1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

İmar Planlarının İptal Nedenleri ve Muhtemel Hukuka Aykırılık Nedenleri


İmar Planlarında Muhtemel Hukuka Aykırılık Nedenleri ve İmar Planlarında İptal Sebepleri

Planlama süreci; araştırmaların yapılması, sorunların ortaya konulması, veri ve bilgi toplama ile ilgili analiz aşaması; bilgilerin bir araya getirilmesi, birleştirilmesi ve sonuçların değerlendirilmesi ile ilgili sentez aşaması ve plan kararlarının oluşturulması aşamalarından oluşur.

İmar planları ve parselasyon işlemleri dava konusu edildiğinde idari yargı tarafından esas yönünden üç kriter çerçevesinde değerlendirilmektedir. Danıştay içtihatları ile geliştirilen bu kriterler, planların yargısal denetiminin temelini teşkil etmektedir.

Ancak, içtihat temelinde gelişmesi nedeni ile bu kriterlerin net bir tanımı da bulunmamaktadır. Bu da, bu kriterlerin ya da kavramlarının farklı yorumlanmasına neden olmaktadır. Örneğin planlama esaslarının şehircilik ilkeleri ile aynı anlama geldiğini düşünen yazarlar olduğu gibi, planlama esaslarının daha üst bir kabulü içerdiği ve daha ziyade plan hiyerarşisi ile ilgili olduğunu, buna karşılık şehircilik ilkelerinin daha ziyade işin teknik boyutuna yol gösteren bir kriter olduğunu düşünen yazarlar da bulunmaktadır.[1] 

Bu makalede imar planlarında muhtemel hukuka aykırılık nedenleri açıklanacaktır. İmar planlarına karşı açılacak davalarda muhtemel hukuka aykırılık ve iptal nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

Planların Yetkisiz Kamu İdaresi Tarafından Yapılması

Planlara karşı açılan davaların yetki yönünden incelenmesi, dava konusu imar planının yetkili kamu idaresince ve bu kamu idaresinin yetkili organlarınca yapılıp yapılmadığını kapsar. Eğer işlem yetkisiz kamu idaresince ya da bu idarenin yetkisiz organınca yapılmış ise iptal edileceği tabiidir.

Planların Kamu İdaresinin Yetkili Olmayan Birimleri Tarafından Onaylanması

Planların, kamu idaresinin mevzuatla yetkilendirilmiş organları tarafından onaylanması gerekir. Bu kurala uyulmaması, planların iptalinde önemli bir gerekçe teşkil etmektedir.

Planın Yetkili Olmayan Kişiler Tarafından Hazırlanması

İmar planlarının yeterlik belgesine sahip personel tarafından yaptırılması, önemli bir şekil unsurudur. Bu zorunluluğa uyulmaması işlemi şekil yönünden sakat kılar.

3194 sayılı İmar Kanununun 38. maddesine göre halihazır harita ve imar planlarının hazırlanması ve bunların uygulanmasının fenni mesuliyetini; uzmanlık, çalışma konuları ve ilgili kanunlarına göre mühendisler, mimarlar, şehir plancıları üstlenirler.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesine göre imar planlarının, yeterliliği haiz müellifler tarafından kanun ve yönetmelik hükümlerine göre gerekli teknik araştırmalar yapılarak hazırlanması zorunludur. Aynı Yönetmeliğin 31. maddesine göre plan paftası, plan notları, plan raporu bulunmayan ve plan teklifi niteliğini haiz olmayan, müellif tarafından yapılmayan ve imzalanmayan planlar, idarelerin karar mercilerine sunulamaz.

Planlama Alanının Mevzuata Uygun Şekilde Belirlenmemesi

Planlama sürecinin ilk aşamalarından birisi, planlama alanının belirlenmesidir. Normal koşullar altında planlama alanının belirlenmesi konusunda idarenin takdir hakkı söz konusudur. Ancak Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği bazı planlar açısından planlama alanının belirlenmesiyle ilgili önemli kurallar koymuştur. Bu kurallara uyulmaması planların iptali sonucunu doğurabilir.

Uygulama ve nazım imar planları açısından belirli bir planlama alanı zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak uygulama imar planlarının yapıla-bilmesi için nazım imar planlarının varlığı şart olduğu için nazım imar planı olmayan bir alanda uygulama imar planı yapılması hukuka aykırılık teşkil edecektir.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24. maddesine göre uygulama imar planlarının tamamı bir aşamada yapılabileceği gibi sosyal ve teknik altyapı alanı dengeleri gözetilerek etaplar halinde de yapılabilir. Aynı Yönetmeliğin 23. maddesine göre ihtiyaç duyulması halinde, nazım imar planlarında, sosyal ve teknik altyapı alanları ve kamuya ayrılan alan dengeleri gözetilmek suretiyle uygulama imar planlarının yapım etapları belirlenebilir.

