İçindekiler
- Tapuda İhtiyati Tedbir Nedir
- İhtiyati Tedbir Talebi Dilekçesi
- İhtiyati Tedbir Dilekçesi Nereye Verilir?
- İhtiyati Tedbirin Şartları
- İhtiyati Tedbir Kararını Kim Verir?
- İhtiyati Tedbir Kararının Türleri
- İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanması
- İhtiyati Tedbir Şerhi Nasıl Kaldırılır?
- İhtiyati Tedbir Kararı Ne Zaman Sona Erer?
- İhtiyati Tedbir Şerhinin Terkini
Tapuda İhtiyati Tedbir Nedir
Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ila 399 uncu maddelerinde düzenlenmiş olup, ihtiyati tedbir şerhi Tapu Sicili Tüzüğü’nün 49 uncu maddesi gereğince tasarruf hakkını yasaklayan şerhlerdendir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesine göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbir kararı; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında verilen tedbir kararlarıdır.
İhtiyati Tedbir Talebi Dilekçesi
Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati Tedbir Dilekçesi Nereye Verilir?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390. maddesine göre, dava açılmadan önce yapılacak talepler davanın esası hakkında görevli olan mahkemeden yapılır. Dava açıldıktan sonra yapılacak talepler ise davanın görüldüğü mahkemeden yapılmalıdır. Tedbir için yapılan talep üzerine mahkeme bu talebi değerlendirir, karşı tarafı da dinler ve bir karar verir.
Talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde, hakim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir.
İhtiyati Tedbirin Şartları
İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Bu yasa hükmüne göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
a) Hakkın Varlığı
İhtiyati tedbirde asıl olan, ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın varlığı ve bir ihtiyati tedbir sebebinin bulunmasıdır.
b) İhtiyati Tedbir Sebebi
Tedbir talep eden taraf, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır (HMK. m.390/3). İspat ölçüsü ise, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralının uygulanmasında hakim, iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğruluğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimalde olsa aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu sebepledir ki ihtiyati tedbire karar verilirken, haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır.
c) Çıkar Dengesi
Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.
d) İhtiyati Tedbir Taleplerinde Teminat
6100 sayılı HMK.nın 392/1 maddesinde ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor veya durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir.
e) Teminatsız İhtiyati Tedbir Yargıtay Kararı
Yargıtay Sekizinci Hukuk Dairesi, 13.05.2013, E: 2013/6173, K: 2013/6983
Davacı ihtiyati tedbir isteminin teminatsız olarak kabulüne karar verilmesini talep ettiğinden teminat konusundaki yasal düzenlemelerinde açıklanması gerekmiştir. Hangi hallerde teminat gösterilmesi gerektiği çeşitli kanun hükümlerinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK.nın 392/1 maddesinde ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmi belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor veya durum ve koşullar gerektiriyorsa mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un “Teminat” başlıklı 48/1 maddesinde “Türk Mahkemesi’nde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanı karşılamak üzere Mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır,” şeklinde düzenleme getirilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrası ise kuralın istisnası olup “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar,” düzenlemesi getirilmiştir. Mevcut yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere davacının yabancılık sıfatına bağlı olan teminat gösterme zorunluluğu karşılıklılık (mütekabiliyet) mevcut ise, teminattan muaf tutmak mecburiyetini gerektirmektedir. Burada mahkemenin takdir hakkı bulunmamaktadır. Türkiye ile davacının (veya davaya katılanın veya icra takibinde bulunanın) mensup olduğu Devlet arasında teminat konusunda karşılıklılık bulunması halinde, teminat gösterme yükümlülüğü ortadan kalkar.
