan davada, dava açma süresi geçmiş olan uygulama işlemleri (parselasyon gibi) dava edilemez. İmar planlarına karşı dava açılması, uygulama işlemine karşı sona eren dava açma süresini yeniden canlandırmaz.

UYARI-2: Uygulama işlemine karşı açılan davada süre kaçırılmış ise dayanak imar planının iptalinin istenmesi mümkün değildir. Uygulama işlemine karşı açılacak davada süre kaçırılmış ise, uygulama işleminin iptali istemi, süre yönünden; düzenleyici işlemin iptali istemi ise incelenmeksizin reddedilir.

İmar Durumu Belgesi Alınması ve İmar Planına Dava Açılması

Danıştay 6. Dairesinin 21.03.1988 tarihli ve E:1987/1369, K:1988/416 sayılı kararında imar durumu belgelerinin imar planlarının uygulayıcı işlemi niteliğinde olduğu, bu nedenle bu belgenin verilmesinden itibaren 60 gün içinde belgenin dayanağı olan imar planına karşı dava açılabileceği ifade edilmiştir.

Danıştay 6. Dairesi, 21.03.1988, E:1987/1369, K:1988/416: Yapı ruhsatının alınması için yasanın ibrazını zorunlu kıldığı projelerin üzerinde yapı yapılmak istenen taşınmazın yürürlükteki imar planında gösterilen bilgiler olmaksızın düzenlenmesi düşünülemeyeceğinden başvuru üzerine idarece verilen imar çapının düzenleyici işlem olan imar planının uygulanması niteliğindedir. Şu hale göre, yapı ruhsatının alınması için yasanın ibrazını zorunlu kıldığı mimari ve statik projelerin, üzerinde yapı yapılmak istenen taşınmazın yürürlükteki imar planında gösterilen tahsis şekli, binanın niteliği, yapı nizamı, kat adedi v.s. gibi bilgiler olmaksızın düzenlenmesi düşünülemeyeceğinden başvuru üzerine idarece verilen imar çapının, düzenleyici işlem olan imar planının uygulanması niteliğinde bulunduğu kuşkusuzdur. Bu durumda, belediyece verilen imar durumu belgesi üzerine yasal altmış günlük süre içinde sözü edilen belgenin dayanağını oluşturan imar planı değişikliği işlemine karşı açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, planın ilanından itibaren yasal dava açma süresinin geçirildiğinden bahisle davanın süre aşımı yönünden reddinde usul ve Yasaya uyarlık görülmemiştir.

Hatta imar durumu belgesi her alındığında imar planına karşı dava açılmasına bir engel bulunmamaktadır. İmar planları mülkiyet hakkıyla ilgilidir ve bu mülkiyet hakkının kullanılabilmesi için imar durumu alınmış olması halinde aynı konuda idareye tekrar başvurulmasına ve başvuruya verilen cevap üzerine imar planına karşı dava açılmasına bir engel bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla bir taşınmazla ilgili olarak birden fazla kez imar durumu alınması ve alınan bu belgelere karşı açılan davalarda imar planının da iptalinin istenmesi mümkündür. Böyle bir durumda her imar durumu alınmasında dava açma süresi yeniden başlar.

Danıştay 6. Dairesi, 09.03.2007, E:2005/214, K:2007/1461: İmar planları mülkiyet hakkıyla ilgili olduğu ve bu mülkiyet hakkının kullanılabilmesi için imar durumu alınmış olması halinde, aynı konuda idareye tekrar başvurulmasına ve başvuruya verilen cevap üzerine imar planına karşı dava açılmasına bir engel bulunmadığı. Anayasal güvence altındaki temel hak ve özgürlüklerden olan mülkiyet hakkının kullanılabilmesi için ilgililerin gerekli işlemin yapılmasının idareden her zaman isteyebilecekleri açıktır. İmar planları mülkiyet hakkıyla ilgilidir ve bu mülkiyet hakkının kullanılabilmesi için imar durumu alınmış olması halinde aynı konuda idareye tekrar başvurulmasına ve başvuruya verilen cevap üzerine imar planına karşı dava açılmasına bir engel bulunmamaktadır. Her yeni başvuru üzerine idarece tesis edilecek işlem üzerine 2577 sayılı Yasanın 7. maddesinde öngörülen 60 günlük süre içinde imar planına dava açılması mümkündür.

