İçindekiler
- İmar Planlarına Karşı Nerede Dava Açılır?
- İmar Planlarına Karşı Kimler Dava Açabilir?
- İmar Planlarına Karşı Açma Süresi
- İşlemin Kesin ve Yürütülmesi Zorunlu İşlem Olup Olmadığı
- İmar Planlarında Kime Dava Açılır?
- Birden Fazla İdari İşleme Karşı Tek Dilekçe ile Dava Açılması
- İmar Planına Dava Dilekçesi Örneği
- Yürütmenin Durdurulması
- İmar Planlarına Karşı Açılacak Davaların Karara Bağlanmasında Dikkat Edilecek Hususlar
- İmar Planlarına Karşı Açılan Davalarda İstinaf
- İmar Planlarına Karşı Açılan Davalarda Temyiz
- İmar Planı İptal Edilirse Ne Olur?
- İmar Planlarıyla İlgili Danıştay Kararları
İmar planları düzenleyici işlem oldukları için idari yargıda imar planlarına dava açılabilir. Uygulamada en çok merak edilen konular, imar planlarına karşı nerede ve nasıl dava açılacağı, ayrıca imar planlarına dava açma süresinin ne olduğudur. İmar planlarına dava açılmadan önce, ilgili idare nezdinde itiraz edilebilir. Bu konu hakkında şu yazımıza bakınız: İmar Planları Nasıl İlan Edilir? Askı İlanı Nedir? İmar Planına Nasıl İtiraz Edilir?
İmar Planlarına Karşı Nerede Dava Açılır?
İmar planları, düzenleyici idari işlem niteliğinde oldukları için bunların iptali istemiyle açılan davalar idari yargıda görülür. İdari Yargılama Usulü Kanununun 34. maddesine göre imar, yıkım, ruhsat ve iskan gibi taşınmazlarla ilgili mevzuatın uygulanmasında veya bunlara bağlı her türlü haklara ilişkin idari davalarda yetkili mahkeme, taşınmazların bulunduğu yer idare mahkemesidir. Bu nedenle imar planlarına açılacak davaların planı yapan belediye ya da il özel idaresini yargı çevresinde bulunduğu idare mahkemesinde değil, taşınmazın bulunduğu yer idare mahkemesinde görülmesi gerekir.
İmar Planlarına Karşı Danıştay’da Dava Açılabilecek Haller
2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesinde Danıştay’ın bakanlıkların düzenleyici işlemlerine ve birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere, ilk derece mahkemesi olarak bakacağı ifade edilmiştir. Maddenin (c) bendi gereği bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılması gerekmektedir.
a) Bakanlıklar Tarafından Onaylanan İmar Planları
2575 sayılı Danıştay Kanununun 24. maddesinde Danıştay’ın bakanlıkların düzenleyici işlemlerine ve birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına giren işlere, ilk derece mahkemesi olarak bakacağı ifade edilmiştir. Maddenin (c) bendi gereği bakanlıkların düzenleyici işlemlerine karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılması gerekmektedir.
İmar planları da Danıştay tarafından düzenleyici idari işlem olarak kabul edildiği için bakanlıklar tarafından hazırlanan ve onaylanan imar planlarına karşı Danıştay’da dava açılması gerekir. Örneğin Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı gibi kamu idareleri tarafından hazırlanan/onaylanan imar planlarına karşı Danıştay’da dava açılması gerekir.
Ayrıca, bir kamu idaresi tarafından yapılan imar planı birden fazla idare mahkemesinin görev alanına giriyorsa görevli mahkeme, 2575 sayılı Kanunun 24/e maddesi gereği Danıştay’dır. Örneğin birden fazla ili kapsayan çevre düzeni planlarına karşı (bu illerin birden fazla idare mahkemesinin görev alanına girmesi şartı ile) ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılması gerekir.
b) Özelleştirme İdaresi Başkanlığı Tarafından Onaylanan İmar Planları
Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan ve Özelleştirme Yüksek Kurulu tarafından onaylanan planlara karşı da ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılması gerekir. Danıştay 6. Dairesi, 11.03.2008, E:2007/7876, K:2008/1684: Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanan imar planlarının iptali istemiyle açılan davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da görülür.
İmar Planlarına Karşı Kimler Dava Açabilir?
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan “dava açma ehliyeti”, her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi amacıyla dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir. Bu konuyla ilgili olarak şu yazımıza bakabilirsiniz: İmar Planlarına Karşı Kimler Dava Açabilir?