İki taraflı veya çok taraflı milletlerarası sözleşmeler ile karşılıklılık şartı bertaraf edilerek akit Devlet vatandaşlarının teminat gösterme zorunluluğu kaldırılmaktadır. Türkiye’nin de katılmış olduğu bazı iki ve çok taraflı sözleşmelerde de teminata ilişkin hükümler yer almaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler ve uygulamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının mal rejiminden kaynaklanan alacağı ile ilgili olarak açtığı bu davada alacağını güvence altına almak amacıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu, davacının yabancı uyruklu olması nedeniyle ve açıklanan diğer nedenlerle %15 teminat yatırılması koşuluyla ihtiyati tedbir kararı verildiği, teminatın kaldırılması isteminin de aynı gerekçelerle reddedildiği tartışmasızdır. MÖHUK m. 48/2 fıkrasındaki düzenlemeye göre karşılıklılık esasına göre davacının teminattan muaf tutulabileceği, davacı Alman uyruklu ve Almanya’da ikamet etmekte olup Türkiye Cumhuriyeti ile Alman Devleti arasında Hukuki ve Ticari Mevaddı Adliyeye Müteallik Münasebatı Mütekabileye Dair Mukavelenin (Bu anlaşma 15.05.1930 gün ve 1622 sayılı Kanunu ile onaylanmıştır.) 2. maddesine göre “Akit Devletlerden biri Mahakiminde Müddei veya dahili dava olan bu devletlerden birinin tebası bunlardan birinin arazisi dahilinde ikametgah sahibi olmak şartıyla gerek ecnebilik sıfatlarından gerek mahkemesine müracaat ettiği memlekette ikametgahı veya meskeni bulunmamasından naşi her ne nam ile olursa olsun bir güna kefalet itası veya teminat akçesi tevdii ile mükellef tutulmayacaklardır,” düzenlemesine göre teminattan muaftır. Kaldı ki, dava konusu taşınmazların tapu kaydı üzerine uygulanacak olan tedbir sebebiyle davalı mağdur olmayacak ve taşınmazlardan yine yararlanacaktır.
Sonuç olarak; Alman Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki sözleşmede düzenlenen karşılıklılık esası ve tedbire konu taşınmazların dava konusu olması karşısında tarafların menfaat dengesi ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde, davacının teminatsız olarak tedbir talebinin kabulü ile HMK.nın 389. ve devamı maddeleri ile 391/3. maddesi gereğince taşınmazların tapu kaydına başkasına devrinin önlenmesi yönünden davalı oldukları bildirilerek geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbir kararı uygulanması gerekirken yukarıda açıklanan nedenlerle ret kararı verilmiş olması doğru olmamıştır.
İhtiyati Tedbir Kararını Kim Verir?
Kanun koyucu, ihtiyati tedbir hakkında karar verecek olan hakime geniş bir takdir alanı bırakmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararda belirtmelidir. Ayrıca verilecek ihtiyati tedbir kararının da uyuşmazlığın esasını çözümler nitelikte olmaması gerekir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir.
İhtiyati Tedbir Kararının Türleri
İhtiyati tedbir kararları, sınırlı olarak sayılmamıştır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 390. maddesine göre, mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir.
İhtiyati tedbir kararında; a) İhtiyati tedbir talep edenin, varsa kanuni temsilcisi ve vekilinin ve karşı tarafın adı, soyadı ve yerleşim yeri ile talep edenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, b) Tedbirin, açık ve somut olarak hangi sebebe ve delillere dayandığı, c) Tereddüde yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği, ç) Talepte bulunanın, ne tutarda ve ne türde bir teminat göstereceği, yazılır.
İhtiyati tedbir talebinin reddi kararı gerekçeli olarak verilir ve bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir. Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf da kanun yoluna başvurabilir. Bu başvurular öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır.
İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanması
a) Genel Olarak
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 393. maddesine göre ihtiyati tedbir kararının uygulanması, bu kararın, tedbir isteyen tarafa tefhim veya tebliğinden itibaren bir hafta içinde talep edilmek zorundadır. Aksi halde, kanuni süre içinde dava açılmış olsa dahi, tedbir kararı kendiliğinden kalkar. Bu maddede ihtiyati tedbirin nasıl ve hangi sürede yerine getirileceği düzenlenmiş bulunmaktadır. Maddede tedbirin uygulanması ile ilgili tüm hususlar belirtilmeye çalışılmıştır.
