İçindekiler
- Kazanılmış Hakların Korunmaması veya Dikkate Alınması
- Üst Ölçekli Plan Zorunluluğu ve Üst Ölçekli Plana Uygunluk
- Planlama Sürecine Katılımın Sağlanması
- Kamu Yararı
- İmar Planlarında Kentsel Asgari Standartların (Sosyal ve Teknik Altyapı İçin Gerekli Alanların) Ayrılması
- Hizmet Etki Alanı ve Yürüme Mesafelerine Uygun Planlama Yapılması
- Plan Değişiklikleri ve Plan Revizyonlarında Uyulması Gereken İlkeler
- Araç Trafiğinin Azaltılması ve Toplu Taşımaya Ağırlık Verilmesi Hususlarına Dikkate Edilmesi
- Çevresel Gürültünün Dikkate Alınması
- LPG ve Akaryakıt İstasyonlarında Tampon Bölge Oluşturulması
- Özellik Arz Eden Alanlarda Kurum Görüşlerinin Plana Yansıtılması
- Demiryolları Yapı Yaklaşma Mesafesine Uyulması
- Karayolu Güzergahlarının Dikkate Alınması
- Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Koruma Alanı Etüt Raporlarının Dikkate Alınması
- Ham Petrol Boru Hattı Güzergahlarının Dikkate Alınması
- Ormanlarda Yapılacak Planlamalarda Orman Kanunu’na Uyulması
- Sivil Savunma Bakımından Uyulması Gereken Hususlara Uyulması
- e) Yol Planlamasının Tahliyeye Uygun Hazırlanması
- Zeytincilik Alanlarında Dikkate Alınması Gereken Hususlara Uyulması
- Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanında Yapılacak Planlarda Dikkate Alınması Gereken Hususlara Uyulması
- Boğaziçi Alanında Uyulması Gereken Esaslara Uyulması
- Yağmursuyu Toplama, Depolama ve Deşarj Sistemlerinin Planlanması
- Planlama Sürecinde Veri Toplama, Analiz ve Sentez Zorunluluğu
- İmar Planlarında Atıksu Toplama ve Uzaklaştırma Sistemlerinin Planlanmasında Uyulması Gereken Esaslar
Şehircilik ilkelerini; çağdaş bir yaşamın gereği olan teknik ve sosyal donatı alanları ile alt ve üst yapı alanları olarak nitelendirmek mümkündür. Şehir planlarını hazırlayanlar imar planlarının hazırlanması sırasında kent ihtiyaçlarına cevap verecek büyüklükteki teknik ve sosyal alt yapı alanlarını göz önünde bulundurmak zorundadır.
Kazanılmış Hakların Korunmaması veya Dikkate Alınması
Mevcut imar planı sonucu elde edilen kazanılmış hakların dikkate alınması gerekir. Bilindiği üzere imar planları düzenleyici idari işlemlerdir. Bu özellikleri nedeni ile imar planları da diğer idari işlemlerde olduğu gibi idarece değiştirilebilir veya idari yargı tarafından iptal edilebilir. İdari işlemler idare tarafından değiştirilmelerine ya da yargı mercileri tarafından iptal edilmelerine kadar hukuka uygun ve geçerli olarak kabul edilirler ki bu duruma hukuka uygunluk karinesi denir.
Değiştirme ya da iptal durumlarında, düzenleyici idari işlemin yürürlükte olduğu dönem içinde yapılan idari işlemlerin ve bu işlemlerden hak kazanan bireylerin bu haklarının korunup korunmayacağı hususu önem kazanmaktadır.
Aynı husus, imar planları için de geçerlidir. İmar planlarının idare tarafından değiştirilmesi ya da yargı mercileri tarafından iptal edilmesi durumunda, bireylerin bu imar planları dolayısıyla edindikleri hakların kazanılmış hak olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususu tartışmalıdır.
Üst Ölçekli Plan Zorunluluğu ve Üst Ölçekli Plana Uygunluk
İmar hukukumuz, bazı alanlarda belirli plan türlerinin yapılabilmesini, o alanda üst ölçekli bir planın varlığı şartına bağlamıştır. Örneğin uygulama imar planının yapılabilmesi için nazım imar planının bulunması gerekir. Bu konuda şu yazımıza bakınız: İmar Hukukunda Üst Ölçekli Plan Zorunluluğu
Ayrıca, hazırlanan imar planlarının üst ölçekli plana uygun olması gerekir. Buna plan hiyerarşisi ve kademeli birliktelik ilkesi denir. Bu konuda şu yazımıza bakabilirsiniz: İmar Hukukunda Plan Hiyerarşisi ve Kademeli Birliktelik İlkesi
Planlama Sürecine Katılımın Sağlanması
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7. maddesine göre planların hazırlanmasında plan türüne göre katılım sağlanmak üzere anket, kamuoyu yoklaması ve araştırması, toplantı, çalıştay, internet ortamında duyuru ve bilgilendirme gibi yöntemler kullanılarak kurum ve kuruluşlar ile ilgili tarafların görüşlerinin alınması esastır.
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 14. maddesine göre mekânsal strateji planlarında; planlamayı etkileyecek ve planlamadan etkilenecek kamu kurum ve kuruluşları, kalkınma ajansları, üniversiteler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile farklı uzmanlık alanlarını içeren çok disiplinli bir yapıda hazırlanması esastır. Aynı maddeye göre mekânsal strateji planlarının araştırma, analiz ve sentez raporları ile bunların gerektirdiği çalıştayların gerçekleştirilmesi sonucunda çıkacak verilere dayanarak hazırlanması gerekmektedir.
