1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

Kıyılarda ve Dolgu Alanlarında Ecrimisil İşlemleri


Kıyılarda ve dolgu alanlarındaki izinsiz kullanımdan dolayı Milli Emlak ecrimisil alabilir mi konusu pek çok uyuşmazlığa neden olmaktadır.

Kıyılarda Ecrimisil

Kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu için bu taşınmazlardan ecrimisil alınmasında duraksama yoktur. Danıştay da pek çok kararında (örneğin Danıştay 10. Dairesi, E: 1992/2421, K: 1994/1092 kıyıya şemsiye, şezlong koyulması ya da başka şekilde kullanılması durumunda ecrimisil alınabileceğine karar vermiştir. Danıştay kararlarına göre herkesin eşit şekilde yararlanma hakkını sınırlayarak, şezlong ve şemsiye konulması kumsal alanının işgali olup bu işgal nedeniyle ecrimisil istenilmesinde hukuka aykırılık yoktur.

336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği de bu alanlardan ecrimisil alınmasını öngörmektedir: “Kıyı kenar çizgisi içerisinde (kıyıda) kalan taşınmazların üzerine deniz, güneş ve kumsaldan yararlanılması amacıyla şezlong, gölgelik, soyunma kabini ve duş konulması, yeşil alan düzenlemesi yapılması, sportif ve eğlence aktivitelerinin yapılabileceği alanlar oluşturulması, yiyecek ve içecek servisi yapılması amacıyla takılabilir, sökülebilir ve taşınabilir elemanlarla basit nitelikte yapı (lokanta, çay bahçesi, kafeterya vb. tesisler hariç) yapılması gibi izinsiz kullanımların tespit edilmesi halinde, bu taşınmazları izinsiz kullananlar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın ecrimisil bedeli; bedel tespit komisyonu tarafından tespit ve takdir edilir.

Bu alanların sadece turistik amaçlarla değil, bunların dışındaki amaçlarla işgali halinde de ecrimisil alınması gerekmektedir. 336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği ne göre kıyı ve sahil şeritleri ile dolgu alanlarında yukarıda belirtilen kullanımlar dışında izinsiz kullanımın tespiti halinde; işgalin şekli, bu alanların konumu ve kullanımlarından elde edilecek gelir düzeyi de dikkate alınarak ecrimisil tespit ve takdir edilir.

Deniz turizmi araçlarının bağlanması amacıyla mendireklerle çevrilmiş deniz yüzeyinde ise, kara parçası için tespit edilen ecrimisil bedelinin yüzde onu esas alınmak suretiyle ecrimisil tespit ve takdir edilir.

Kıyı, sahil şeridi ile dolgu alanlarında beton, kayraktaş vb. kaplama elemanlar ile zemin düzenlemesi yapılmak suretiyle kullanımının tespit edilmesi halinde; bu tür kullanımların öncelikle tahliyesi esas olup, tahliye işlemi gerçekleştirilinceye kadar ecrimisil takibatı yapılır.

336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine göre çeşitli amaçlar için kullanılan iskeleler için de ecrimisil tespit, takdir ve tahsilatı yapılır.

Bakanlığımızın 2008-61816 sayılı Milli Emlak Genel Yazısına göre “Kıyı ve sahil şeridinin kullanılmasına ve bu kapsamda kalan taşınmazlardan yararlanmaya ilişkin hususlar 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikle belirlenerek ayrı bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. 3621 sayılı Kıyı Kanununun 5 inci maddesinde de belirtildiği üzere, kıyılar Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunmaktadır. 3621 sayılı Kıyı Kanunu kapsamında kalan taşınmazların, nitelikleri ve kullanımları kısıtlanmış, kullanma ve faydalanma biçimi sınırlandırılmıştır, Dolayısıyla ecrimisil bedelinin tespitinde, anılan Kanuna tabi bulunmayan ve benzer nitelikte o taşınmazların, emsal alınması mümkün bulunmamaktadır”

Belediyelerin Şezlong Koyması Halinde Ecrimisil

Danıştay İDDK, E: 2000/1200, K: 2002/848 sayılı kararında, belediyenin, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kurumsal alanını işgal ettiğinden bahisle fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesinin hukuka uygun bulunmadığına karar vermiştir. Kararda şu hususlar vurgulanmıştır:

“Danıştay Altıncı Dairesinin 10.12.1999 günlü, E:1998/7093, K:1999/6411 sayılı bozma kararında açıklandığı üzere; 1580 sayılı Belediye Kanununun 1.maddesinde, Belediyenin, beldenin ve belde sakinlerinin mahalli mahiyette müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tanzim ve tasviye ile mükellef hükmi şahsiyet olduğu belirlendikten sonra; 15. maddenin 56. fıkrasında, belediyeye ait ılıcaları işletmek, deniz hamamları ve her nevi yıkama müesseseleri açmak, açılmasına ruhsat verilenlere nezaret etmek, belediyelerin görevleri arasında sayılmıştır.