İhtiyati tedbirin uygulanması bakımından 1086 sayılı Kanunda açık bir süre öngörülmemiştir. Oysa, ihtiyati hacizde uygulama için bir süre kabul edilmiştir. Geçici hukuki koruma niteliğindeki ihtiyati tedbirin çok uzun süre uygulanmadan ayakta kalması, kötüye kullanıma açık bir durum ortaya çıkarmakta ve bu hal tedbir alma amacına da aykırı düşmektedir. Bu sebeple, maddenin birinci fıkrasında, tedbirin belirli bir süre içinde uygulanması, aksi halde tedbir kararının kendiliğinden kalkması kabul edilmiştir. Tedbirin gereğinin bir an önce yerine getirilmesini sağlamak için, tedbir kararını alan, asıl davasını açmış ancak süresinde uygulamamışsa bu durumda da tedbirin kalkması öngörülmüştür. Tedbirin ayakta kalması için, süresinde uygulanmasının talep edilmesi yeterli sayılmıştır. Zira, taraf üzerine düşeni yaptıktan sonra, ilgili merciin geç uygulamış olması durumunda taraf aleyhine bir sonuç doğmamalıdır.
Maddenin ikinci fıkrasında, tedbirin nerede ve hangi organ tarafından yerine getirileceği düzenlenmiştir. Buna göre, tedbir kararının uygulanması, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesinden talep edilir. Mahkeme, kararında belirtmek suretiyle, tedbirin uygulanmasında, yazı işleri müdürünü de görevlendirebilir. Fıkraya göre, tedbirin uygulanması, mahkeme kararında belirtilmişse, yazı işleri müdürü tarafından da sağlanabilir. Bunun dışında tedbir kararının uygulanması, icra dairesinden istenecektir. Yetkili icra dairesi de, hukuken ve fiilen en kolay olacak şekilde düzenlenmiştir. Buna göre tedbirin uygulanması talep edilecek icra dairesi, kararı veren mahkemenin yargı çevresinde bulunan veya tedbir konusu mal ya da hakkın bulunduğu yer icra dairesidir.
İhtiyati tedbir kararının uygulanması için, gerekirse zor kullanılabilir. Zor kullanmak hususunda, bütün kolluk kuvvetleri ve köylerde muhtarlar, uygulamayı gerçekleştirecek memurun yazılı başvurusu üzerine, kendisine yardım etmek ve emirlerine uymakla yükümlüdürler. Bu hüküm, İcra ve İflas Kanunundaki düzenlemeyle paralellik arz etmektedir.
Dördüncü fıkrada ihtiyati tedbirin uygulanmasının sağlıklı yürütülmesi için ihtiyati tedbiri uygulayan memurun, bir tutanak düzenleyeceği açıkça belirtilmiştir. İhtiyati tedbiri uygulayan memur, bir tutanak düzenler. Bu tutanağa, tedbir konusu ve bulunduğu yer, ayrıca tedbir konusu ile ilgili her türlü iddianın geçirilmesi gerekir. Bu tutanakta, tedbir konusu ve bulunduğu yer gösterilir; tedbir konusu ile ilgili her türlü iddia bu tutanağa geçirilir. Tedbiri uygulayan memur, bu tutanağın bir örneğini tedbir sırasında hazır bulunmayan taraflara ve duruma göre üçüncü kişiye tebliğ eder.
Beşinci fıkrada, tedbir kararı hakkında kanun yoluna başvurulması durumunda, ihtiyati tedbirin uygulanmasını mümkün kılmak için, tedbire ilişkin dosya ve delillerin sadece örneklerinin kanun yolu için başvurulan mahkemeye gönderileceği düzenlenmiştir. Zira, kanun yoluna başvurulması, tedbirin uygulanmasını durdurmamaktadır. İhtiyati tedbir kararları hakkında kanun yoluna başvurulması halinde, tedbire ilişkin dosya ve delillerin sadece örnekleri ilgili mahkemeye gönderilir.
b) Tapuda İhtiyati Tedbir Kararının Uygulanması
İhtiyati tedbir yazısının fiziki ortamda gönderilmesi halinde tapu müdürlüğünce yazının alındığı gün, saat ve dakikasının üzerinde belirtilerek yetkili müdür yardımcısı veya memur tarafından ad ve soyadı yazılarak imzalanması, aynı şekilde tebliğ belgesine de tapu müdürlüğünce ihtiyati tedbir yazısının alındığı gün, saat ve dakikasının yazılarak imza edilmesi gerekir.
c) İhtiyati Tedbir Şerhi Satışa Engel Mi?