Kamu Yararı
Hukuk devleti ilkesi gereğince, imar planları ve bunların uygulanması amacıyla idarece yapılan düzenlemeler keyfi ve indi olmamalı; makul bir şekilde, meşru kamusal amaçların gerçekleştirilmesiyle ilgili olmalıdır. Bu konuda şu yazımıza bakınız: Mekânsal Planlama Açısından Kamu Yararı ve Hukuk Devleti İlkesi
İmar Planlarında Kentsel Asgari Standartların (Sosyal ve Teknik Altyapı İçin Gerekli Alanların) Ayrılması
Bu konuda şu yazımıza bakabilirsiniz: İmar Planlarında Kentsel Asgari Standartlar
Hizmet Etki Alanı ve Yürüme Mesafelerine Uygun Planlama Yapılması
a) Hizmet Etki Analizi Nedir?
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 10. maddesine göre imar planlarında yürüme mesafeleri; eğitim, sağlık ile yeşil alanların hizmet etki alanındaki nüfusun erişme mesafesi topoğrafya, yapılaşma, yoğunluk, mevcut doku, doğal ve yapay eşikler dikkate alınarak planlanır. Buna hizmet etki analizi denir.
b) İmar Planlarının Hazırlanmasında Hizmet Etki Analizi Zorunluluğu
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 10. maddesine göre, imar planları hazırlanırken, uygun olması halinde aşağıdaki asgari yürüme mesafelerine uyulur:
(a) İmar planlarında; çocuk bahçesi, oyun alanı, açık semt spor alanı, aile sağlık merkezi, kreş, anaokulu ve ilkokul fonksiyonları takriben 500 metre, ortaokullar takriben 1.000 metre, liseler ise takriben 2.500 metre mesafe dikkate alınarak yaya olarak ulaşılması gereken hizmet etki alanında planlanabilir.
(b) Ayrıca imar planlarında; dini tesislerden küçük cami takriben 250 metre, orta (semt) cami takriben 400 metre mesafe dikkate alınarak yaya olarak ulaşılması gereken hizmet etki alanında planlanabilir. Mescitler ise yerleşik veya hareketli nüfusa göre takriben 150 metre hizmet etki alanında yapılabilir.
Brüt nüfus yoğunluğu 100 kişi/ha ve daha az olan yerleşim bölgelerinde, dağınık kırsal nitelikli yerleşmelerde veya yerleşik alanlarda uygun büyüklük ve nitelikte alan bulunamaması halinde veya bu fonksiyonlara ulaşımı zorlaştıran doğal ya da yapay eşikler olması nedeniyle yürüme mesafeleri artırılabilir.
Bu şekilde bir değerlendirme yapılmadan sadece belirli kişilerin (özelliklede kamunun) mülkiyetinde bulunan taşınmazlar dikkate alınarak imar fonksiyonlarının belirlenmesi hukuka aykırılık teşkil eder.
c) Hizmet Etki Analizi Yapılmadan Hazine Taşınmazlarının Kamu Hizmeti Alanına Ayrılması Mümkün müdür?
İmar planlarının bir taşınmaza yönelik plan ile getirilen fonksiyonların şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına uygunluğunun denetiminin yapılması gerekmektedir.
Peşinen söyleyelim, hizmet etki analizi yapılmadan sadece belirli kişilerin (özelliklede kamunun ve Hazinenin) mülkiyetinde bulunan taşınmazlar dikkate alınarak imar fonksiyonlarının belirlenmesi hukuka aykırılık teşkil eder. Bu konuda aşağıdaki Danıştay kararı yol gösterici olabilir.
Danıştay 6. Dairesi, 25.02.2013, E:2012/4353, K:2013/1108: İmar planında kamusal hizmete yönelik imar fonksiyonlarının sadece Hazineye ait ve boş arazi olması dikkate alınarak belirlenmiş olmasında hukuka uyarlık bulunmadığı hakkında. Anılan raporda, söz konusu taşınmazın “yol, park, sağlık tesisi alanı, ağaçlandırılacak alan, kültürel tesis alanı” olarak planlanmasının çevresel etkiler, bölgedeki sosyal donatı alanları gereksinimi ile diğer sosyal donatı alanları ile ilişkisi, taşınmazın plan bütünlüğü içindeki konumu, erişebilirlik, arazi yapısı ve özellikleri açısından değerlendirilmesine yönelik yeterli tespit ve hususa yer verilmediği görülmektedir. Bu durumda, yer seçimi kriterinin sadece taşınmazın hazineye ait ve boş bir arazi olması değerlendirilerek belirlenmiş olmasında hukuka uyarlılık bulunmamakta ise de, bu hususun net bir biçimde ortaya konulabilmesi için yukarıda belirtilen hususların açıklığa kavuşturulması gerekmekte olup, bu bağlamda, konusunda uzman bilirkişilerden oluşan yeni bir heyetle mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
ç) İmar Planlarında Sosyal ve Teknik Alt Yapı Alanlarının İlgili Kamu İdaresinin Mülkiyetinde Bulunan Taşınmazlar Dikkate Alınarak Belirlenmesi
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesinin 8. fıkrasına göre çevre kirliliği oluşturmayan mevcut veya ilave ihtiyaç duyulan sosyal ve teknik altyapı alanlarının, öncelikle söz konusu hizmetleri yürütmekle yükümlü kurum ve kuruluşların varsa kendi mülkiyeti veya tasarrufundaki alanlar üzerinde planlanması esastır.
