1. Anasayfa
  2. Gayrimenkul Makaleleri

Boğaziçi Alanında İmar Planı Yetkisi ve Planlama Esasları


Boğaziçi Alanı

İstanbul Boğaziçi alanının kültürel, tarihsel değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu arttıracak yapılaşmayı sınırlamak ve uygulanacak imar mevzuatını düzenlemek amacıyla çıkarılan ve 22.11.1983 tarihli ve 18229 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu, Boğaziçi kıyı ve sahil şeridi, öngörünüm, geri görünüm ve etkilenme bölgesinden oluşan ve sınırları 22.07.1983 onay tarihli nazım planında gösterilen Boğaziçi alanında imar uygulamalarını düzenlemek ve kanunla verilen diğer görevleri yapmak üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi dışında bir örgütlenme öngörmüştür.

Boğaziçi Sahil Şeridi, Öngörünüm ve Etkilenme Bölgeleri

Öncelikle Boğaziçi alanında yer alan sahil şeridi, öngörünüm ve etkilenme bölgelerini tanımlayalım. 2960 sayılı Kanunun 1. maddesi, bu alanları 22.07.1983 tarihinde onaylanan nazım imar planını esas alarak tanımlamaktadır. Buna göre Boğaziçi Alanı; Boğaziçi kıyı ve sahil şeridinden, öngörünüm bölgesinden, geri görünüm bölgesinden ve etkilenme bölgelerinden oluşan ve sınırları ve koordinatları bu Kanuna ekli krokide işaretli ve 22.07.1983 onay tarihli nazım planda gösterilen alandır.

Sahil şeridi, öngörünüm bölgesi ve geri görünüm bölgesi, 22.07.1983 tarihli nazım imar planında gösterilen alanlardır. Etkilenme bölgesi ise Kanunda, öngörünüm ve geri görünüm bölgeleri dışında 22.07.1983 tarihli ve 1/5000 ölçekli nazım planında gösterilen ve Boğaziçi sahil şeridi, öngörünüm ve geri görünüm bölgelerinden etkilenen bölge olarak tanımlanmıştır.

Boğaziçi Sahil Şeridi, Öngörünüm ve Etkilenme Bölgelerinde İmar Planı Yetkisi

2960 sayılı Kanun, Boğaziçi alanında planlama konusunda yetkili olmak üzer Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu, Boğaziçi İmar İdare Heyeti, Boğaziçi İmar Müdürlüğü gibi kurumlar ihdas etmiştir. Boğaziçi İmar Yüksek Koordinasyon Kurulu, Boğaziçi İmar İdare Heyeti ve Boğaziçi İmar Müdürlüğünden oluşan bu örgüt Boğaziçi alanında yerleşme ve yapılaşmanın planlanması, koordinasyonu, imar uygulamasının yapılması ve denetimi ile görevlendirilmiştir.

Ancak bu birimler, 3194 sayılı İmar Kanununun 46. maddesi ile kaldırılarak bu kuruluşların görev ve sorumluluklarının İstanbul Büyükşehir ve ilgili İlçe belediye başkanlıklarınca yürütüleceği hüküm altına alınmıştır. Bu hükme göre 22.07.1983 onay tarihli plana göre Boğaziçi alanında gösterilen “Boğaziçi sahil şeridi” ve “öngörünüm” bölgelerindeki uygulamalar İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca, “geri görünüm” ve “etkilenme” bölgelerindeki uygulamalar ilgili İlçe belediye başkanlıklarınca yapılacaktır.

Danıştay Birinci Dairesi tarafından verilen 17.05.1993 tarihli ve E:1993/60, K:1993/88 sayılı istişari kararda “Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinde 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu hükümlerinin, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununa göre öncelikle uygulanması gerektiği” vurgulanmıştır.