İmar Planlarına Karşı Açma Süresi
Bu konuyla ilgili olarak şu yazılarımıza bakabilirsiniz: İmar Planlarına Karşı Dava Açma Süresi
İşlemin Kesin ve Yürütülmesi Zorunlu İşlem Olup Olmadığı
İmar planları kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde oldukları için iptal davasına konu edilebilirler. Keza, idarelerin, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 31. maddesi gereğince; mülkiyet durumu, belge eksikliği, müellif şartı kapsamında planların teklif sahiplerine eksiklikler tamamlatılmak üzere iade edilmesine ilişkin işlemleri de kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemdir.
İlan edilmeyen planlara karşı dava açılabilir mi? İdari Dava Daireleri Kurulu, 06.10.2005 tarihli ve E:2003/518, K:2005/2406 sayılı kararı ile görüşünü değiştirerek, ilan edilmeyen planlara karşı da dava açılabileceğini benimsemiştir. Kurula göre “Onaylandıktan sonra ilan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planı mevzuatta öngörülen prosedür tamamlanmaksızın tesis edilmiş bir işlem olacağından, bu şekil eksikliği nedeniyle iptalinin gerekeceği açıktır. Onaylanmakla yürürlüğe giren imar planlarının kesinleşmesi için anılan madde hükmüne göre bir ay süreyle askıya çıkarılmak suretiyle ilan edilmeleri gerekmektedir. Onaylandıktan sonra ilan edilmeksizin uygulamaya konulan bir imar planı Yasada öngörülen prosedür tamamlanmaksızın tesis edilmiş bir işlem olacağından, bu şekil eksikliği nedeniyle iptalinin gerekeceği açıktır. Bu durumda Danıştay 6. Dairesince, uygulanmaya başlanılan dava konusu İmar Planının Turizm Teşvik Kanunu hükümleri uyarınca ilan edilmemiş olmasının dolayısıyla ilan şartının yerine getirilmemesinin hukuka uygunluk noktasından incelenerek plan hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir. İdari Dava Daireleri Kurulunun bu kararına göre onaylanan, ancak ilan edilmeyen planların da iptalinin istenmesi mümkündür. Çünkü ilan edilmeyen planlara karşı dava açılamaması, bu planlar ya da plan değişiklikleri nedeni ile menfaatleri ihlal edilen kişilere dava hakkının tanınmaması anlamına gelecektir. Planın ilan edilmediği sürece dava açılamayacağını kabul etmek, bu planlar nedeni ile menfaatleri ihlal edilen kişilerin hiçbir zaman dava açamaması anlamına gelecektir ki bu durumu hukuk devleti ilkesi ile bağdaştırmak mümkün değildir. Üstelik ilan idari işlemlerin şekil yönünden önemli bir unsuru olduğu için ilan yapılmaması, işlemi şekil yönünden sakat hale getirir.
İmar Planlarında Kime Dava Açılır?
İmar planları, belediye meclisi ile il genel meclisi tarafından onaylanmaktadır. Ancak, imar planlarının iptali istemi ile açılacak davalarda husumetin belediye meclisine ya da il genel meclisine yöneltilmesine imkan yoktur. Çünkü bu organların, belediyeyi ve il özel idaresini temsile yetkileri yoktur. Belediyeyi temsil yetkisi, Belediye Kanununun 37. maddesi gereği belediye başkanına; il özel idaresini temsil yetkisi İl Özel İdaresi Kanununun 29. maddesi gereği valiye aittir. Bu nedenle, iptal davalarında husumetin belediye başkanlığına veya il özel idaresini temsilen valiliğe yöneltilmesi gerekir. Bakanlıklar tarafından onaylanan imar planlarına karşı ilgili bakanlık hasım gösterilerek dava açılması gerekir.
Birden Fazla İdari İşleme Karşı Tek Dilekçe ile Dava Açılması
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 5. maddesine göre aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep – sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir. Örneğin imar planına dayanılarak yapılan kamulaştırmalarda kamulaştırma işlemi ile imar planı arasında maddi ve hukuki bağlılık ve sebep-sonuç ilişkisi bulunduğu (kamulaştırmanın sebebini imar planı teşkil eder) ve her iki işleme karşı tek dilekçe ile dava açılabileceği kabul edilmektedir. Aynı şekilde parselasyon işlemi ile imar planı arasında maddi ve hukuki bağlılık bulunduğu için bu iki işleme de tek dilekçe ile dava açılabilir.