Plan Değişiklikleri ve Plan Revizyonlarında Uyulması Gereken İlkeler
Bu konuda şu yazımıza bakınız: Plan Değişikliği Nedir? Plan Revizyonu Nedir? Hangi Durumlarda İmar Planlarında Değişiklik Yapılabilir?
Araç Trafiğinin Azaltılması ve Toplu Taşımaya Ağırlık Verilmesi Hususlarına Dikkate Edilmesi
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesinin 12. fıkrasına göre, imar planlarında araç trafiğinin azaltılması, toplu taşıma ve yaya öncelikli bir ulaşım sisteminin kurgulanması esastır. Toplu taşım araçlarının kullanımının teşvik edilmesi amacıyla park et – devam et sisteminin yaygınlaştırılmasına ve toplu taşım duraklarının veya istasyonlarının bulunduğu etki alanında otopark alanları ayrılması ve birbirine entegre olmasına ilişkin imar planlarında kararlar getirilir.
Çevresel Gürültünün Dikkate Alınması
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesine göre, imar planları, varsa stratejik gürültü haritaları ve eylem planları dikkate alınarak hazırlanır ve planlarda bu konuda gerekli tedbirler alınır. Keza Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’nin 28. maddesine göre planlama aşamasında; ulaşım, işletme, tesis, eğlence yeri, imalathane, atölye, işyeri gibi planlanan faaliyetler Yönetmeliğin 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 ve 25. maddesinde verilen esas ve kriterlere göre değerlendirilir. Uygun olmayan durum varsa faaliyete izin verilmez.
Aynı maddeye göre, nazım imar planları ve uygulama imar planlarının hazırlanması aşamasında 27. maddede öngörülen gürültüye maruz kalma kategorileri dikkate alınır. 27. maddeye göre, yeni konut alanlarının planlanması aşamasında aşağıda verilen gürültüye maruz kalma kategorileri dikkate alınır:
a) Kategori A (Lgündüz cinsinden <55 dBA) Alanı: Bu kategorinin en üst seviyesindeki gürültü rahatsızlık verici derecede değildir. Planlama kararı verilirken gürültü belirleyici bir faktör olarak değerlendirmeye alınmaz.
b) Kategori B (Lgündüz cinsinden 55- 64 dBA) Alanı: Planlama kararlarında gürültü seviyesi göz önüne alınır. Gürültüye karşı gerekli tedbirler alınarak planlama kararları verilir.
c) Kategori C (Lgündüz cinsinden 65-74 dBA) Alanı: Planlama kararı genellikle verilmez. Ancak kamu yararı gerektiren hallerde, daha sessiz bir yer bulunamaması nedeniyle izin verilmek zorunda kalınması halinde arka plan gürültü seviyesi göz önünde bulundurularak gürültüye karşı tedbirler alınır.
ç) Kategori D (Lgündüz cinsinden >74 dBA) Alanı: Planlama kararı verilmez.
Çevre düzeni planları, nazım imar planları ve uygulama imar planlarının hazırlanması aşamasında alanda akustik planlamanın yapılabilmesi ve yerleşim alanları içindeki sakin alan ve açık arazideki sakin alanların oluşturulması için gürültü haritaları ve eylem planlarının plan eki olarak istenmesi ve plan kararlarına esas olması zorunludur. 7/3/2008 tarihinden sonra inşa edilmiş ve bu Yönetmeliğin yayım tarihinden sonra inşa edilecek yapıların mimari projelerinde, yapı tiplerine bağlı olarak Ek-VII’de yer alan Tablo-9’da verilen sınır değerlerin sağlanması zorunludur.
LPG ve Akaryakıt İstasyonlarında Tampon Bölge Oluşturulması
Bu konuda şu yazımıza bakabilirsiniz: LPG ve Akaryakıt İstasyonlarının Planlanmasında ve Ruhsatlandırılmasında Dikkat Edilecek Hususular
Özellik Arz Eden Alanlarda Kurum Görüşlerinin Plana Yansıtılması
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 21. maddesine göre insan sağlığı ve güvenliği üzerinde doğrudan veya dolaylı olumsuz etkileri olan enerji nakil hatları, dere koruma kuşakları, taşkın risk alanları, afete maruz alanlar ve benzeri alanlara ilişkin kurum ve kuruluş görüşleri imar planlarına yansıtılır.
Demiryolları Yapı Yaklaşma Mesafesine Uyulması
6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkında Kanun’un 7. maddesinin 10. fıkrasına göre imar planı veya değişikliklerinde, demiryolu altyapısına komşu parsellerde demiryolu emniyetini sağlamak üzere Bakanlık tarafından belirlenen inşaat yaklaşma mesafesine uyulur. Belirlenen mesafeye uygun olmayan yapılar Bakanlığın talebi üzerine ilgili kurumlar tarafından ilgili mevzuat çerçevesinde yıkılır veya yıktırılır.
Karayolu Güzergahlarının Dikkate Alınması
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 19. maddesine göre Karayolları Genel Müdürlüğü; otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren karayolu güzergâhlarına ve bunların değişikliklerine ilişkin planlarını hazırlayarak, belediye ve mücavir alan sınırları içinde kalan yerlerde imar planlarına işlenmesini belediye veya ilgili kurum ve kuruluşlardan talep eder.