Planların Gerekli Verilerin Tam Olarak Toplanmadan Hazırlanması

Planlama süreci; araştırmaların yapılması, sorunların ortaya konulması, veri ve bilgi toplama ile ilgili analiz aşaması; bilgilerin bir araya getirilmesi, birleştirilmesi ve sonuçların değerlendirilmesi ile ilgili sentez aşaması ve plan kararlarının oluşturulması aşamalarından oluşur.

3194 sayılı İmar Kanunu ve Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği de planların hazırlanma sürecinde gerekli verilerin elde edilmesini öngörmüştür. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesine göre, imar planlarının, yeterliliği haiz müellifler tarafından kanun ve yönetmelik hükümlerine göre gerekli teknik araştırmalar yapılarak hazırlanması zorunludur. Bu kapsamda iki tür verinin temin edilmesi gerekmektedir: Birincisi genel anlamda plan-lama alanının yapısına ilişkin veriler ve ikincisi plan alanına yönelik ihtiyaç duydukları eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel tesis, emniyet ve güvenlik vb. hizmet alanlarına ilişkin veriler.

Halihazır Haritası Bulunmayan veya Güncel Olmayan Alanlarda Plan Yapılması

Halihazır harita; bir yerin mevcut durumunu yani gözle görülebilen de-re, tepe, nehir gibi doğal, karayolu, demiryolu, her türlü yapı ve tesis, kanal gibi suni unsurları gösteren haritalardır.

Bu haritalar imar planlarının hazırlanmasına esas teşkil ederler. 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan nazım imar planı ve uygu-lama imar planı tanımlarından, bu iki planın yapılabilmesi için halihazır haritanın yapılmış olmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka ifadeyle halihazır haritası yapılmayan alanlarda nazım ve uygulama imar planı yapılması, tanım gereği mümkün değildir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  İmar Kanunu 18. Madde Uygulamalarına Nasıl Dava Açılır?

Gerekli İzinlerin Alınmaması

Normal şartlar altında plan yapmakla görevli idarelerin, bir taşınmazı (bu taşınmazlar kamu idarelerine ait olsa bile) imar planı kapsamına alabilmek için taşınmaz malikinin iznini almalarına gerek yoktur. Ancak, bazı durumlarda mevzuatta öngörülen şekilde ilgili kamu idaresinden izin alınması gereklidir. Örneğin tarım arazileri ve meralar gibi.

Analiz ve Sentez Yapılmadan Plan Hazırlanması

İmar planları hazırlanırken bilimsel veriler dikkat alınmalıdır. Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 9. maddesi, mekânsal planların yapımında analiz çalışması yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Planlama alanının statüsüne, alanın büyüklüğüne ve kapsamına, yerleşik alan veya gelişme alanı olmasına, planın temellendiği sorunun niteliğine göre; sorun veya ihtiyaç analizine yönelik sektörel ve tematik raporlar, nüfus analizi ve projeksiyonu, yapı ve doku analizi, kentsel risk analizi gibi çalışmalar yapılabilir.

Kurum Görüşlerinin Alınmaması ve Eşik Analizi Yapılmaması

3194 sayılı Kanun’un 8. maddesine, 12.07.2013 tarihli ve 6495 sayılı Kanunla eklenen fıkraya göre; kamu kurum ve kuruluşları veya plan müellifleri; ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından plana ilişkin görüşlerini alır. Kurum ve kuruluşlar, görüşlerini en geç otuz gün içerisinde bildirmek zorundadır. Görüş bildirilmesi için etüt ve analiz gibi uzun süreli çalışma yapılması gereken hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının talebi üzerine otuz günü geçmemek üzere ilave süre verilir. Bu süre içerisinde görüş bildirilmediği takdirde plan hakkında olumsuz bir görüşün bulunmadığı kabul edilir.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 22. maddesi, planların hazırlanmasında eşik analizi yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Maddenin 3. fıkrasına göre imar planlarının hazırlanması sürecinde eşik analizinin yapılması zorunlu olup, plan kararlarının oluşturulmasında temel plan altlığı olarak kullanılır.

Maddeye göre planların hazırlanması sürecinde yerleşilebilir alanların belirlenmesi amacıyla, kurum ve kuruluşlardan alana ilişkin toplanan doğal ve fiziki bilgilerin, alana özgü yapılan etütler ile diğer tüm veriler birlikte değerlendirilmek suretiyle, gerek duyulan ölçeklerde halihazır haritalar üzerinde üst üste çakıştırılması ile eşik analizi hazırlanır.

Kazanılmış Hakların Korunmaması veya Dikkate Alınmaması

Mevcut imar planı sonucu elde edilen kazanılmış hakların dikkate alınması gerekir. Bilindiği üzere imar planları düzenleyici idari işlemlerdir. Bu özellikleri nedeni ile imar planları da diğer idari işlemlerde olduğu gibi idarece değiştirilebilir veya idari yargı tarafından iptal edilebilir. İdari işlemler idare tarafından değiştirilmelerine ya da yargı mercileri tarafından iptal edilmelerine kadar hukuka uygun ve geçerli olarak kabul edilirler ki bu duruma hukuka uygunluk karinesi denir.