Keza, aynı kişinin mülkiyetinde bulunan birden fazla taşınmaz için tek dilekçe ile dava açılması mümkündür. Buna karşılık, farklı kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar için ayrı dilekçeler ile dava açılması gerekir. Danıştay 6. Dairesi, 22.10.1986, E:1986/1018, K:1986/8: Farklı kişilerin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar için ayrı dilekçeler ile dava açılması gerektiği.
İmar Planına Dava Dilekçesi Örneği
İmar planlarında dava açmak için şu yazımızdaki dilekçe örneğini kullanabilirsiniz:
(…) İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
………………
DAVACI : ……………………………
ADRESİ : ……………………………
DAVALI : ……………………………
ADRESİ : ……………………………
TEBLİĞ TARİHİ(*) : ……………………………
ASKIDAN İNDİRİLİŞ TARİHİ : ……………………………
DAVANIN KONUSU: (…) İli, (…) ilçesi, (…) Mahallesi, (…) mevkiinde, (…) pafta, (…) ada ve (…) parsel sayılı ve adıma/müvekkilim adına tescilli olan parseli/parselleri kapsayan alanda, 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, uygulama/nazım imar planı değişikliği yapılmasına ilişkin davalı belediye meclisinin/il genel meclisinin (…) tarihli ve (…) sayılı kararının iptali ile işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi mümkün olmayan zararlara neden olacağından yürütmenin durdurulması istemidir.
OLAY VE HUKUKİ AÇIKLAMA: (…) İli, (…) ilçesi, (…) Mahallesi, (…) mevkiinde, (…) pafta, (…) ada ve (…) parsel sayılı ve adıma/müvekkilim adına tescilli olan parseli/parselleri kapsayan alanda davalı idarece 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, uygulama/nazım imar planı değişikliği yapılmıştır. Söz konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, uygulama/nazım imar planı değişikliği belediye meclisinin/il genel meclisinin (…) tarihli ve (…) sayılı kararı ile onanmıştır.
Söz konusu plan/plan değişikliği, (…) tarihinde askı ilanına çıkarılmış, (…) tarihinde askıdan indirilmiştir.
Bu işleme karşı, (…) tarihli ve (…) varide no.lu dilekçe ile belediye meclisine itiraz edilmiş, belediye meclisinin (…) ve (…) sayılı kararıyla itiraz reddedilmiştir.(**)
Bu imar planı/plan değişikliği, 3194 sayılı İmar Kanunu’na, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğine ve bu konudaki Danıştay içtihatlarına aykırıdır.
Şöyle ki; (Dilekçenin bu kısmında, parselasyon işlemindeki muhtemel hukuka aykırılık nedenleri ve buna ilişkin görüşlerin yasal/yargısal dayanakları, kitabın ilgili bölümünden yararlanılarak belirtilmelidir. Aşağıda buna dair bir örnek verilmiştir.)
Adıma/müvekkilim adına tescilli taşınmazlar, nazım imar planında konut alanına ayrılmış olmasına rağmen idarece yapılan 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park/yeşil alan olarak belirlenmiştir.
Oysa ki Mekânsal Planları Yapım Yönetmeliğine göre uygulama imar planlarının nazım imar planı ilke ve esaslarına uygun olarak hazırlanması gerekmektedir. Aynı Yönetmeliğe göre mekânsal planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından mekânsal strateji planları, çevre düzeni planları ve imar planları olarak hazırlanır. Buna göre planlama kademeleri, üst kademeden alt kademeye doğru sırasıyla; mekânsal strateji planı, çevre düzeni planı, nazım imar planı ve uygulama imar planından oluşur.
Yönetmeliğin 6. maddesine göre, mekânsal planlar, plan kademelenmesine uygun olarak hazırlanır. Her plan, planlar arası kademeli birliktelik ilkesi uyarınca yürürlükteki üst kademe planların kararlarına uygun olmak, raporu ile bütün oluşturmak ve bir alt kademedeki planı yönlendirmek zorundadır. Bu kapsamda; nazım imar planında belirlenen arazi kullanım kararları alt ölçekli uygulama imar planlarıyla değiştirilemez, aykırı düzenlemeler getirilemez. Uygulama imar planları nazım imar planlarına aykırı olamaz. Bu nedenle dava konusu meclis kararının iptali gerekmektedir.