Belediye veya ilgili kurum ve kuruluşlar, karayolu güzergâhlarına ilişkin söz konusu planlara varsa itirazlarını en geç otuz gün içinde bildirir. Bu süre sonunda itiraz edilmemişse güzergâh planları, ilgili kurum veya kuruluşlar açısından imar planına esas olmak üzere kesinleşir.
İlgili kurum ve kuruluşlarca itiraz edilmesi halinde ise karayolu güzergâh planlarına yapılacak itirazlar Genel Müdürlükçe değerlendirilerek, itiraz tarihinden itibaren en geç yirmi gün içinde sonuçlandırılır.
Belediye ve mücavir alan sınırları dışında kalan yerlerde ise karayolu güzergâh planları, il özel idareleri veya ilgili kurum ve kuruluşlarla koordine edilmek suretiyle Genel Müdürlükçe doğrudan tayin ve tespit edilir ve uygulaması bu çerçevede yapılır.
Bu fıkra hükümlerine göre son halini alan yol güzergâh planları Bakan onayı ile yürürlüğe girer. Bakan bu yetkisini Genel Müdüre devredebilir.
İlgili kurum veya kuruluşlar mevcut imar planlarını kesinleşen karayolu güzergâh planlarına uygun olarak en fazla altmış gün içinde revize eder. İmar mevzuatının gerektirdiği diğer işlemler ilgili kurum ve kuruluş tarafından yürütülür. Revize edilen imar planına yapılan ve karayolu güzergâhında değişiklik gerektiren itirazlar Genel Müdürlükçe karara bağlanır.
Karayolu güzergâh planlarının belirlenen süre sonunda, ilgili kurum veya kuruluşça imar planlarına işlenmemesi hâlinde, kesinleşen karayolu güzergâh planları Genel Müdürlükçe imar planlarına işlenir. Karayolu güzergâhlarının işlendiği imar planları Bakan tarafından resen onaylanmak suretiyle kesinleşir ve ilgili kurum ve kuruluşa bildirilir. Kesinleşen imar planlarının bir sureti Bayındırlık ve İskân Bakanlığına da gönderilir. Bu şekilde kesinleştirilen imar planları ile ilgili diğer işlemler, ilgili kurum ve kuruluş tarafından imar mevzuatının gerektirdiği şekilde yürütülür.
Kesinleşen imar planlarında karayolu ve çevresine ilişkin daha sonra yapılacak her türlü ilave, değişiklik ve diğer çalışmalarda, trafik ve karayolu güvenliği açısından Genel Müdürlüğün görüşü alınır. Bu plana ilişkin değişiklikler hakkında ilgili mevzuatına göre ilan süresinin başladığı tarihte Genel Müdürlüğe bilgi verilir.
İlgili kurum veya kuruluşlar, kesinleşen karayolu güzergâh planlarına ilişkin olarak yapacakları imar planı çalışmalarında, Genel Müdürlükçe karayolu güzergâhına ilişkin hazırlanan jeolojik, jeoteknik ve fotogrametrik raporları esas almak zorundadır.
Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Koruma Alanı Etüt Raporlarının Dikkate Alınması
3/6/2007 tarihli ve 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu’nun 4. maddesine göre, bu Kanuna tâbi faaliyetlerde kaynağı oluşturan jeotermal sistemin korunması, kaynağın israf edilmemesi ve çevrenin korunması esas olup işletme faaliyeti öncesinde kaynağın koruma alanları etüdünün ruhsat sahibi tarafından yaptırılması zorunludur. Aksi takdirde faaliyetler durdurularak koruma alanlarının belirlenmesi için ruhsat sahibine uygun süre verilir. Bu süre sonunda da koruma alanının belirlenmemesi halinde 11’inci madde hükümleri uygulanır.
Koruma alanı etüt raporları, MTA’nın görüşü alınarak, idare tarafından onaylanır. Arazi kullanımı ve yapılaşma ile ilgili kaynak koruma alanları etüdünde öngörülen kısıtlama ve koşullar, imar planlarında esas alınır.
Ham Petrol Boru Hattı Güzergahlarının Dikkate Alınması
Ham Petrol ve Doğal Gaz Boru Hattı Tesislerinin Yapımı ve İşletilmesine Dair Teknik Emniyet ve Çevre Yönetmeliği’nin 6. maddesinin 7. fıkrasına göre, ham petrol boru hatlarının geçtiği güzergâh boyunca imara sonradan açılan bölgeler ile tarımsal arazi ve orman arazilerinde sonradan yapılaşmaya açılacak kısımlar için, boru hattının güzergâhı imarı uygulayan belediyelerin imar planlarına işlettirilerek, boru hattı güzergâh şeridinin cadde ortasındaki refüjlerde, park ve yeşil alanlarda bırakılması sağlanır.
Sonradan imara açılacak bu bölgelerde yanıcı ve patlayıcı madde bulundurmamak koşulu ile yapılması planlanan konut projeleri için bina yaklaşım mesafeleri; “Boru çapına göre borunun sol veya sağ tarafında belirlenmiş kalıcı güzergâh şeridi genişliği + imar mevzuatına göre bina çekme mesafesi + her kat için 0,5 metre” formülüne göre hesaplanır. Formülde belirtilen çapa göre sol ve sağ kalıcı güzergâh genişliği, Ek-3’te yer alan tablodan belirlenir. İmar mevzuatına göre bina çekme mesafesi ise ilgili belediyenin imar mevzuatı ve uygulama imar planı gereği bina çekme mesafesi olarak tanımlanan parsel sınırı ile yapı arasındaki mesafedir. Bina çekme mesafesi belirlenirken, Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde yer alan hükümler esas alınır.