Anayasanın 43. maddesinde, kıyıların Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu hükmü yer almakta; 3621 sayılı Kıyı Kanununun 5.maddesinde de Anayasanın anılan hükmüne paralel bir düzenlemeyle Kıyıların, Devletin hüküm ve tasarrufu altında herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açık olduğu kurala bağlanmış bulunmaktadır. Sözü edilen Yasa maddelerinden anlaşılacağı üzere halk plajları açmak, işletmek ve bunlardan halkın eşit, düzenli ve sağlıklı bir şekilde yararlanmalarını sağlamak, toplumun ortak ve medeni gereksinimlerini karşılamak, belediyelerin görevleri arasında bulunmakta, güneşlenen ve denize girenlere belli bir ücret karşılığında da olsa şemsiye ve şezlong kiralanması faaliyetinin toplumun kıyılardan yararlanması amacına yönelik olduğu görülmektedir.

Devletin özel mülkiyetinde veya hüküm ve tasarruf altında bulunan taşınmaz mallardan ecrimisil alınabilmesi, taşınmazın 2886 sayılı Yasadaki tanıma uygun olarak işgal edilmesi koşuluna bağlı olduğundan, ve yukarıda açıklandığı üzere gördüğü kamu hizmeti nedeniyle şemsiye ve şezlong kiralayan belediyenin bu faaliyetinin işgal, kendisinin de fuzuli şagil olarak nitelendirilerek ecrimisil tahakkuk ettirilmesi hukuka uygun bulunmadığından, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet görülmemiştir.”

Kıyılarda Turistik Amaçlı İşgallerde Ecrimisil Bedeli

336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine göre kıyı kenar çizgisi içerisinde (kıyıda) kalan taşınmazların üzerine deniz, güneş ve kumsaldan yararlanılması amacıyla şezlong, gölgelik, soyunma kabini ve duş konulması, yeşil alan düzenlemesi yapılması, sportif ve eğlence aktivitelerinin yapılabileceği alanlar oluşturulması, yiyecek ve içecek servisi yapılması amacıyla takılabilir, sökülebilir ve taşınabilir elemanlarla basit nitelikte yapı (lokanta, çay bahçesi, kafeterya vb. tesisler hariç) yapılması gibi izinsiz kullanımların tespit edilmesi halinde, bu taşınmazları izinsiz kullananlar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın ecrimisil bedeli; yılı içerisinde T.C. Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından belirlenen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayımlanan Birim Maliyetler Listesi’nin “Günübirlik Tesisi Açık Alan Düzenlemesi” için öngörülen metre kare birim bedelinin kullanıma konu olan taşınmazın yüzölçümü ile çarpılması suretiyle bulunacak rakamın yüzde yirmibeşi ile varsa bu taşınmazların, yoksa en yakın emsal taşınmazın emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin yüzde birinin toplamından aşağı olmamak üzere, Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen yerlerden sorulmak suretiyle bedel tespit komisyonu tarafından tespit ve takdir edilir.

336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine göre deniz, güneş ve kumsaldan yararlanma veya sportif ve eğlence aktivitelerinin yapılması amacıyla kullanılan iskeleler için yukarıda anlatılan şekilde ecrimisil alınmalıdır.

Kıyılarda Turistik Olmayan İşgallerde Ecrimisil Bedeli

336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine göre, kıyı ve sahil şeritleri ile dolgu alanlarında turistik kullanımlar dışında izinsiz kullanımın tespiti halinde; işgalin şekli, bu alanların konumu ve kullanımlarından elde edilecek gelir düzeyi de dikkate alınarak bedel tespit komisyonu tarafından ecrimisil tespit ve takdir edilir. Deniz turizmi araçlarının bağlanması amacıyla mendireklerle çevrilmiş deniz yüzeyinde ise, kara parçası için tespit edilen ecrimisil bedelinin yüzde onu esas alınmak suretiyle ecrimisil tespit ve takdir edilir.