SONUÇ VE TALEP: (…) İli, (…) ilçesi, (…) Mahallesi, (…) mevkiinde, (…) pafta, (…) ada ve (…) parsel sayılı ve adıma/müvekkilim adına tescilli olan parseli/parselleri kapsayan alanda, 1/5000 ölçekli nazım imar planı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı, uygulama/nazım imar planı değişikliği yapılmasına ilişkin davalı belediye meclisinin/il genel meclisinin (…) tarihli ve (…) sayılı kararının İPTALİ ile YÜRÜTMENİN DURDURULMASINA, yargılamanın duruşmalı yapılmasına, avukatlık ücretinin ve yargılama giderinin davalı idareden alınarak tarafıma verilmesine karar verilmesi için gereğini arz ederim.
İsim ve İmza
EKLER:
- Tapu belgesi.
- İmar planının onaylanmasına dair belediye meclisi/il genel meclisi kararı örneği.
- Varsa imar plânı paftası ve diğer belge örnekleri.
- İtiraz edilmiş ise itiraz dilekçesi ve davalı idarenin cevabı.
İmar Planlarının İptal Nedenleri ve Muhtemel Hukuka Aykırılık Nedenleri
İdari yargı imar planlarındaki hukuka aykırılık nedenlerini dikkate alarak, açılan davanın kabulüne veya reddine karar verecektir. İmar planlarındaki hukuka aykırılık nedenleri konusunda şu yazımıza bakabilirsiniz: İmar Planlarının İptal Nedenleri ve Muhtemel Hukuka Aykırılık Nedenleri
Yürütmenin Durdurulması
a) İmar Planlarında Yürütmenin Durdurulması
İmar planlarına karşı açılan davalarda talep edilmesi halinde yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi açısından imar planlarının özellikli bir durumu söz konusu değildir. Bu nedenle burada sadece yürütmeyi durdurma kararının imar planları açısından etkilerini izah edeceğiz.
b) Parsel Bazında Yürütmenin Durdurulması ve İptal
İmar planları Danıştay tarafından düzenleyici idari işlem olarak kabul edildiği için yürütmenin durdurulması kararı, plan kapsamındaki tüm parselleri kapsar. Söz konusu imar planı kapsamında kalan tüm parseller açısından uygulama durur.
Bununla birlikte Danıştay 1. Dairesinin 05.07.2007 tarihli ve E:2006/765, K:2007/79 sayılı kararında “mahkemelerin imar planları hakkında parsel bazında verdiği iptal veya yürütmenin durdurulması kararlarının, imar planının tümünün yürürlüğünü durdurmayacağı veya planın tamamının iptali sonucunu doğurmayacağına” karar verilmiştir.
Danıştay 1. Dairesi, 05.07.2007, E:2006/765, K:2007/79: “1- 3194 sayılı İmar Kanunu hükümleri uyarınca imar planları arasında hiyerarşik bir ilişki olması nedeniyle alt ölçekli planların üst ölçekli planlara uygun olması gerekmektedir. Bu ilke dikkate alındığında üst ölçekli bir planın mahkemece iptal edilmesi halinde iptal gerekçesinin icaplarına göre alt ölçekli planlarda da bir değişiklik yapılmasının veya tamamıyla yürürlükten kaldırılmasının, plan yapımına ilişkin ilkelere uygun olarak idare tarafından belirlenmesi gereken bir husus olduğu, gerekli görülüyor ise idarenin alt ölçekli planları da iptal ederek bu planlarda yargı kararının gereklerine ve plan yapımı ilkelerine uygun revizyon yapabileceği;
2- 3194 sayılı Kanunun 8’inci maddesinin (b) bendinde, nazım imar planı ve uygulama imar planının mevcut ise çevre düzeni planına uygun olacağı belirtildiğinden, 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planının bulunmadığı durumlarda 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların yapılabileceği, çevre düzeni planının mahkemece iptal edilmesi durumunda ise, üst ölçekli imar planı bulunmasa dahi idarelerin nazım imar planı ve uygulama imar planı yapma yetkisi bulunduğundan, yukarıda açıklandığı üzere iptal kararındaki gerekçelerin de değerlendirilmesi ve plan yapımına ilişkin ilkelere uyulması suretiyle 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların yapılabileceği,
3- Mahkemelerin imar planları hakkında parsel bazında verdiği iptal veya yürütmenin durdurulması kararlarının, imar planının tümünün yürürlüğünü durdurmayacağı veya planın tamamının iptali sonucunu doğurmayacağı, yukarıda açıklandığı üzere mahkeme kararının gerekçesi doğrultusunda kamu yararı ve planlama ilkeleri açısından idarece yapılacak değerlendirme sonucunda, planın iptal edilen bölümlerinde revizyon yapılabileceği, sonucuna varılarak, dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 5.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.”