Aynı Yönetmeliğin 7. maddesine göre kamulaştırılarak BOTAŞ adına sınırlı ayni hak tesis edilmiş olan güzergâh şeridi üzerinde yapılaşmaya izin verilmez.
Yönetmeliğin 7. maddesine göre sonradan imara açılan bölgelerde BOTAŞ’a ait boru hatlarının güzergâhları, imarı uygulayan belediyenin imar planlarına işlettirilerek cadde ortalarındaki refüjlerde, park ve yeşil alanlarda bırakılması sağlanır ve bu tesisler belediye tarafından alt yapı emniyet mesafeleri mevzuatınca korunur.
Ormanlarda Yapılacak Planlamalarda Orman Kanunu’na Uyulması
Devlet ormanlarının, orman amacı dışında kullanılması mümkün olmadığı için bu amaç dışında planlanması da mümkün değildir. Ayrıca 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 52. maddesine göre şehir, kasaba ve köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerlerdeki hususi orman alanlarında bu Kanunun 17. maddesine göre izin almak ve yatay alanın yüzde altısını (%6) geçmemek üzere imar planlamasına uygun inşaat yapılabilir. İnşaatların yapılmasında orman alanlarının tabii vasıflarının korunmasına özen gösterilir.
Sivil Savunma Bakımından Uyulması Gereken Hususlara Uyulması
a) İmar Planlarının Hazırlanmasında Sivil Savunma
7126 sayılı Sivil Savunma Kanunu’nun 15. maddesine göre, çeşitli harp silah ve vasıtalarının tesirlerine karşı sivil savunma bakımından şehir ve kasaba planlarının tanzim ve tadili hususlarıyla mühim bina ve tesislerin yer ve şekillerinin seçilmesi ve koruyucu her cins sığınak tipleri ve bunların nerelerde, ne suretle ve kimler tarafından yaptırılacağı ve kullanılacağı, bakım ve muhafazaları bir tüzük ile tespit olunur.
Bu amaçla çıkarılan Sivil Müdafaa Bakımından Şehir ve Kasaba Planlarıyla Mühim Bina ve Tesislerde Tatbik Olunacak Esaslar Hakkında Nizamname planlamada sivil savunma bakımından uyulması gereken esasları açıklamıştır. Buna göre; hassas bölgelerde muhtelif silah ve vasıtaların tesirlerine karşı, sivil müdafaa bakımından, şehir planlarının tertip, tanzim ve tadilleri hususları ile mühim bina ve tesislerin yer ve şekillerinin seçilmesinde tatbik olunacak esaslar bu Nizamname hükümlerine tabidir.
b) İskan Bölgelerinin Ayrılması
Sivil Müdafaa Bakımından Şehir ve Kasaba Planlarıyla Mühim Bina ve Tesislerde Tatbik Olunacak Esaslar Hakkında Nizamname’ye göre bu Nizamnamenin tatbikatında iskan bölgesi, İmar Kanunu ve Nizamnamesine göre, üzerinde inşaat yapılmasına müsaade edilmiş olan sahalarla bu sahalar çevresinin içinde bulunan yol, park, yeşil saha ve otopark gibi, üzerinde inşaat yapılamayan kısımları da ihtiva eden bir bütündür. İskan bölgeleri, müstakbel inkişaf sahalarını da içine alabilir.
Bu Nizamnamenin yürürlüğe girdiği tarihte, İmar Nizamnamesine uygun imar planları mevcut olmayan şehir ve kasabaların meskûn sahaları, yapılacak imar planlarında iskan bölgesi itibar olunur. Bu sahalar bin hektardan az olduğu takdirde, imar planlarında bin hektara iblağ olunabilir.
Nizamname’ye göre, şehir ve kasabalar için yapılacak imar planlarında, iskan bölgelerinin bir arada büyük satıhlar teşkil etmemesi esastır. Bunu sağlamak için bölge planları ile imar planlarında gerekli tedbirler alınır. Bir şehir veya kasabanın esas iskan bölgesi, bin hektar civarında araziden fazla bir sahayı ihtiva edemez. Esas iskan bölgesi dolduğu takdirde, aynı şartlarla bir ve icabında müteaddit diğer iskan bölgeleri kurulur.
c) İskan Bölgeleri Arasındaki Mesafe
İskan bölgeleri arasındaki en yakın mesafe,250 bin ve daha fazla nüfuslu şehir ve kasabalarda on beş ve 250 binden az nüfuslu şehir ve kasabalarda beş kilometreden az olamaz. Topoğrafik durum müsait olduğu veya mücbir sebepler gerektirdiği takdirde bölgeler arasındaki mesafeler kısaltılabilir.