İhtiyati tedbire ilişkin hükümler HMK 389 ila 399 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ila 399 uncu maddelerinde düzenlenmiş olup, ihtiyati tedbir şerhi Tapu Sicili Tüzüğü’nün 49 uncu maddesi gereğince tasarruf hakkını yasaklayan şerhlerdendir.
İhtiyati tedbir şerhinin tasarrufu yasaklayıcı şerhlerden olması nedeniyle bu şerhin bulunduğu taşınmaz üzerinde üçüncü şahıs lehine ayni veya şahsi hak doğurucu herhangi bir işlem yapılmamalıdır.
ç) İhtiyati Tedbir Şerhi Miras Yoluyla İntikale Engel mi?
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303’üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesin hüküm, tarafların külli halefleri hakkında da geçerli olduğundan ihtiyati tedbir şerhi bulunan taşınmazda intikal işlemi yapılabilir. (https://www.tkgm.gov.tr/sites/default/files/2021-06/%C4%B0htiyati%20tedbir%20%C5%9Ferhi3.pdf)
d) İhtiyati Tedbir Şerhi Konulmuş Taşınmaza Satış Vaadi Şerhi de Konulabilir Mi?
Kullanıcılarımızdan gelen bir soruda, “ihtiyati tedbir şerhi konulmuş taşınmaza satış vaadi şerhi de konulup konulmayacağı” sorulması üzerine, konuyu açıklama ihtiyacı hissettim.
d.1) Satış Vaadi Sözleşmesi Nedir?
Satış vaadi sözleşmesi ise; bir taşınmazın sözleşmede kararlaştırılan koşullarla ilerideki bir zaman diliminde satışını ve mülkiyetinin devredilmesini amaçlayan ve iki tarafa da borç yükleyen sözleşmelerdendir. Taşınmaz satış sözleşmesi, sözleşmede kararlaştırılan zamanda satış sözleşmesi yapılmasının taahhüt edilmesidir.
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile vaad eden (vaad borçlusu) belli bir taşınmazı satmayı, vaad alan da ( vaad alacaklısı) bu taşınmazı satın almayı taahhüt eder. Böylece her iki taraf karşılıklı borçlanmış olurlar, bu özelliği itibari ile taşınmaz satış vaadinden doğan haklar karşılıklı iki kişi tarafından ileri sürülebilen nispi nitelikteki haklardır. Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi örneği için şu linke bakınız: Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi Örneği
d.2) Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin Tapuya Şerhi
Satış vaadi sözleşmesinin şerhi, noterce düzenlenmiş, bir taşınmaz malın ilerideki bir tarihte satışını taahhüt eden sözleşmenin tapu siciline şerh verilmesidir.
Gayrimenkul (taşınmaz satış vaadi) sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanununun 1009. maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi mümkündür. Söz konusu maddeye göre (1) Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, gerialım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerh edilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerh edilebilir. (2) Bunlar şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı ileri sürülebilir.
d.3) İhtiyati Tedbir Konulan Taşınmazın Tapu Kütüğüne Satış Vaadi Sözleşmesi Şerhi De Konulabilir Mi?
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün bu konudaki yaklaşımı olumludur. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’ne göre ihtiyati tedbir konulan taşınmazın tapu kütüğüne satış vaadi sözleşmesi şerhi de konulabilir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Tapu Dairesi Başkanlığı’nın 27.03.2020 tarihli ve E.562264 sayılı yazısına göre “Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 15.10.2019 tarihli 73640249-045.02[02]-568-2019-E.488/24794 sayılı yazısı gereğince, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ön akit niteliğinde olup, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde ifa edilmiş bir edimin olmaması, sadece vaat edilmiş bir edimin söz konusu olması sebebiyle, noter tarafından düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan birinin istemi üzerine sözleşmenin tapu siciline şerh edilmesi mümkündür.” Yazının tamamına yazının sonunda yer veriyoruz.