c) İmar Planlarında Yürütmenin Durdurulması Kararının Uygulanması
Durma işlemi, imar planının uygulama işlemi olan parselasyon, ifraz-tevhit, kamulaştırma, ruhsat gibi tüm işlemleri de kapsar. Bir başka ifadeyle imar planının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesi durumunda, bu tür uygulama işlemlerine devam edilemez. İmar planlarının yargı kararıyla yürütülmesinin durdurulması nedeniyle yürütmenin durdurulması kararı tebliğ edilen davalı idarenin yapıya devam edilmesinin önlenmesi ve yapının durumunun tespit edilmesi amacıyla inşaatı durdurması 3194 sayılı Yasa’nın 32. maddesi uyarınca zorunludur.
Danıştay 6. Dairesi, 23.01.2009, E:2009/10824, K:2009/608: İmar planlarının yargı kararıyla yürütülmesinin durdurulması nedeniyle yürütmenin durdurulması kararı tebliğ edilen davalı idarenin yapıya devam edilmesinin önlenmesi ve yapının durumunun tespit edilmesi amacıyla inşaatı durdurması 3194 sayılı Yasa’nın 32. maddesi uyarınca zorunludur.
Böyle bir durumda idare, yürütmeyi durdurma kararının gereğini yerine getirmek için plan kapsamında tüm yapıların tespitini yapmak ve mühürleyerek inşaatlarını durdurmak zorundadır. Danıştay 6. Dairesi, 07.03.2011, E:2010/9076, K:2011/469: 2577 sayılı Yasa’nın 28.maddesi uyarınca, uyuşmazlık konusu yapıların yapımına dayanak oluşturan uygulama imar planının iptali ya da yürütmesinin durdurulması kararı üzerine, davalı idarece bu kararın gereklerine göre gecikmeksizin uygulanması amacıyla, plana göre yapılmakta olan yapıların mevcut durumunun tespitine yönelik olarak 3194 sayılı Yasanın 32. maddesine göre inşai faaliyete devam edilmesinin tedbir olarak mühürlenmek suretiyle durdurulması gerekmektedir. Bu şekilde, uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama süreci içerisinde verilecek kararlar ile bu kararlar üzerine, yeniden yapılacak olan imar planında inşai faaliyeti durdurulan yapılar için öngörülen durumun, mevcut ruhsatın bu plana uygun olduğu ve inşai faaliyetin devam edilmesini engelleyen bir yönünün bulunmadığının tespiti halinde mühürlemenin sona erdirilerek inşai faaliyetin, mevcut ruhsatına göre devamına izin verilmesi gerektiği, aksine bir durumun tespitinde ise, yeni yapılan imar planına aykırı olan yapı ruhsatının iptali yoluna gidileceği tabiidir. Ancak, yapı için yargı kararlarından önce, yapının inşaat ruhsatına uygun yapıldığının belirlenmesi halinde, yapı ya da yapı kısımları için inşaatın bittiği ve kazanılmış hakkın doğduğunun kabulü gerekmektedir.
Uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama süreci içerisinde verilecek kararlar ile bu kararlar üzerine, yeniden yapılacak olan imar planında inşai faaliyeti durdurulan yapılar için öngörülen durumun, mevcut ruhsatın bu plana uygun olduğu ve inşai faaliyetin devam edilmesini engelleyen bir yönünün bulunmadığının tespiti halinde mühürlemenin sona erdirilerek inşai faaliyete, mevcut ruhsatına göre devamına izin verilmesi gerekir.
Danıştay 6. Dairesi, 06.05.2008, E:2009/7811, K:2010/5: Bu şekilde, uygulama imar planına karşı açılan davanın yargılama süreci içerisinde verilecek kararlar ile bu kararlar üzerine, yeniden yapılacak olan imar planında inşai faaliyeti durdurulan yapılar için öngörülen durumun, mevcut ruhsatın bu plana uygun olduğu ve inşai faaliyetin devam edilmesini engelleyen bir yönünün bulunmadığının tespiti halinde mühürlemenin sona erdirilerek inşai faaliyete, mevcut ruhsatına göre devamına izin verilmesi gerektiği, aksine bir durumun tespitinde ise, yeni yapılan imar planına aykırı olan yapı ruhsatının iptali yoluna gidileceği tabiidir.