Parselasyon Planı Üzerine İmar Planına Dava Açılması

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 08.01.1999 tarihli ve E:1997/369, K:1999/1 sayılı kararında da; parselasyon işleminin iptali istemi ile süresi içerisinde açılan davada imar planının da iptalinin istenmiş olması halinde, imar planının iptaline yönelik istemin de incelenmesi gerektiği ifade edilmiştir.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 08.01.1999, E:1997/369, K:1999/1: 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesi uyarınca yapılan parselasyon işleminin iptali istemiyle açılan davada, aynı zamanda imar planının da iptalinin istenmiş olması nedeniyle davada bu hususun da incelenmesi gerektiği.

İmar Planı Gereğince Yapılan Kamulaştırma İşlemleri Üzerine İmar Planına Dava Açılması

İdari Dava Daireleri Kurulunun 03.03.1989 tarihli ve E:1988/162, K:1989/18 sayılı kararında kamulaştırma işlemine karşı açılan davada kamulaştırma işleminin dayanağı olan imar planlarının da iptalinin istenebileceği vurgulanmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 03.03.1989, E:1988/162, K:1989/18: İdarece kamulaştırma kararının dayanağı olarak gösterilen planın, kamulaştırma kararı ile birlikte dava konusu edilebileceği. Dava konusu edilen kamulaştırma kararının dayanağı bizzat davalı idare tarafından da 29.6.1984 günlü plan olarak ifade edildiğinden ve kamulaştırma işleminin bu plana dayandığı anlaşıldığından, kamulaştırma kararı ile birlikte iptali istenilen plan ile davacının menfaat alakasının bulunduğunda kuşku yoktur.

İnşaat Ruhsatı Verilmesine İlişkin İşlemler Üzerine İmar Planına Dava Açılması

İnşaat ruhsatı verilmesine ilişkin istemin aslen veya zımnen reddi yolundaki işlemler de imar planlarının uygulaması niteliğindedir. Bu nedenle, ruhsat verilmesine ilişkin istemin reddine yönelik idari işlemin iptali amacı ile süresinde açılan davada, bu işlemin dayanağı olan imar planının da iptalinin istenmesi mümkündür.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, 08.06.2006, E:2005/2467, K:2006/503: İnşaat izni verilmesi yolundaki istemin reddine ilişkin işlem, düzenleyici işlem niteliğinde kabul edilen imar planının uygulanması kapsamında tesis edilmiş olduğundan, bu işlemle birlikte dayanağı planlara karşı açılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, davanın süre yönünden reddi yolundaki idare mahkemesi kararında isabet görülmediği hakkında.

Plan Değişikliği Talep Edilmesi Halinde İmar Planlarına Dava Açılması

İkinci yol ise plan değişikliği talep edilmesidir. Yürürlükteki imar planının değiştirilmesi yönünde idareye yapılan başvurunun idarece reddedilmesi üzerine ret işleminin iptali istemi ile açılacak davalarda imar planlarının da iptali istenebilmektedir. Bu uygulamanın dayanağı, İdari Yargılama Usulü Kanununun 10. maddesidir.

Bu kapsamda 10. madde uyarınca ilgilisi tarafından imar planı değişikliği istemiyle yapılan başvurunun yetkili organlarca reddi üzerine dava açma süresi içerisinde hem imar planı değişikliği isteminin reddi işlemine, hem de imar planı değişikliği istemine konu imar planına karşı birlikte dava açılması ve her iki işlemin birlikte incelenerek karara bağlanması mümkündür. (D.6.D. 20.2.2004, E:2002/6968, K:2004/944)

Bu durumda dava açma süresi, yetkili organ kararının plan değişikliği talebinde bulunan kişiye tebliği tarihinden itibaren 60 gündür.

Plan değişikliği istemine karşı yetkili makamlarca 60 gün içerisinde herhangi bir cevap verilmezse, plan değişikliği istemi zımnen reddedilmiş sayılacağından, 60 günlük sürenin bitiminden itibaren 60 gün içerisinde hem plan değişikliği talebinin zımnen reddine ilişkin işlem, hem de planın kendisi dava konusu edilebilir.

Dava Acma Suresi Gecen Imar Planlarina Karsi Dava Acmak Mumkun Mu
Dava Açma Süresi Geçen İmar Planlarına Karşı Dava Açmak Mümkün Mü?