İhtiyati Tedbir Şerhi Nasıl Kaldırılır?
a) İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 394. maddesinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz ve bu itiraz üzerine başvurulacak kanun yolları düzenlenmiştir. Birinci fıkrada, karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararına karşı diğer tarafın itiraz edebileceği belirtilmiştir. Zira karşı taraf dinlenmeden tedbire karar verilmişse onun hukuki dinlenilme hakkının sağlanması ve kendi haklarını koruyabilmesi bakımından verilen karara itiraz edebilmesi gerekir. Fıkrada ayrıca kural olarak itirazın icrayı durdurmayacağı, ancak mahkemenin aksine de karar verebileceği belirtilmiştir.
İtiraz bakımından ihtiyati tedbir kararı verilirken duruşma yapılmış veya yapılmamış olması ayrımına gidilmemiştir. Böylece, kendisinin hazır bulunduğu duruşmada dinlenerek karar verilmiş olsa dahi, karşı tarafın itiraz yoluna başvurması mümkündür. Çünkü, itiraz, tedbire karşı başvurulan bir hukuki çaredir. Bu çareden, karar verilirken dinlenilsin veya dinlenilmesin karşı tarafı yararlandırmak gerekir.
b) İhtiyati Tedbir Kararına Kimler İtiraz Edebilir?
İhtiyati tedbir kararına karşı taraf itiraz edebilir. Ayrıca ihtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler.
İhtiyati tedbirden sadece karşı taraf değil, üçüncü kişiler de etkilenebilir. İhtiyati tedbirin uygulanmasından üçüncü kişilerin etkilenmesi ve zarar görmesi çok sık rastlanan bir durumdur. Böyle bir ihtimal karşısında 1086 sayılı Kanunda üçüncü kişiler için başvurulacak bir imkan tanınmamıştır. Bu fıkra ile üçüncü kişilere itiraz yoluna başvurma imkanı verilmiştir. Ancak, üçüncü kişilerin, bu imkanı kullanmaları için ihtiyati tedbirin uygulanmasının menfaatlerini etkilemesi gerekir. Ayrıca, üçüncü kişiler ihtiyati tedbir şartları ve teminat konusunda itiraz yoluna başvurabilirler. Üçüncü kişilerin itiraz süresi, ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren başlamaktadır.
c) İhtiyati Tedbir Kararına Nerede İtiraz Edebilir?
İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir.
d) İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz Dilekçesi
İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Böylece, itirazın ciddi ve incelemeye elverişli şekilde ileri sürülmesinin sağlanması amaçlanmıştır. Tedbir kararı verilirken taraflar dinlenmemiş olsa dahi, itiraz üzerine tedbirin tarafları ve ilgili üçüncü kişiler dinlenmeleri için davet edilmelidir. Bu, itiraz üzerine tedbir hakkında daha sağlıklı karar verilmesi ve aynı zamanda hukuki dinlenilme hakkının gerçekleştirilmesi için gereklidir. Bununla birlikte davete rağmen ilgililer gelmezse, mahkeme dosya üzerinden inceleme yaparak da karar verebilir. Zira, geçici hukuki korumanın kısa sürede açıklığa kavuşturulması gerekir. İtiraz üzerine mahkeme, yaptığı inceleme sonunda, tedbir kararını tamamen kaldırabilir veya değiştirebilir.
………….. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NE …………………… | |
DOSYA NO | |
İHTİYATİ TEDBİRE İTİRAZ EDEN | |
VEKİLİ | |
KARŞI TARAF | |
VEKİLİ | |
DAVA KONUSU | İhtiyati tedbir kararının kaldırılması veya değiştirilmesi talebidir. |
İTİRAZ NEDENLERİ | Müvekkil Ankara ilinde bulunan X matbaasının sahibidir. Matbaa makinalarının muhafaza altına alınması telafisi imkansız zararlar doğurabilecektir. Matbaada basılan kitapların çıkmama ihtimali yüksek olduğu gibi matbaada çalışan işçiler işsiz kalacaktır. Ayrıca matbaa firması taahütlerini yerine getiremeyeceğinden telafisi imkansız zararlar meydana gelecektir. |
HUKUKSAL NEDENLER | Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri. |
SONUÇ | Yukarıda açıklanan nedenlerle matbaa makinalarının muhafazasına ilişkin tedbirin kaldırılmasına karar verilmesini talep eder ve gerekli görüldüğü takdirde dava konusu alacak miktarı kadar gayrimenkul teminatı göstermeye hazır olduğumuzu beyan ederiz. |
İTİRAZ EDEN VEKİLİ
|
Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir.