İmar Planlarına Karşı Açılacak Davaların Karara Bağlanmasında Dikkat Edilecek Hususlar
İdari yargı imar planlarındaki hukuka aykırılık nedenlerini dikkate alarak, açılan davanın kabulüne veya reddine karar verecektir. İmar planlarına karşı idari yargıda açılan davalar yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak idari işlemin unsurları (yetki, şekil, sebep, konu, maksat) bakımından incelenerek karara bağlanır. İmar planlarına karşı açılan davaları karara bağlarken bazı hususlara dikkate etmek gerekir. Bunlar aşağıda açıklanmıştır.
a) Planın Tamamının Dikkate Alınması Zorunluluğu
imar planlarının; planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular göz önüne alınarak hazırlanması gerekmektedir.
Bu planlar; insan, toplum, çevre ilişkilerinde kişi ve aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma/kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek üzere hazırlanırlar. Dolayısıyla, imar planları kendi içerisinde bir bütünlük ve tutarlılık arz ettikleri için, iptal davaları sadece bir parsel için açılmış olsa bile idari yargı tarafından denetim yapılırken planın tamamının dikkate alınması gerekir.
Danıştay kararlarına göre, imar planlarının yargısal denetimi sırasında şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı kriterlerinin yanı sıra özelliği itibariyle imar planının bütünlüğü, genel yapısı, kapsadığı alanın nitelikleri ve çevrenin korunması gibi olguların da gözetilmesi zorunludur.
b) Parsel Bazında İnceleme Yapılabilecek Haller
Ancak imar planlarının, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına uygun olup olmadığının belirlenebilmesi amacıyla yaptırılacak keşif ve bilirkişi incelemeleri, planın tümü gözetilerek parsel bazında da yaptırılabilir. Bu kapsamda, planlanan yörede bulunan parsellerin yer, büyüklük, konum ve işlevi açısından imar planında ayrıldığı amaca şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararı açısından uygun olup olmadığının denetlenmesi gerekir.
İmar Planlarına Karşı Açılan Davalarda İstinaf
İmar planlarıyla ilgili olarak idare mahkemelerinde açılan davalar hakkında önce istinafa başvurulması gerekir. 2577 sayılı Kanun‘un 45. maddesine göre “İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.”
İmar Planlarına Karşı Açılan Davalarda Temyiz
2577 sayılı Kanun‘un 45. maddesine göre “Bölge idare mahkemelerinin 46 ncı maddeye göre temyize açık olmayan kararları kesindir.” Yani 2577 sayılı Kanun’da bölge idare mahkemesi kararına karşı temyize başvurulacağı açıkça belirtilmemiş ise bu kararlara karşı temyiz yolu kullanılamaz.
2577 sayılı Kanun‘un 46. maddesinin 1. fıkrasına göre, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin bu maddede sayılan davalar hakkında verdikleri kararlar, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebilir. Bu maddenin (f) bendi gereğince, imar planları, parselasyon işlemlerinden kaynaklanan davalarda bölge idare mahkemelerinin kararları Danıştay’da temyiz edilir.
Danıştay Kanunu’nun 24. maddesi gereğince ilk derece mahkemesi olarak Danıştay tarafından karara bağlanan davalar, yine Danıştay’da temyiz edilir. Temyiz süresi, kararın tebliğinden itibaren 30 gündür.
İmar Planı İptal Edilirse Ne Olur?
İmar planının ve plan değişikliklerinin iptalinin iki yönden etkisi söz konusudur. Öncelikle o alanda imar planlarının ve inşaatların hukuki durumu etkilenir. İmar planı veya plan değişikliklerinin iptalinin imar planlarına ve mevcut inşaat ruhsatlarına etkisi konusunda şu yazımıza bakabilirsiniz: İmar Planları ve Plan Değişiklikleri İptal Edilirse Ne Olur?
Ayrıca imar planı iptal edilirse o bölgedeki taşınmazların değeri de bundan etkilenir. İmar planı veya plan değişikliklerinin iptalinin taşınmaz değerlerine etkisi konusunda şu yazımıza bakabilirsiniz: İmar Planlarının ve Parselasyon İptalinin Sonuçları ve Taşınmaz Değerine Etkisi
İmar Planlarıyla İlgili Danıştay Kararları
İmar Planlarıyla İlgili Danıştay Kararları