Danıştay Birinci Dairesi, 17.05.1993, E:1993/60, K:1993/88:  Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinde öncelikle 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği. “…anılan Kanunların, yürürlüğe giriş tarihleri ve içerikleri dikkate alındığında; 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun, hem sonradan yürürlüğe giren kanun olması hem de söz konusu alan için özel kanun olması itibarıyla Turizmi Teşvik Kanunu ve Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa göre öncelikle uygulanması gerektiği konusunda duraksama olmaması gerekir. İlk bakışta ve lafzi yorumla, Kıyı Kanununun 3. maddesinden Kıyı Kanunuyla düzenlenen alanlarda tüm özel kanunların Kıyı Kanuna aykırı hükümlerinin uygulanamayacağı, dolayısıyla Kıyı Kanununun uygulamada öncelik taşıyacağı sonucuna ulaşılmaktadır. Ancak, 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 1. maddesinde Kanunun amacı, İstanbul Boğaziçi alanındaki kültürel ve tarihi değerleri ve doğal güzellikleri kamu yararı gözetilerek korumak ve geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı önlemek için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemek olarak saptanmıştır. Görülüyor ki Boğaziçi Kanunu, gerek şehircilik ve imar, gerekse kültür ve tabiat varlıklarının korunması, ve nihayet bölgenin turistik yapısı da göz önünde bulundurulmak suretiyle bölge için çok özel ve nazım imar planıyla uygulama planları ve harita esas alınarak yürürlüğe konulmuş kendine özgü bir plandır. Bu Kanunla, Kanunda sınırları belirlenmiş alanlar bir bütün olarak ele alınıp uyulması gereken ilkeler saptanmıştır. Belirtilen nedenlerle Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgelerinde öncelikle 2960 sayılı Boğaziçi Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği”

Boğaziçi Alanında Planlama Esasları

Her ne kadar 3194 sayılı İmar Kanununun 46. maddesi ile Boğaziçi alanındaki planlama yetkisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve ilçe/ilk kademe belediyelerine bırakılmış ise de Boğaziçi Kanununda yer alan ve bu alanda planlama ve yapılaşmayı belli sınırlamalara tabi tutan hükümlerin her durumda uygulanması gerekmektedir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir:  BOTAŞ Tarafından Kamulaştırma Yoluyla Elde Edilen İrtifak Haklarının Tescili

Öncelikle belirtmek gerekir ki; 2960 sayılı Boğaziçi Kanununun temel hedefi söz konusu alanların kullanımının yeşil alanların ve tabiat varlıklarının geliştirilerek korunmasına yönelik olmasını sağlamaktır. Bu nedenle Kanun, yapılaşmayı ancak, toplumun yararlanmasına açık bazı tesislerle sınırlı tutmak suretiyle bu özelliğinin bozulmasına özen göstermiştir. Bundan dolayı Boğaziçi’nin durumunun, bu alanda nüfus ve yapı yoğunluğunun arttırılmamasını da gerektirmektedir. Zaten Kanun da Boğaziçi alanında yapılaşmayı ve yapı yüksekliklerini sınırlamak sureti ile bu alanda nüfus yoğunluğunu önlemeyi amaçlamıştır.

2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 3. maddesi bu Kanuna tabi alanlarda uyulması gereken esasları düzenlemektedir. Buna göre Boğaziçi Alanının korunması ve geliştirilmesinde ve imar mevzuatının uygulanmasında aşağıdaki hususlar esas alınır:

  • Boğaziçi alanında yer alan kültürel ve tarihi değerler ve doğal güzellikler muhafaza edilir ve doğal yapı korunur.
  • Boğaziçi alanı bu Kanunun amaçlarına uygun olarak ve doğal ve tarihi çevreye uyumu gözetilerek güzelleştirilir ve geliştirilir.
  • Boğaziçi alanında tarihi ve milli kültürümüze dayanan yaşamın yeniden canlandırılması, mesire yerlerinin geliştirilmesi ve gezinti alışkanlıklarının sürdürülmesi teşvik edilir.
  • Boğaziçi alanındaki kültür ve tabiat varlıklarının onarımına öncelik verilir.
  • Boğaziçi alanındaki yapılar bu Kanun hükümlerine ve imar planları esaslarına göre yapılır, aykırı olanlar derhal yıkılır veya yıktırılır.
  • Boğaziçi alanında mevcut planda nüfus ve yapı yoğunluğu göz önüne alınmak kaydı ile plan değişikliği yapılabilir. Ancak Kanunun temel hedefi söz konusu alanın doğal yapısını korumak olduğu için bu alanlarda nüfus artışı öngören plan değişikliği yapılmaması gerekir.
  • Boğaziçi sahil şeridi ve öngörünüm bölgesinde turizm ve rekreasyon amacı ile ayrılan alanlara toplumun yararlanmasına ayrılan yapı yapılır ve bu husus tapu sicillerine işlenir. Toplumun yararlanmasına ayrılan bu yapılar amaç dışı kullanılamaz.
  • Boğaziçi alanında kıyılar ancak kamu yararına kullanılır.
  • Boğaziçi sahil şeridinde ancak toplumun yararlanacağı dinlenme, gezinti ve turizm tesisleri imar planlarına uygun olmak şartı ile yapılabilir.
  • Boğaziçi alanında kıyıda ve sahil şeridinde boş alanlar veya boşaltılacak sahalar “j” fıkrasındaki esaslara göre değerlendirilir.
  • Boğaziçi alanında kömür ve akaryakıt depoları, tersaneler ve sanayi tesisleri kurulamaz.
  • Boğaziçi su yolunda hurda gemi ve benzeri araçlar bırakılamaz.
  • Boğaziçi alanında imar planlarında parseller için belirlenen kullanım kararları tapu sicillerine işlenir.
  • Boğaziçi alanında kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alanlarda geçici inşaat müsaadesi verilmez. Ancak; Boğaziçi öngörünüm, geri görünüm ve etkilenme bölgelerinde kamu hizmet ve tesislerine ayrılan alanlarda 40 m2‘yi geçemeyen bekçi kulübesi, büfe, çay ocağı gibi yapılara imar uygulama programı uygulanana kadar Boğaziçi İmar İdare Heyetince müsaade edilir.

Boğaziçi alanı sınırları içinde devlet ormanı statüsüne alınacak yerler, İstanbul Büyükşehir Belediyesince kararlaştırılır ve kamu kurum ve kuruluşlarına ait olanlar bedelsiz olarak Hazineye devredilir. Özel mülkiyete ait olanlar ise Çevre ve Orman Bakanlığınca kamulaştırılır.

Devlet ormanı statüsüne alınan bu yerler, Çevre ve Orman Bakanlığınca hazırlanacak proje ve programa göre Boğaziçi alanının doğal yapısına uygun olarak düzenlenir, ağaçlandırılır parklar ve mesire yerleri yapılır ve bunların bakımı, işletilmesi ve muhafazası sağlanır.

Devlet ormanı statüsüne alınan bu yerlerde 6831 sayılı Orman Kanununun 2. maddesi uygulaması yapılamaz. Yani, bu alanlar tekrar orman sınırı dışına çıkartılamaz. Bu ormanlarda intifa ve irtifak hakkı tesis edilemez.

Boğaziçi alanında orman sayılmayan kamu kurum ve kuruluşlarına veya özel mülkiyete ait koru, koruya katılacak alan, çayır, mesire yeri, bostan ve benzeri alanlar yeşil alan sayılır ve bitki varlıkları geliştirilerek muhafaza edilir. Bu alanlardaki ağaç varlıklarının yok edilmesi veya tahrip edilmesi yasaktır.

Yeşil alan sayılan yerlerde mahalli mahsullerin yetiştirilmesine devam edilir. İmar planında yeşil alan olarak belirlenen arsaların ağaçlandırılması için gerekli tedbirler Boğaziçi İmar Müdürlüğünce alınır.

2960 sayılı Boğaziçi Kanununun 10. maddesine göre geri görünüm bölgesinde taban alan kat sayısı (TAKS) %15’i, bina yükseklikleri ise 4 katı (h = 12.50 m.) geçemez. Etkilenme bölgesinde ise taban alanı kat sayısı (TAKS) %15’i ve bina yükseklikleri 5 katı (H = 15.50 m.) geçemez. Bu alanlarda sadece yukarıdaki yapılaşma koşullarına uyulması şartı ile konut yapılabilir. Bu alanların başka amaçlarla planlanması mümkün değildir.

Bogazici Alaninda Imar Plani Yetkisi ve Planlama Esaslari
Boğaziçi Alanında İmar Planı Yetkisi ve Planlama Esasları