Planlama Sürecine Katılımın Sağlanmaması

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7. maddesine göre planların hazırlanmasında plan türüne göre katılım sağlanmak üzere anket, kamuoyu yoklaması ve araştırması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru ve bilgilendirme gibi yöntemler kullanılarak kurum ve kuruluşlar ile ilgili ta-rafların görüşlerinin alınması esastır.

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 14. maddesine göre mekânsal strateji planlarında; planlamayı etkileyecek ve planlamadan etkilenecek kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları, üniversiteler, yerel yöne-timler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile farklı uzmanlık alanlarını içeren çok disiplinli bir yapıda hazırlanması esastır.

Kentsel Asgari Standartların (Sosyal ve Teknik Altyapı İçin Gerekli Alanların) Ayrılmaması

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 8. maddesine, 12.07.2013 tarihli ve 6495 sayılı Kanunla eklenen fıkraya göre; kentsel asgari standartlar, Bakanlıkça belirle-nen esaslar doğrultusunda çevre düzeni planı ile belirlenebilir. Uygulamaya ilişkin kararlar, yörenin koşulları, parselin bulunduğu bölgenin genel özellikleri, yapının niteliği ve ihtiyacı, erişilebilirlik, sürdürülebilirlik, çevreye etkisi dikkate alınarak ve ölçüleri verilerek Bakanlıkça belirlenen esaslara göre uygulama imar planında belirlenir.

Hizmet Etki Alanı ve Yürüme Mesafelerine Uygun Planlama Yapılmaması

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 10. maddesine göre imar planlarında yürüme mesafeleri; eğitim, sağlık ile yeşil alanların hizmet etki alanındaki nüfusun erişme mesafesi topoğrafya, yapılaşma, yoğunluk, mevcut doku, doğal ve yapay eşikler dikkate alınarak planlanır.

Araç Trafiğinin Azaltılması ve Toplu Taşımaya Ağırlık Verilmesi Hususlarına Dikkate Edilmemesi

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesinin 12. fıkrasına göre, imar planlarında araç trafiğinin azaltılması, toplu taşıma ve yaya öncelikli bir ulaşım sisteminin kurgulanması esastır. Toplu taşım araçlarının kullanımının teşvik edilmesi amacıyla park et – devam et sisteminin yaygınlaştırılmasına ve toplu taşım duraklarının veya istasyonlarının bulunduğu etki alanında otopark alanları ayrılması ve birbirine entegre olmasına ilişkin imar planlarında kararlar getirilir.

Çevresel Gürültünün Dikkate Alınmaması

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesine göre, imar planları, varsa stratejik gürültü haritaları ve eylem planları dikkate alınarak hazırlanır ve planlarda bu konuda gerekli tedbirler alınır.

Keza Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin 28. maddesine göre planlama aşamasında; ulaşım, işletme, tesis, eğlence yeri, imalathane, atölye, işyeri gibi planlanan faaliyetler Yönetmeliğin 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 ve 25. maddesinde verilen esas ve kriterlere göre değerlendirilir. Uygun olmayan durum varsa faaliyete izin verilmez.

Planların Planlama Esaslarına Aykırı Olması

Bir alanda imar planı yapılabilmesi için, üst ölçekli planın bulunması her zaman gerekli değildir. Örneğin, nazım ve uygulama imar planlarının yapılabilmesi için çevre düzeni planlarının yapılmış olması gerekmez. 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesi, nazım imar planlarının var ise çevre düzeni planlarına uygun olarak hazırlanacağını öngörmektedir. Bu nedenle, çevre düzeni planı olmayan alanlarda da nazım imar planı yapılabilir.

Buna karşılık, uygulama imar planlarının yapılabilmesi için nazım imar planlarının yapılmış olması gerekir. Çünkü uygulama imar planları; 3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde nazım imar planları esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren planlar olarak tanımlanmıştır.

Kamu Yararı Amacı Dışında Plan ve Plan Değişikliği Yapılması

Amaç unsuru, idari işlemle ulaşılması hedeflenen amaçları ifade eder. Tüm idari işlemlerin kamu yararı amacı ile yapıldığı varsayılır. Ancak planların plan yapan kamu görevlilerine ya da üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacı ile yapılması durumunda kamu yararı ortadan kalmaktadır. Bu konu önceki bölümde açıklanmıştır.

Planların Mevzuata Uygun Şekilde (Pafta, Lejant, Açıklama Raporu, Plan Hükümleri) Oluşturulmaması

Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7. maddesine göre planlar; pafta, gösterim, plan notları ve plan raporu ile bir bütündür. Bu nedenle bir imar planında bütün bu hususların bulunması zorunludur.

Imar Planlarinin Iptal Nedenleri
İmar Planlarının İptal Nedenleri ve Muhtemel Hukuka Aykırılık Nedenleri