İhtiyati Tedbir Kararı Ne Zaman Sona Erer?
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında ihtiyati tedbir şerhi kalkmış veya kaldırılmış ise şerhi koyduran mahkeme tarafından bu durumun yazı ile bildirilmesi halinde ihtiyati tedbir şerhi tapu sicilinden terkin edilir.
İhtiyati Tedbir Şerhinin Terkini
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında ihtiyati tedbir şerhi kalkmış veya kaldırılmış ise şerhi koyduran mahkeme tarafından bu durumun yazı ile bildirilmesi halinde ihtiyati tedbir şerhi tapu sicilinden terkin edilir.
İhtiyati tedbir kararlarının etkisi mahkeme kararında aksi belirtilmediği takdirde nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Ancak mahkeme tedbirin nihai karar ile birlikte kaldırılmasına da karar verebilir. Bu durumda şerhin terkini için nihai karar ile birlikte mahkemenin yazısı aranır.
Mahkemece dava kabul edilerek davacının lehine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş ise dosyasından konulmuş olan ihtiyati tedbir şerhinin mahkeme kararının infazı ile birlikte terkin edilmesi, kararın tescilinin talep edilmemesi durumunda ise ihtiyati tedbir şerhinin terkin edilmemesi gerekir. Bununla birlikte, mahkemece dava reddedilmiş ve karar kesinleşmiş ise yine ihtiyati tedbir şerhinin terkin edilmesi gerekir.
İhtiyati tedbir şerhi ayni veya kişisel hak niteliğinde olmadığından ihtiyati tedbir şerhini sona erdiren terkin yazısının Tapu Sicili Tüzüğü’nün 88 inci maddesi hükmü kapsamında gönderilmesi zorunlu değildir.
T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Tapu Dairesi Başkanlığı
Sayı :23294678-010.07.02-E.562264 * 27.03.2020
Konu :İhtiyati Tedbir Şerhi
DAĞITIM YERLERİNE
İlgi : a) 29.03.2012 tarihli B.09.1.TKG0100001-010.07/5-2465 sayılı Duyuru.
b) 03.10.2012 tarihli B.09.1TKG0100001-010.07/5-8255 sayılı Duyuru.
Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 389 ila 399 uncu maddelerinde düzenlenmiş olup, ihtiyati tedbir şerhi Tapu Sicili Tüzüğü’nün 49 uncu maddesi gereğince tasarruf hakkını yasaklayan şerhlerdendir.
1-İhtiyati Tedbir Yazısının Alınması ve Şerhi
İhtiyati tedbir yazısının fiziki ortamda gönderilmesi halinde tapu müdürlüğünce yazının alındığı gün, saat ve dakikasının üzerinde belirtilerek yetkili müdür yardımcısı veya memur tarafından ad ve soyadı yazılarak imzalanması, aynı şekilde tebliğ belgesine de tapu müdürlüğünce ihtiyati tedbir yazısının alındığı gün, saat ve dakikasının yazılarak imza edilmesi gerekir.
Fiziki olarak veya elektronik ortamda ihtiyati tedbir yazısının alınmasından sonra tapu müdürlüğünce şerh için gerekli işlemler ivedilikle yapılır.
2-İhtiyati Tedbir Şerhinden Sonraki İşlemler
İhtiyati tedbir kararının tapu siciline şerh verilmesinden sonra taşınmaz üzerine kısıtlayıcı veya yasaklayıcı şerh (haciz, kamu haczi veya ihtiyati haciz v.b) konulursa ihtiyati tedbir şerhini koyduran mahkemeye bilgi verilir. 07.03.2015 tarihli Resmi Gazetede Yayımlanan Tapu ve Kadastro Verilerinin Paylaşımı Hakkında Yönetmelik ve İdaremizin 23.06.2015 tarihli ve 2015/4 (1766) sayılı Genelgesi gereğince elektronik ortamda haciz işlenirse veri paylaşım protokolleri uyarınca kayıt sorgulamaları yapılacağından, tapu müdürlüğünce mahkemeye ayrıca bildirimde bulunulmayacaktır.