336 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğine göre turistik amaçlar dışında kullanılan iskeleler için (yükleme-boşaltma gibi) ise yukarıda anlatılan şekilde ecrimisil tespit, takdir ve tahsilatı yapılır.

Kıyılarda Ecrimisilde En Az Tutar

Bakanlığımızın 2008-61816 sayılı Milli Emlak Genel Yazısında, denizden doldurulmak suretiyle ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu gereğince kullanımları kısıtlanmış olan dolgu sahalarının emlak vergisine esas asgari birim değeri olmaması nedeniyle, en yakın taşınmazın emlak vergisizin esas alındığı, dolgu alanlarının niteliği gereği rayiç değerinin en yakın taşınmazın emlak vergisine esas asgari birim değerinin altında olduğu, bu itibarla en yakın taşınmazın emlak vergisine esas asgari birim değeri yerine, kiraya verilecek dolgu alanlarının rayiç değerlerinin esas alınması gerektiği, belirtilmiştir.

Kıyı Kanunu Kapsamında Kalan ve ÖÇK Olan Yerlerde Ecrimisil İşlemleri

Hem kıyıda hem de korunan alanlarda kalan alanlarda ecrimisil işlemleri Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 17.09.2014 tarihli ve 9279 sayılı Genelgesiyle de bu alanlardan Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından ecrimisil alınacak vurgulanmıştır.

Bilindiği üzere; 2011 yılında yayımlanarak yürürlüğe giren 644 sayılı “Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ile Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü kurulmuştur. 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 109. maddesinde de “e) Tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgelerine ilişkin olarak; bu alan ve bölgelerde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlere ilişkin her türlü tasarrufta bulunmak, işletmek, işlettirmek ve kullanım izinlerini vermek” yetkisi Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğüne verilmiştir.

Bu kapsamda 02.05.2013 tarih ve 28635 sayılı Resmi Gazetede “Tabiat Varlıkları ve Doğal Sit Alanları İle Özel Çevre Koruma Bölgelerinde Bulunan Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki Yerlerin İdaresi Hakkında Yönetmelik” yayımlanmıştır. Anılan Yönetmeliğin 67. maddesinde “İdarenin tasarrufundaki taşınmazların izinsiz kullanılması halinde ecrimisil işlemleri İdarece yürütülür.” denilmektedir.

Yönetmelik kapsamındaki alanlarda ecrimisil işlemlerinin nasıl yürütüleceği ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığının 17.09.2014 tarihli ve 9279 sayılı Genelgesiyle açıklanmıştır.

Ancak Yönetmeliğin “Kıyı Kanunu kapsamında kalan yerlerde ecrimisil işlemleri” başlıklı 9. bölümünde Kıyı Kanunu kapsamına giren alanlarda ecrimisil işlemlerinin kurumlarınca (Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü) yürütüleceği belirtilmiştir.

Genelgenin ilgili bölümü şöyledir: “(a) 4/4/ 1990 tarihli ve 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile 3/8/1990 tarihli ve 20594 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Kıyı Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümleri kapsamında ve kıyı kenar çizgisi içerisinde (kıyıda) kalan taşınmazların üzerine deniz, güneş ve kumsaldan yararlanılması amacıyla şezlong, gölgelik, soyunma kabini ve duş konulması, yeşil alan düzenlemesi yapılması, sportif ve eğlence aktivitelerinin yapılabileceği alanlar oluşturulması, yiyecek ve içecek servisi yapılması amacıyla takılabilir, sökülebilir ve taşınabilir elemanlarla basit nitelikte yapı (lokanta, çay bahçesi, kafeterya vb. tesisler hariç) yapılması gibi izinsiz kullanımların tespit edilmesi halinde, bu taşınmazları izinsiz kullananlar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın ecrimisil bedeli; yılı içerisinde T.C. Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından belirlenen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayımlanan Birim Maliyetler Listesi’nin “Günübirlik Tesisi Açık Alan Düzenlemesi” için öngörülen metre kare birim bedelinin kullanıma konu olan taşınmazın yüzölçümü ile çarpılması suretiyle bulunacak rakamın yüzde yirmibeşi ile varsa bu taşınmazların, yoksa en yakın emsal taşınmazın emlak vergisine esas asgari metrekare birim değerinin yüzde birinin toplamından aşağı olmamak üzere, 2886 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde belirtilen yerlerden sorulmak suretiyle bedel tespit komisyonu tarafından tespit ve takdir edilir.”