ç) İskan Bölgeleri Arasındaki Bağlantı
İskan bölgeleri, lüzum ve icabına göre dar iskan şeritleriyle irtibatlandırılabilir. İskan bölgelerinin dağılması neticesinde belediye hizmetlerinde ve nakliye masraflarında vuku bulacak artışları mümkün mertebe azaltmak ve bölgeler arası nakliyatta kolaylık sağlamak üzere, bölge planlarıyla imar planlarında icabeden tedbirler derpiş olunur.
d) İskan Bölgeleri Arasında Yangın Havuzları
Nizamname’ye göre, yeni yapılacak imar planlarında, yangın bakımından her iskan bölgesi muhtelif üniteler halinde mütalaa edilir ve bu üniteler arasında elli metre civarında aralıklar bırakılır. Bu aralıklar dahilinde yangın havuzları ve su ikmal noktaları tesis edilir; artan kısımları, yeşil saha, park, bahçe ve otopark olarak kullanılır. Bu aralıklarda inşaat yapılamaz.
e) Yol Planlamasının Tahliyeye Uygun Hazırlanması
Ünitelerin yol şebekeleri seri tahliye ve kurtarma ameliyelerini en iyi şekilde sağlayacak bir sistem dahilinde tertiplenir. Tahliyeye tabi tutulacak yerlerde, tahliye ve kurtarma ameliyelerini sağlayan ana yolların iki tarafındaki binaların yükseklikleri, bu binaların yıkılmaları halinde yolun taşıtlara mahsus kısmında, enkazın kaplamayacağı altı metrelik bir aralık kalacak şekilde tespit olunur. Bu hükmün uygulanmasında, yıkılan bir binanın, yüksekliğinin yarısı kadar, yolu işgal edeceği göz önünde tutulur.
f) Bitişik İnşaat Cepheleri
Nizamname’ye göre, yeni yapılacak imar planlarında, bitişik inşaat cephelerinin yalnız bir istikamette tertip edilmelerine ve yetmiş beş metreden fazla devam etmemelerine dikkat olunur. Mevcut imar planlarında yeni ifrazlar yapıldığı takdirde de bu hüküm nazara alınır.
g) Kamu Binalarında Kümelenmenin Önlenmesi
Yeni inşa edilecek hastane, okul, üniversite, öğrenci siteleri ve resmi daire gibi binaların hepsinin bir arada bulunmamaları ve bombardımanlara maruz kalabilecek büyük hedeflerden yeter derecede uzak yerlerde tesis edilmeleri, imkan nispetinde temin edilir.
Nükleer taarruzlara ve devamlı bombardımanlara hedef teşkil edebileceği, Milli Müdafaa ve Dahiliye Vekaletlerince tespit edilecek şehir ve kasabalarda yeni yapılacak büyük hastane, yalnız yatılı okul, kışla ve bunlara benzer binalardan, normal zamanlarda kullanılmalarına mani bulunmayanlar tercihan iskan bölgeleri dışında ve nükleer taarruzlara karşı emniyetli mevkilerde inşa olunurlar.
ı) Askeri Tesislerin İskan Bölgeleri Dışında Kurulması
Silah ve mühimmat fabrikaları gibi, harp gücünü doğrudan doğruya destekleyen sanayi müesseseleri ve büyük stok tesisleri, iskan bölgeleri dışında kurulur. Bu müessese ve tesisler yer altında yapılmadıkları takdirde iskan bölgeleri hudutlarının en az on beş kilometre ötesinde yer alırlar. Topoğrafik vaziyet veya mücbir sebepler dolayısıyla bu mesafe kısaltılabilir. Yer bakımından bu şartlara uymayan mevcut müessese ve tesisler, kapasiteleri artacak şekilde tevsi olunamazlar.
i) Teknik Alt Yapının İskan Bölgeleri Dışında Kurulması
Nizamname’ye göre, muhabere, elektrik, havagazı, su gibi amme tesislerinin hayati ehemmiyeti haiz kısımları, iskan bölgesi dışında, tercihan yer altında ve mümkün mertebe mütenazır ve müteaddit tesisler halinde inşa olunurlar. Havagazı, elektrik, su ve kanalizasyon borularının yer altı tesislerinden yeter mesafede bulunmalarına dikkat edilir. Şehirler arası elektrik cereyanını nakleden hatlar da iskan bölgeleri dışından geçirilir.
j) Askeri Hava Alanlarının İskan Bölgeleri Dışında Kurulması
Seferde askeri maksatlarla kullanılmak üzere yapılacak hava meydanları iskan bölgeleri hudutlarından en az on beş kilometre uzakta tesis edilir ve bu gibi hava meydanları civarında aynı mesafe dahilinde yeni iskan bölgeleri ihdas olunamaz.
k) Metro, Sinema, Tiyatro Gibi Mahallerin Yer Altında İnşası
Yapılacak metroların, sivil müdafaa bakımından seri tahliye ve kurtarmaya müsait olmaları ve icabında sığınak olarak kullanılabilecek şekilde inşa edilmeleri lazımdır. Sinema, tiyatro, eğlence yeri, garaj ve kapalı çarşı gibi mahallerin yer altında inşaları için belediyelerce mümkün olan kolaylıklar gösterilir.
Zeytincilik Alanlarında Dikkate Alınması Gereken Hususlara Uyulması
3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun’un 20. maddesine göre zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının %10’unu geçemez. Bu sahalardaki zeytin ağaçlarının sökülmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının fenni gerekçeye dayalı iznine tabidir. Bu iznin verilmesinde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığına bağlı araştırma enstitülerinin ve mahallinde varsa ziraat odasının uygun görüşü alınır. Bu hâlde dahi kesin zaruret görülmeyen zeytin ağacı kesilemez ve sökülemez. İzinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına altmış Türk Lirası idarî para cezası verilir.
Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alanında Yapılacak Planlarda Dikkate Alınması Gereken Hususlara Uyulması
6546 sayılı Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı Kurulması Hakkında Kanun’un 3. maddesine göre;
a) Tarihi Alanın doğal, tarihi ve kültürel değerleri, harp tarihi esaslarına ve çevreye uyumlu olarak korunur ve geliştirilir. Tarihi Alanda, tarihi alan planlarında öngörülenler dışında, yeni yapı ve tesis yapılamaz.
b) Tarihi Alandaki 21/7/1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununda belirtilen korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarına yönelik yapılacak plan, proje, uygulama, iş ve işlemler, doğal sitlerin yeniden değerlendirilmesi hariç, Bakanlıkça kurulacak “Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Komisyonu” kararları uyarınca ve bu kararlar doğrultusunda hazırlanacak tarihi alan planları esaslarına göre yürütülür. Tarihi alan planları yürürlüğe konulana kadar uyulacak esaslar Bakanlıkça belirlenir.
c) Tarihi Alandaki kıyılarda; tarihi alan planlarında belirlenmiş düzenlemeler ve müzeler dışında yapı ve tesis yapılamaz, belediyelerce mücavir alan tesis edilemez, kömür ve akaryakıt depoları, tersane, sanayi ve benzeri tesisler kurulamaz, her türlü maden, taş, kum, çakıl, mermer, kireç ocakları ve benzerleri açılamaz, entegre tesislere yer verilemez.
ç) Tarihi Alan içinde birinci derece arkeolojik sit dışındaki özel mülkiyete konu olan tarım alanlarında, tarım ve hayvancılık konularında, geliştirilmiş tekniklerin uygulanması ve özel ağaçlandırmalar teşvik edilir. Bu amaçların gerçekleştirilmesinde ve Tarihi Alanda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının görevleri kapsamında yapılacak benzer uygulamalarda adı geçen Bakanlıkça destek ve iş birliği sağlanır. Bu alanlarda yapı ve tesis kurma esasları, tarihi alan planında belirtilir.
d) Tarihi Alanın her tür ve ölçekte planlarının hazırlanması, yenilenmesi ve değiştirilmesi işlemleri Başkanlıkça yürütülür ve Bakanlığın onayı ile yürürlüğe girer.
e) İmar mevzuatına göre, Eceabat’ın belediye sınırları ile mücavir alanlara ilişkin imar planının hazırlanması ve revizyonu, bu Kanun ve tarihi alan planına aykırı olmamak üzere Başkanlığın uygun görüşü alınarak yapılır. İdarelerce yapılan planların Başkanlıkça yapılacak ve Bakanlıkça onaylanacak olan üst ölçekli Tarihi Alan planlarına uygun olması zorunludur.
f) Köy yerleşim alanlarının imar planları, tarihi alan planı esas alınmak kaydıyla imar mevzuatına göre, Başkanlığın uygun görüşü alınarak yapılır.
Boğaziçi Alanında Uyulması Gereken Esaslara Uyulması
Her ne kadar 3194 sayılı Kanunun 46. maddesi ile Boğaziçi alanındaki planlama yetkisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesine ve ilçe/ilk kademe belediyelerine bırakılmış ise de Boğaziçi Kanununda yer alan ve bu alanda planlama ve yapılaşmayı belli sınırlamalara tabi tutan hükümlerin her durumda uygulanması gerekmektedir.
Yağmursuyu Toplama, Depolama ve Deşarj Sistemlerinin Planlanması
Yağmursuyu Toplama, Depolama ve Deşarj Sistemleri Hakkında Yönetmelik, yağmursuyu toplama, depolama ve deşarj sistemlerinin planlanmasına, tasarımına, projelendirilmesine, yapımına ve işletilmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektedir.
Yönetmeliğin “kent planlaması ile teknik altyapı planlaması ilişkisine dair esasları” düzenleyen 7. maddesine göre teknik altyapı planları ile imar planları birlikte ve koordineli olarak hazırlanır.
Planlama süreci içinde teknik altyapı kapasite hesapları ve bu doğrultuda önerilmesi gereken teknik donatı alanları; ilgili kent planının nüfusu, ekonomik ve sosyal yapısı, sektörel dağılımı, yerleşme kimlikleri ve kademeleri bağlamında bütünleşik kurgulanır ve planlanır.
Kent planlama ve uygulama sürecinde olası değişiklikler ve revizyonlar mutlaka kentsel altyapı sisteminin revizyonu ile bütünleşik bir süreç içinde ele alınır, her iki alana ait kararlar bütünsel bir şekilde yeniden tanımlanır ve uygulama süreçleri gerekli eşgüdüm sağlanarak yönlendirilir.
Ulaşım aksları/yüzeyleri ve ilgili teknik altyapı geçiş hatları plan ekleri olarak uygulama imar planları beraberinde verilir. Uygulama imar planları eki olarak planlama sınırı içinde önerilmiş olan yol kesitlerinin çözümleri, araç izleri, orta ve yol kenarı refüjler, bisiklet, yaya yolları ve parklanma şeritleri ile yol kaplama cinsleri tanımlanır ve ilgili İdareye planla birlikte teslim edilir.