İhtiyati tedbir şerhinin amacı mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin güç veya tamamen imkansız hale gelmesini önlemek olduğundan ihtiyati tedbire konu olan taşınmaza ilişkin mahkeme kararının tescili ile birlikte ihtiyati tedbir şerhinden sonra konulmuş olan önceki malik üzerindeki haciz/ihtiyati haciz şerhleri de terkin edilerek sonucundan ilgili kuruma bilgi verilir.
İhtiyati tedbir şerhinin tasarrufu yasaklayıcı şerhlerden olması nedeniyle bu şerhin bulunduğu taşınmaz üzerinde üçüncü şahıs lehine ayni veya şahsi hak doğurucu herhangi bir işlem yapılmamalıdır. Bu durumun istisnaları; a- İntikal: Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 303’üncü maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kesin hüküm, tarafların külli halefleri hakkında da geçerli olduğundan ihtiyati tedbir şerhi bulunan taşınmazda intikal işlemi yapılabilir.
b-Satış Vaadi Sözleşmesi: Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 15.10.2019 tarihli 73640249-045.02[02]-568-2019-E.488/24794 sayılı yazısı gereğince, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ön akit niteliğinde olup, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde ifa edilmiş bir edimin olmaması, sadece vaat edilmiş bir edimin söz konusu olması sebebiyle, noter tarafından düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinde aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan birinin istemi üzerine sözleşmenin tapu siciline şerh edilmesi mümkündür.
Bu işlemlerin sonucundan ihtiyati tedbir şerhini koyduran mahkemeye bilgi verilir.
Kat irtifakı/kat mülkiyeti tesisi/terkini, cins değişikliği, ayırma, birleştirme ve benzeri işlemler tedbirin etkisini ortadan kaldırabilecek nitelikte işlemler olduğundan tedbir kararı veren mahkemenin izni ile gerçekleştirilebilecektir.
İhtiyati tedbir şerhi bulunan taşınmazdaki cebri satış taleplerinin tescili için ilgili mahkemenin ihtiyati tedbir şerhinin kaldırıldığı veya cebri satışın tesciline muvafakat edildiğine ilişkin yazısının aranılması gerekir
3-İhtiyati Tedbir Şerhinin Terkini
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kapsamında ihtiyati tedbir şerhi kalkmış veya kaldırılmış ise şerhi koyduran mahkeme tarafından bu durumun yazı ile bildirilmesi halinde ihtiyati tedbir şerhi tapu sicilinden terkin edilir.
İhtiyati tedbir kararlarının etkisi mahkeme kararında aksi belirtilmediği takdirde nihai kararın kesinleşmesine kadar devam eder. Ancak mahkeme tedbirin nihai karar ile birlikte kaldırılmasına da karar verebilir. Bu durumda şerhin terkini için nihai karar ile birlikte mahkemenin yazısı aranır.
Mahkemece dava kabul edilerek davacının lehine karar verilmek suretiyle kesinleşmiş ise dosyasından konulmuş olan ihtiyati tedbir şerhinin mahkeme kararının infazı ile birlikte terkin edilmesi, kararın tescilinin talep edilmemesi durumunda ise ihtiyati tedbir şerhinin terkin edilmemesi gerekir. Bununla birlikte, mahkemece dava reddedilmiş ve karar kesinleşmiş ise yine ihtiyati tedbir şerhinin terkin edilmesi gerekir.
İhtiyati tedbir şerhi ayni veya kişisel hak niteliğinde olmadığından ihtiyati tedbir şerhini sona erdiren terkin yazısının Tapu Sicili Tüzüğü’nün 88 inci maddesi hükmü kapsamında gönderilmesi zorunlu değildir.
İlgi (a) ve (b) Duyurular yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgi ve gereği ile bu duyurunun Bölge Müdürlüğünüze bağlı tapu müdürlüklerine iletilmesini rica ederim.
Mehmet Zeki ADLI Genel Müdür V.