Hem Korunan Alan, Hem de Kıyıda Kalan Hazine Özel Mülkiyetindeki Taşınmazlarda Ecrimisil Alma Yetkisi

Hem kıyıda hem de aynı zamanda özel çevre koruma bölgesinde de kalan fakat tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlarda kira, irtifak ve ecrimisil işlemlerinin kim tarafından yapılacağı konusu net değildir. Bu taşınmazların kıyıya terk edilmesi gerekmektedir.

Bu konuda Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı tarafından yayımlanan 2010/1 sayılı Genelgeye göre Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde kıyıda, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlarda yer alan ancak tapuda hazine adına kayıtlı devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların Kıyı Kanunu gereği kamuya terk işlemlerinin tamamlanıncaya kadar “Özel Çevre Koruma Bölgelerinde bulunan hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar” hükmü gereğince bu alanların kiraya verilmesine ve sınırlı ayni hak tesisine ilişkin işlemler ile işgali halinde ecrimisil takibatı ve tahliye işlemlerinin Kurumun görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığınca yapılması gerekmektedir. Bu alanların kıyıya terkinin yapılması durumunda ise bu işlemler Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından yapılmalıdır.

Korunan Alan (ÖÇK) Olmayan Kıyılarda Ecrimisil İşlemleri

İlgili Yönetmelik, Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yalnızca “Tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgelerinde” ecrimisil alma yetkisi vermektedir. Bu kapsamda yalnızca “tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgelerinde” kalan kıyı alanlarında Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından ecrimisil alınabilecektir.

Oysa ki açık bir kanuni düzenleme olmadığı sürece Hazine özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanlardan ecrimisil alma yetkisi Maliye Bakanlığındadır. 178 sayılı KHK’nın 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde “a) Hazinenin özel mülkiyetinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki taşınmaz malların yönetimine ilişkin hizmetleri, gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği yaparak yürütmek” Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmıştır.

Bu nedenle, yalnızca “tabiat varlıkları, doğal sit alanları ve özel çevre koruma bölgelerinde” kalan kıyı alanlarında Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından ecrimisil alınabileceği, bunun dışındaki alanlarda kalan kıyılarda ecrimisil alma yetkisinin Maliye Bakanlığında olduğu görülmektedir.

Kıyı Kenar Çizgisi İçinde Olup, Tapudan Terkin Edilen veya Edilmesi Gereken Taşınmazlar

Mülkiyeti gerçek veya özel hukuk tüzel kişisine ait olmakla birlikte, kıyı kenar çizgisi içinde olup, tapudan terkin edilen veya edilmesi gereken taşınmazların, mülk sahibi tarafından kullanıma devam edilmesi halinde, Anayasa Mahkemesi Başkanlığının 18/11/2008 tarihli ve 27058 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan E:2008/26, K:2008/147 sayılı kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları çerçevesinde, karşılıklı hak dengesini sağlamak amacıyla mülk sahibine tazminat niteliğinde bir bedelin ödenmesi gerektiğine ilişkin yargı kararları gereğince, ilgili şahsa tazminat ödeninceye kadar ecrimisil takdiri yapılmaz.

Belediyeler Tarafından Denizden Doldurulan Alanlarda Ecrimisil

5393 sayılı Belediye Kanununun “Belediye tasarrufundaki yerler” başlıklı 79 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında “Belediye tarafından deniz, akarsu ve gölden doldurma suretiyle kazanılan alanlar, Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla Maliye Bakanlığı tarafından belediyelerin, büyükşehirlerde büyükşehir belediyelerinin tasarrufuna bırakılır.” hükmü yer almaktadır.

300 sayılı Milli Emlak Genel Tebliği, belediyeler tarafından doldurulan alanların tasarrufunun ilgili belediyeye bırakılmasını öngörmektedir. Tebliğ ayrıca “5393 sayılı Kanun hükümlerine göre Belediyelerin tasarrufuna bırakılan dolgu sahalarındaki, herhangi bir hukuki nedene dayalı olmayan kullanımlara yönelik tahliye işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar ecrimisil tahakkuk ve tahsilâtı işlemleri Bakanlıkça yürütülecektir.” hükmünü ihtiva etmektedir.