Ulaşım ve teknik altyapı bileşenlerinin belirleyiciliği ve pek çok kentsel fonksiyonla kesişen ilişkisi üç boyutlu planlar olarak da adlandırılan altyapı ve kentsel mekân ilişkilerini kurgulayan plan belgeleriyle tanımlanır;
a) Yol mekânları, teknik altyapı tesislerine her an ulaşılabilir biçimde ve bu tesislerin gereksinimleri dikkate alınarak tasarlanır.
b) Taşıt ve yaya yolları imar planlarında boyutlandırılırken bunların altına yerleştirilecek teknik altyapı boyutları da dikkate alınır.
c) Yağmursuyu tesislerinin yerleştirilmesi için ekonomik ve yasal zorunluluklar nedeniyle kamusal alanlar kullanılır. Kanal şebekesinin tesisinde topoğrafik koşullar nedeniyle cadde ve sokakların planlanmasında zorlayıcı noktaların oluşabileceği hususu dikkate alınır.
ç) Teknik altyapı tesislerinin üstündeki yol, yaya kaldırımı, bisiklet yolu ve parklanma şeritlerinin kaplamalarının kolaylıkla sökülebilir ve tekrar kullanılabilir olmasına önem verilir.
Güzergah seçiminde ise Yönetmeliğin 6. maddesi uygulanmalıdır. Madde hükmüne göre altyapı ağlarına ilişkin güzergah planlamasında, yağmursuyu kanallarının tescile tabi olmayan kamunun ortak kullanımına bırakılmış arazilerden ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerlerden geçirilmesine öncelik verilir.Güzergahın tescile tabi olmayan kamunun ortak kullanımına bırakılmış arazilerden ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden geçirilmesi olanaklı değilse, toplama hatları özel mülkiyete konu taşınmazlardan da geçirilebilir.
Planlama Sürecinde Veri Toplama, Analiz ve Sentez Zorunluluğu
Bu konuda şu yazımıza bakınız: Planlama Sürecinde Veri Toplama, Analiz ve Sentez Zorunluluğu
İmar Planlarında Atıksu Toplama ve Uzaklaştırma Sistemlerinin Planlanmasında Uyulması Gereken Esaslar
Atıksu Toplama ve Uzaklaştırma Sistemleri Hakkında Yönetmelik, atıksu toplama ve uzaklaştırma (kanalizasyon) sistemlerinin planlanmasında uyulması gereken esasları belirlemektedir. Yönetmeliğin 4, 5 ve 6. maddelerine göre kanalizasyon sistemlerinin planlanması, tasarımı ve projelendirilmesi, yapımı ve işletilmesi sürecinde;
- Çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan, sağlık ve güvenlik riskleri asgari düzeyde olacak şekilde, doğal kaynakların korunması, sürdürülebilir en iyi sistemin tasarlanarak en uygun şekilde işletilmesi, bakım ve onarımının sağlanması,
- Kanalizasyon sisteminin çevre üzerindeki olumsuz etkilerini en aza indirmek için gerekli tüm tedbirlerin alınması,
- Yüzeysel suların ve yeraltı sularının korunması,
esastır.
- Altyapı ağlarına ilişkin güzergah planlamasında, iletim hatlarının tescile tabi olmayan kamunun ortak kullanımına bırakılmış arazilerden ve devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerlerden geçirilmesine öncelik verilir.
- Güzergahın tescile tabi olmayan kamunun ortak kullanımına bırakılmış arazilerden ve devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden geçirilmesi olanaklı değilse, toplama hatları özel mülkiyete konu taşınmazlardan da geçirilebilir. Bu durumda, iletim hatlarının rastladığı taşınmazların mülkiyeti; ilgili mevzuat uyarınca altyapı yatırımı yapan kurum ve kuruluş tarafından rızai satış, devir, tahsis, kiralama, irtifak hakkı tesisi veya kamulaştırma yöntemleriyle edinilir.
- Teknik altyapı planları ile imar planları birlikte ve koordineli olarak hazırlanır.
- Planlama süreci içinde teknik altyapı kapasite hesapları ve bu doğrultuda önerilmesi gereken teknik donatı alanları; ilgili kent planının nüfus, ekonomik yapı, sektörel dağılım, sosyal yapı, yerleşme kimlikleri ve kademeleri bağlamında bütünleşik kurgulanır ve planlanır.
- Kent planlama ve uygulama sürecinde olası değişiklikler, revizyonlar mutlaka kentsel altyapı sisteminin revizyonu ile bütünleşik bir süreç içinde ele alınır ve her iki alana ait kararlar bütünsel bir şekilde yeniden tanımlanır ve uygulama süreçleri gerekli eşgüdüm sağlanarak yönlendirilir.
- Ulaşım aksları/yüzeyleri ve ilgili teknik altyapı geçiş hatları plan ekleri olarak uygulama imar planları beraberinde verilir. Uygulama imar planları eki olarak planlama sınırı içinde önerilmiş olan yol kesitlerinin çözümleri, araç izleri, orta ve yol kenarı refüjler, bisiklet, yaya yolları ve parklanma şeritleri ile yol kaplama cinsleri tanımlanır ve ilgili İdareye planla birlikte teslim edilir.
- Ulaşım ve teknik altyapı bileşenlerinin belirleyiciliği ve pek çok kentsel fonksiyonla kesişen ilişkisi 3 boyutlu planlar olarak da adlandırılan altyapı ve kentsel mekân ilişkilerini kurgulayan plan belgeleriyle tanımlanır.