Bununla birlikte Bakanlığımız tarafından illere yazılan 2010-37985 sayılı Milli Emlak Genel Yazısında, belediye tarafından deniz, akarsu ve gölden doldurma suretiyle kazanılıp da 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak kullanılmak şartıyla 5393 sayılı Kanunun 79. maddesinin. fıkrası uyarınca belediyelerin/büyükşehir belediyelerinin tasarrufuna bırakılan dolgu vasıflı alanlara ilişkin ecrimisil işlemlerinin, dolgu vasıflı alanların tasarrufa bırakıldığı tarihten itibaren ilgili belediye/büyükşehir belediyesi tarafından yürütüleceği belirtilmiştir.

Dolayısıyla dolgu alanı, 5393 sayılı Kanunun 79. maddesinin 2. fıkrası uyarınca belediyelerin/büyükşehir belediyelerinin tasarrufuna bırakılmış ise bu alanda Milli Emlak tarafından ecrimisil alınamaz.

Bu şekilde bir devir (tasarrufa bırakma) yapılmamış ise bu alanın işgali durumunda Hazine tarafından ecrimisil alınabilir. Hatta Danıştay 10. Dairesi, E: 1997/548, K: 1998/640 sayılı kararında denizden doldurularak kazanılan taşınmazın, belediye tarafından kiracısı olan davacıdan da 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca ecrimisil istenebileceğine karar vermiştir. Karara göre;

“Dava konusu yerde anılan madde hükmü uyarınca belediyenin tasarruf yetkisinden söz edilebilmesi için uygulama imar planı kararı ile denizden doldurulmak suretiyle kazanılan taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 11. maddesi hükmü uyarınca Maliye Bakanlığının onayı üzerine belediyeye devredilmiş olması gerekmekte olup, böyle bir devir bulunmadığından, taşınmazın üzerinde yapılan kafeteryanın davacıya kiralanması da davacının fuzuli şagil olma durumunu değiştirmeyeceğinden ecrimisil yönünden sonuca etki etmeyecektir.

Dolayısıyla, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan uyuşmazlığa konu taşınmazın işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığından, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali yönünde verilen kararda isabet görülmemiştir.”

Keza Danıştay 10. Dairesinin, E: 2001/3303, K:2003/4145 sayılı kararında da milli emlak tarafından belediye tasarrufuna henüz bırakılmamış dolgu alanından ecrimisil alınabileceğine karar verilmiştir: “Dava ve temyiz dosyalarının birlikte incelenmesinden; uyuşmazlık konusu taşınmazın belediyece denizden doldurulmak suretiyle elde edildiği,1580 sayılı Yasanın 159.maddesine istinaden denizden doldurulmak suretiyle elde edilen taşınmazın encümen kararıyla davacıya kiralandığı anlaşılmaktadır.

1580 sayılı Yasanın 159.maddesi hükmü uyarınca belediye tarafından denizden doldurulmuş alanın tasarruf ve idaresinin kendisine ait olduğundan bahisle taşınmaz kiralanmış ise de; anılan madde hükmü uyarınca belediyenin tasarruf yetkisinden söz edilebilmesi için uygulama imar planı kararı ile denizden doldurulmak suretiyle kazanılan taşınmazın 3194 sayılı Yasanın 11.madde hükmü gereğince Maliye Bakanlığının onayı üzerine belediyeye devredilmiş olması gerekmektedir. Oysa, uyuşmazlık konusu taşınmaza yönelik böyle bir devrin olmadığı anlaşıldığından, taşınmazın belediyenin tasarrufu altında olduğunun kabulüne olanak yoktur. Bu nedenle belediyece taşınmazın davacıya kiralanması da davacının fuzuli şagil olma durumunu değiştirmeyecek, dolayısıyla ecrimisil yönünden sonuca etki etmeyecektir.

Bu durumda, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan uyuşmazlık konusu taşınmazın işgali nedeniyle ecrimisil istenilmesine ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığından, idare mahkemesince aksi yönde verilen kararda isabet görülmemiştir.”

Bu iki kararda da belediye tarafından denizden doldurulan ancak Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından belediye tasarrufuna bırakılmayan alanlardan Milli Emlak tarafından ecrimisil alınabileceği vurgulanmıştır. Hatta her iki kararda da bu alanları belediyeden kiralayan kişilerden ecrimisil alınabileceği vurgulanmıştır ki bu durum taşınmazları kamu idaresinden kirayalan kişiden ecrimisil istenilmeyeceğine ilişkin Danıştay içtihatlarına da ters olduğu görülmektedir.

Kiyilarda-ve-Dolgu-Alanlarinda-Ecrimisil-Islemleri
Kıyılarda ve Dolgu Alanlarında Ecrimisil İşlemleri